Siemens Gamesa Danimarkada kurduğu 215 MW gücündeki SG DD276 modeli ile dünyanın en güçlü rüzgar türbini unvanını Çinli rakiplerinden aldı

276 metrelik çapı ve 21,5 MW gücüyle Siemens Gamesa’nın yeni offshore türbini, Avrupa’nın temiz enerji hamlesinde sembol haline geldi. Çinli rakiplerini geride bırakarak zirveye oturdu. Østerild test sahasında kurulan türbin yılda 70 bin haneye elektrik sağlayabiliyor.

Avrupa merkezli rüzgar enerjisi üreticisi Siemens Gamesa, Danimarka’nın kuzeybatısında yer alan Østerild test sahasında dünyanın en güçlü rüzgar türbinini kurduğunu açıkladı. SG DD-276 adı verilen bu yeni nesil offshore türbin, 276 metre rotor çapına ve 21,5 megavatlık elektrik üretim kapasitesine sahip. Türbinin yıllık üretimi, yaklaşık 70.000 Danimarka hanesinin elektrik ihtiyacını karşılamaya yetiyor.

Bu dev projeye Avrupa Birliği’nin İnovasyon Fonu aracılığıyla 30 milyon Euro tutarında destek sağlandı. HIPPOW (Highly Innovative Prototype of the most Powerful Offshore Wind) projesi kapsamında geliştirilen türbin, karbon salımını ciddi şekilde azaltma potansiyeliyle dikkat çekiyor.


Kurulum kapasitesinde rekor: 5.000’inci türbin sahaya yerleşti

Siemens Gamesa için bu kurulum yalnızca teknik bir başarı değil, aynı zamanda tarihi bir dönüm noktası. Şirketin dünya genelinde kurduğu 5.000’inci türbin olma özelliği taşıyan SG DD-276, bugüne dek 14 ülkede toplam 27 GW’ı aşan kurulum kapasitesine ulaşmış bir serinin en güçlü örneği.

Siemens Gamesa daha önce 1991 yılında, dünyanın ilk offshore rüzgar çiftliği olan Vindeby’de 11 türbin kurarak sektörde öncülük yapmıştı. Yeni kurulan türbin ise hem büyüklüğü hem de üretim kapasitesi açısından bu tarihi başlangıcın çok ötesinde. Şirketin, o zamandan bu yana türbin boyutları, verimlilik ve çevresel etki açısından kaydettiği ilerleme dikkat çekici.

Siemens Gamesa Danimarkada kurduğu 215 MW gücündeki SG DD276 modeli ile dünyanın en güçlü rüzgar türbini unvanını Çinli rakiplerinden aldı

55 bin ton CO₂ emisyonu önlenmiş olacak

Türbin, ömrü boyunca fosil yakıtlardan kaynaklanabilecek yaklaşık 55.454 ton CO₂ eşdeğeri emisyonu önleyecek. Bu miktar, yaklaşık 12 bin aracın bir yıl boyunca trafikten çekilmesine eşdeğer emisyon tasarrufu anlamına geliyor. Bu da projenin çevresel etkisini daha somut biçimde ortaya koyuyor. Proje, Avrupa Birliği tarafından sağlanan fon ile destekleniyor.

Bu başarıya rağmen, Siemens Gamesa’nın zirvedeki konumu uzun sürmeyebilir. Çin merkezli Dongfang Electric, halihazırda 26 MW’lık bir offshore türbinin üretimini tamamladığını duyurdu. Mingyang Smart Energy ise 22 MW kapasiteli bir türbin üzerinde çalıştığını açıkladı. Ancak bu türbinlerin henüz sahaya kurulmadığı göz önüne alındığında, mevcut durumda kurulu kapasite açısından liderlik Siemens Gamesa’ya ait.

Küresel türbin yarışında rekabet hız kesmiyor

Rüzgar enerjisi sektöründe son yıllarda yaşanan gelişmeler, teknolojik yarışın hız kazandığını gösteriyor. Çin, geçtiğimiz yıllarda 18 MW ve 20 MW kapasiteli türbinleriyle liderliği elinde tutuyordu. Ancak Avrupa’nın Siemens Gamesa hamlesi, teknolojik üstünlüğün sürekli el değiştirdiği bu alanda yeni bir sayfa açtı.

Buna rağmen, Siemens Energy’nin mali tablo açısından zorlu bir süreçten geçtiği de biliniyor. 2023 yılında Alman hükümetinden aldığı 7,5 milyar Euro’luk kamu destekli yeniden yapılandırma paketi, Siemens Gamesa’nın mali yapısını yeniden dengeleme amacı taşıyordu. Şirket, 2026 yılına kadar başabaş noktasına ulaşmayı hedefliyor.

Siemens Gamesa Danimarkada kurduğu 215 MW gücündeki SG DD276 modeli ile dünyanın en güçlü rüzgar türbini unvanını Çinli rakiplerinden aldı

Tedarik zinciri baskısı ve jeopolitik gerilimler risk yaratıyor

ABD, Avrupa Birliği ve Çin arasında yaşanan teknoloji ve ticaret gerilimleri, bu dev türbinlerin üretiminde kullanılan nadir toprak elementleri gibi kritik hammaddelere erişimi zorlaştırıyor. Bu durum, Siemens Gamesa gibi üreticilerin tedarik zincirinde sürdürülebilirlik arayışını daha da önemli hale getiriyor. Avrupa’nın yerli üretim ve bağımsız teknolojik kapasitesini artırma çabası, bu gelişmenin arka planında stratejik bir boyut kazanıyor.

Sonuç olarak, SG DD-276 sadece bir mühendislik harikası değil; aynı zamanda yeşil enerji yarışında Avrupa’nın iddiasını pekiştiren, ekonomik ve jeopolitik dengeleri etkileyen bir hamle. Ancak Çin’in sahaya kurmaya hazırlandığı daha büyük türbin projeleri ve tedarik zincirindeki kırılganlıklar, bu yarışın çok daha sert geçeceğini gösteriyor. Avrupa’nın yerli teknolojilere ve güçlü inovasyon politikalarına yatırım yapması, bu rekabette belirleyici faktör olacak.

İlgili Makaleler


Bir Cevap Bırakın

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz