IEA verileri 100 ülkede fosil yakıt kaynaklı enerji bağımlılığının azaldığını gösteriyor
2010’dan bu yana rüzgar ve güneş başta olmak üzere yenilenebilir yatırımlar, 100’den fazla ülkede fosil yakıt ithalatına bağımlılığı belirgin biçimde azalttı ve yüz milyarlarca dolarlık ithalat maliyetini önledi.
Hızlı bakış
- IEA Renewables 2025 raporu, 100’den fazla ülkenin fosil yakıt ithalatını düşürdüğünü gösteriyor.
- Rüzgar ve güneş enerjisi yeni kurulu güçlerle ithalat ihtiyacını geriletti.
- 2010’dan bu yana yaklaşık 1,3 trilyon dolar ithalat maliyeti önlendi.
- Karşıt senaryo analizleri, yenilenebilirlerin etkisini net biçimde ortaya koyuyor.
- Türkiye, bu dönüşüm trendine katılarak enerji bağımsızlığını güçlendirebilir.
Yüz ülkeyi aşan dönüşüm: ithalata bağımlılık rüzgar ve güneşle kırıldı
IEA’nın en güncel değerlendirmesine göre 2010 sonrası hızlanan yenilenebilir enerji yatırımları, 100’den fazla ülkede elektrik üretiminde ithal kömür ve doğal gaza olan ihtiyacı kayda değer ölçüde düşürdü. Birleşik Krallık, Almanya ve Şili gibi örneklerde ithal kömür ve gaz ihtiyacı yaklaşık üçte bir azaldı; Danimarka’da ise düşüş neredeyse yarıya ulaştı. Bu düşüş, büyük ölçüde rüzgar ve güneşin hızla artan payıyla gerçekleşti.
Kaçınılan yakıtlar ve tasarruf: 700 mt kömür, 400 milyar m3 gaz ve 1,3 trilyon dolar
2023 yılında yalnızca yenilenebilirlerin devreye girmesi sayesinde yaklaşık 700 milyon ton kömür ve 400 milyar metreküp doğal gaz ithalatı fiilen önlendi. 2010’dan bu yana bir
Yenilenebilirler ilk kez kömürü geride bıraktı: Küresel dönüm noktası
2025’in ilk yarısında, rüzgar ve güneş enerjisi küresel ölçekte kömür kaynaklı elektrik üretimini geçti. Bu eşiği geçmek, dünya çapında enerji geçişinin sembolik bir kesiti haline geldi.
Karşıt senaryo uyarısı: Yeni kurulu güç olmasaydı bağımlılık daha da tırmanacaktı
IEA’nın “düşük yenilenebilir” karşıt senaryosu, 2010 sonrası rüzgar ve güneşte kaydedilen artışların hiç yaşanmadığı varsayımıyla ithalat bağımlılığının birçok ülkede keskin şekilde yükseleceğini gösteriyor. Bu varsayım altında bazı ülkelerde ithal fosil yakıtlara bağımlılık 2023 gerçekleşmelerine kıyasla 20 yüzde puandan fazla artıyor; sekiz ülkede fark 30 yüzde puanın üzerine çıkıyor. Gerçekleşen tablo ile karşıt senaryo arasındaki bu makas, yenilenebilirlerin sessiz ama belirleyici bir enerji güvenliği politikası haline geldiğini kanıtlıyor.
Yorum ve anlam: Küresel eğri bağımlılıktan özerkliğe bükülüyor
Bu veriler, enerji dönüşümünün yalnızca iklim hedeflerine hizmet etmediğini; aynı zamanda ülkeleri kur riskinden, fiyat şoklarından ve jeopolitik arz kırılganlıklarından uzaklaştırdığını gösteriyor. Rüzgar türbinlerinin ve güneş panellerinin yerli üretim potansiyeli, ithal yakıt zincirlerini kısaltarak ekonomilerde dayanıklılığı artırıyor. Kümülatif etki, makro ölçekte dış ticaret dengesi ve enflasyon patikasına pozitif yansıyor.
Türkiye için çıkarım: Güneş ve rüzgarla ithalat faturasını kalıcı azaltma fırsatı
Türkiye, elektrik üretiminde yerli ve yenilenebilir kaynak payını artırdıkça fosil yakıt ithalatına ödenen döviz faturasını yapısal olarak küçültebilir. İEA’nın küresel verileri, yüksek güneş potansiyeli ve rüzgar sahaları olan ülkelerin kararlı bir bağlantı ve depolama planlamasıyla hızla ithalat bağımlılığını aşağı çekebildiğini gösteriyor. Şebeke yatırımları, esneklik çözümleri, depolama ve piyasa tasarımı birlikte ilerlediğinde rüzgar ve güneşin marjinal maliyet avantajı kalıcı hale geliyor.
Politika ve finansman odağı: Şebeke, depolama ve yatırımın kilidi
İlerleyen dönemde iletim hatlarının güçlendirilmesi, esneklik sağlayan depolama yatırımları ve yenilenebilir projelerin finansman erişimi belirleyici olacak. Öngörülebilir ihale takvimleri, uzun vadeli alım modelleri ve şebeke bağlantı süreçlerinde sadeleşme, özel sektörün yatırım iştahını artırırken sistem güvenliğini de destekler. Böylece yenilenebilirlerin ithalatı ikame etme hızı daha da yükselir.
Firecarrier bakışı: Sessiz devrim, yüksek etkili sonuç
Gürültüsüz bir teknoloji eğrisi, büyük bir jeoekonomik sonucu doğurdu. 100’den fazla ülke, rüzgar ve güneşle ithalata bağımlı bir düzeni tersine çevirmeye başladı. Bu kesit, yalnızca bir enerji tablosu değil; ekonomik özerklik, fiyat istikrarı ve iklim güvenliği için ortak bir yol haritası. Soru artık mümkün olup olmadığı değil, hızın ne kadar artırılacağı.
Rüzgar ve güneşin kömürü geçmesi enerji tarihinde bir dönüm noktası mı? Türkiye bu dönüşümde hızını artırmalı mı? Görüşlerini yorumlarda paylaş
İlgili haberler
- IEA raporunda vurgulanan 2 trilyon dolarlık temiz enerji pazarı ve Türkiye’nin payı
- IEA raporu Türkiye’de temiz enerji pazarında büyüme
- IEA CO₂ emisyonları raporu: yeni rekor seviyeler ve umut sinyali
- Enerji güvenliği ve temiz enerji geçişi: IEA dünya enerji görünümü 2024
- IEA Global EV Outlook 2025: elektrikli araçlarda yön değişiyor
- Türkiye’de Yenilenebilir Enerji Tedarik Anlaşmaları (YETA) değerlendirmesi
- Türkiye 2024’te elektriğin %46’sı yenilenebilirden geldi