Körfez Akıntısı’nın (Gulf Stream) geleceğiyle ilgili yapılan endişe verici bir araştırma, küresel çapta felaketlere yol açabilecek kritik noktayı gözler önüne seriyor.
Bilimsel adıyla Atlantik Meridional Dönüş Dolaşımı (AMOC), Atlantik akıntılarını yönlendiren hayati bir okyanus akıntısı ve dünya iklimine önemli etkileri bulunuyor.
AMOC, Körfez Akıntısı’nın (Gulf Steam) çöküşü
AMOC’nin olası çöküşü, Prof. Peter Ditlevsen liderliğinde yapılan yeni bir araştırma. Çalışma, 1870’e kadar uzanan tarihsel deniz yüzeyi sıcaklık verilerini kullanarak AMOC akıntılarının gücünü değerlendiriyor. Elde edilen sonuçlar, küresel karbon emisyonlarının artmaya devam etmesi durumunda, AMOC’nin yakın gelecekte çökebileceği tehlikesini ortaya koyuyor.
En olası senaryoya göre, çöküş 2025 ve 2095 yılları arasında gerçekleşecek ve en olası senaryoya göre ise 2050 yılı civarında dünya bu şekilde karbon emisyonu ürettikçe bu felaketle karşılaşacağız. Bu çöküş gerçekleşirse geçmişteki buzul çağları sırasında yaşanan değişikliklere benzer, birkaç on yıl içinde 10 derecelik sıcaklık düşüşü olabilecek.
Körfez Akıntısı’nın çöküşünün olası sonuçları: Türkiye iklimine olası etkileri
AMOC’nin çöküşü, Türkiye’nin de dahil olduğu birçok ülkenin ikliminde felaketlere yol açabilecek potansiyel sonuçlar doğuracak. Grönland’ın buzul kaplarının hızla erimesi ve diğer kaynaklardan gelen tatlı su akışı şimdiden akıntıyı zayıflatıyor. Bu durumun tam çöküşle sonuçlanması halinde, Türkiye’de düşen sıcaklıklar ve artan fırtınalar, Türkiye’nin doğu kıyısında yükselen deniz seviyeleri ve Türkiye’nin tarımının hayati bileşeni olan düzenli yağışların ciddi şekilde etkileneceği anlamına geliyor.
Ayrıca, artan deniz seviyeleri sahil şeridinde erozyona ve kıyı bölgelerindeki yaşam alanlarının tehdit altında olmasına neden olabilecek. Bu durum aynı zamanda Türkiye’nin iç kesimlere doğru su baskınlarını artırabilir ve tarım alanlarında büyük olumsuz etkilere yol açabilir.
Bilim insanlarının endişeleri ve uyarıları
AMOC’nin geleceği konusunda yapılan araştırma ve sonuçları, önde gelen bilim insanlarının da dikkatini çekiyor ve bilim insanları araştırmanın güvenilirliği üstünde çekincelerini dile getiriyorlar. Almanya’daki Potsdam İklim Etki Araştırma Enstitüsü’nden Prof. Niklas Boers, kullanılan modeldeki belirsizlikler ve temel deniz sıcaklık verilerindeki boşlukların, çöküşün zamanlamasıyla ilgili kesin tahminler yapmayı zorlaştırdığını belirtiyor. Türkiye ve diğer ülkeler için iklim değişikliğinin önemini anlamak ve daha iyi önlemler alabilmek için daha fazla araştırmanın gerekliliği var.
AMOC’nin geleceği, küresel çapta felaketlere yol açabilecek bir potansiyel taşıyor. Bu nedenle, Türkiye ve dünya genelinde acil bir yaklaşım gerekiyor. İklim değişikliğiyle mücadelede bilinçli ve etkili adımlar atmak, sürdürülebilir bir gelecek için hayati önemde. Bilimsel araştırmalar ve bağımsız gazetecilikle elde edilen bilgiler, politika yapıcıları ve halkı iklim değişikliği konusunda harekete geçmeye teşvik ederken, uygun önlemlerin alınmasına ve iklim istikrarının korunmasına yardımcı olabilir. Bizim için, iklim değişikliğine karşı bilinçli ve etkili bir şekilde harekete geçmek, gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakma sorumluluğumuzun bir parçası.
