İklim değişikliğiyle mücadele ve kalkınma birlikte mümkün

Çevre, İklim ve Sağlık için İş Birliği Projesi (ÇİSİP) çatısı altında bir araya gelen STK’lar ve sağlık uzmanları, Ruhsal Sağlık ve İklim Değişikliği bildirisini yayınladı.

HEAL (Sağlık ve Çevre Birliği), Halk Sağlığı Uzmanları Derneği (HASUDER) ve Kocaeli Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı ortaklığıyla üç yıldır Avrupa Birliği Ağlar ve Platformlar Desteğiyle devam eden Çevre, İklim ve Sağlık için İşbirliği Projesi (ÇİSİP) kapsamında Türkiye Psikiyatri Derneği’nin katkısıyla yayınlanan bildiride, iklim değişikliğinin ruh sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekilerek, iklim krizine hazırlık ve müdahalede, ruh sağlığı ve psikososyal desteğin sağlanmasına yönelik artan ihtiyacın karşılanması için çağrı yapıldı.

Her geçen gün büyüyen ve küresel bir kriz haline gelen iklim değişikliği bağlantılı tehditler 1970- 2020 arasındaki 50 yılda katlanarak arttı. Kasırgalar, seller ve orman yangınları gibi doğal afetlerin yarısı 2003’ten sonra meydana geldi ve yaklaşık 5 milyar insanı etkiledi.

İklim değişikliğinin fiziksel sağlığımızı olumsuz etkilediği uzun zamandır biliniyor. Aşırı sıcaklıklar sıcak çarpmasına ve ölümlere yol açıyor, seller su kaynaklı hastalıkların yayılmasına neden oluyor, orman yangınlarından kaynaklanan hava kirliliği solunum ve kardiyovasküler hastalıklara yol açıyor. Ancak, iklim değişikliğiaynı zamanda sosyal ve çevresel risk faktörlerini şiddetlendirerek hem yeni ruh sağlığı sorunlarının ortaya çıkmasına hem de mevcut ruh sağlığı sorunları yaşayan insanlar için durumun daha da kötüleşmesine neden olabiliyor.

Her 5 kişiden 1’i travma sonrası stres bozukluğu yaşıyor

İklim Değişikliğiİklim krizinin ruh sağlığına etkileri doğrudan ve dolaylı etkiler olarak sınıflandırılabilir. İklim krizinin doğrudan etkileri çoğunlukla akut olaylar diye tabir edilen aşırı hava olayları ve bunlara bağlı oluşan seller, kasırgalar, yangınlardan sonra ortaya çıkıyor. Literatürde, aşırı hava olaylarının ardından en sık görülen ruh sağlığı sorunlarının depresyon ve travma sonrası stres bozukluğu olarak ifade ediliyor. Buna göre, kasırga ve sele maruz kalanlarda %20-30 oranında depresyon ve/veya travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) ortaya çıktığı görülüyor.

Subakut veya uzun vadeli iklimle ilgili değişiklikler ise aylarca veya yıllarca sürer ve kuraklık ve uzun süreli ısı dalgaları gibi olayları içeriyor. Yangınlar ve sıcak hava dalgalarının sebep olduğu sıcaklık stresi de duygudurum bozuklukları, saldırganlık, fiziksel ve psikolojik yorgunluk ve kaygıya neden olabiliyor.

ABD’de yapılan bir araştırmada, ortalama sıcaklıklar 30°C’yi aştığında, 25°C ile 30°C arasındaki ortalamalara kıyasla ruh sağlığı sorunlarının %0,5 oranında arttığı saptanmıştır. Aynı çalışmada beş yıllık ısınmanın her 1°C’lik artışına karşılık ruh sağlığı sorunlarında %2’lik bir artış olduğu bulunmuştur. Başka bir araştırmada, birkaç on yıl boyunca aylık ortalama sıcaklıklarda 1°C’lik bir artışın, Meksika’da intihar oranlarında %2,1’lik ve ABD’de %0,7’lik bir artışla ilişkili olduğunu bulunmuştur.

İklim krizinin dolaylı etkileri arasında ise ekonomik kayıplar, yerinden edilme ve zorunlu göç, kıt kaynaklar üzerindeki rekabet ve şiddet sayılabilir. Uzun ve şiddetli kuraklık dönemleri, ormansızlaşma, buzulların azalması, nehirlerin kaybolması, çölleşme, su kıtlığı, bulaşıcı hastalıkların artması ve biyokütlenin yok olması toplumların yaşam alanlarını ve günlük yaşamlarını etkilerken, yaşam ve geçim kaynaklarının yok olmasına, ekonomik krizlere, evlerinin ve sosyal ağlarının kaybına yol açıyor. Tüm bu değişiklikler, yaşanılan yıkım, kayıp ve yerinden edilme kişilerde anksiyete ve çaresizlik duygularından depresyona, travma sonrası stres bozukluğuna (TSSB) ve intihar düşüncelerine kadar bir dizi zihinsel sağlık sorununa yol açabiliyor.

İklim krizinin doğrudan ve dolaylı etkileri aynı zamanda sağlık hizmetlerine erişimi engelleyerek, sosyal destek sistemlerini işlemez hale getirerek mevcut ruhsal hastalıkların alevlenmesine yol açabilir.

Türkiye için 5 maddelik yol haritası

Bu nedenle, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), 3 Haziran 2022’de gerçekleşen Stockholm+50 konferansında açıkladığı politika notu ile ülkeleri iklim krizine verdikleri yanıtlara ruh sağlığı desteğini dahil etmeye çağırdı. Dünya Sağlık Örgütü’nün “Ruh Sağlığı ve İklim Değişikliği” için yol gösterici niteliğindeki 5 önerisi Türkiye’ye de uygulanabilir:

• İklim değişikliği kaynaklı ruhsal sağlık sorunlarının tanınması ve buna yönelik politika geliştirilmesi,

● İklim değişikliği ve sağlıkla ilgili geliştirilen programlara Ruh Sağlığı ve Psiko-Sosyal Destek (MHPSS) çalışmalarının entegre edilmesi,

● Paris Anlaşması ve Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri gibi uluslararası sözleşmelerle garanti altına alınan taahhütlerin yerine getirilmesi,

● Kırılganlıkları azaltmak ve iklim değişikliğinin ruh sağlığı ve psikososyal etkilerini ele almak için çok sektörlü ve toplum temelli yaklaşımlar uygulanması,

● Hem ruhsal sağlık hem de iklim değişikliğinin sağlık üzerindeki etkilerine yönelik yeterli finansmanın sağlanması.

İklim değişikliğinin etkisiyle ilgili Aşırı sıcaklar elektrik şebekelerini zorluyor haberimizi okuyabilirsiniz.

Bir Cevap Bırakın

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.