enerji dönüşümü

Petrol fiyatlarının hızlı artış gösterdiği, enerjide arz güvenliği tartışmalarının yoğunlaştığı bir dönemde yayınlanan Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA) raporu, yenilenebilir enerjiye geçiş sürecini hızlandıracak orta ve uzun vadeli hedeflere öncelikle odaklanılması gereğine işaret ediyor. IRENA Genel Direktörü Francesco La Camera, “Enerji dönüşümü yolculuğunda henüz çok uzak bir noktadayız” dedi.

Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA) tarafından yayınlanan 2022 Dünya Enerji Görünümü raporu enerji sektöründe petrol fiyatlarındaki yükselişler ve enerji arz güvenliği gibi konulara kısa vadeli müdahalelere, orta ve uzun vadede temiz enerjiye geçişi hızlandıracak adımların eşlik etmesi ve bu adımların hızla atılması gereğine işaret ediliyor. Rapor küresel iklim değişikliği mücadelesi ve  1.5 derecelik ısı artışı hedefi açısından bu adımların öncelikli olduğu vurgulanıyor.

Enerji dönüşümüne vurgu

IRENA Genel Direktörü Francesco La Camera, raporu değerlendirirken, “Enerji dönüşümü yolculuğunda henüz çok uzak bir noktadayız ve önümüzdeki yıllarda radikal eylemden başka diğer seçenekler azalacak hatta bu gelişmeler iklim hedeflerimize ulaşma şansı ortadan kaldırabilir” dedi.  IRENA Genel Direktörü Camera, “Bugün hükümetler, enerji güvenliği, ekonomik iyileşme, haneler ve işletmeler için enerji faturalarının karşılanabilirliği gibi birçok zorlukla karşı karşıya.

Bu sorunlara verilecek pek çok cevap, hızlandırılmış enerji dönüşümünde yatmaktadır. Ancak Paris Anlaşması ve sürdürülebilir kalkınma gündemi ile uyumlu politikaları uygulamaya koymak siyasi bir seçimdir. Yeni fosil yakıt alt yapısına yatırım yapmak yalnızca ekonomik olmayan uygulamaları kilitleyecek, mevcut riskleri devam ettirecek ve iklim değişikliği tehditlerini artıracaktır” diye konuştu.

Yenilenebilir kaynaklar her ülkede var

La Camera, “Harekete geçme zamanı geldi” diyerek şunları ekledi. “Son gelişmeler, yüksek fosil yakıt fiyatlarının enerji yoksulluğuna ve endüstriyel rekabet gücünün kaybına neden olabileceğini açıkça göstermiştir. Dünya nüfusunun % 80’i net fosil yakıt ithalatçısı olan ülkelerde yaşıyor. Buna karşılık, yenilenebilir kaynaklar tüm ülkelerde mevcuttur ve yenilenebilir enerji bize ithalat bağımlılığından kurtulmanın bir yolunu sunuyor ve ayrıca ülkelerin ekonomik büyümeyi ve yeni işleri teşvik ederken ekonomileri fosil yakıtların maliyet yükünden de uzaklaştırıyor.”

85 milyon yeni istihdam fırsatı

Görünüm raporunda şu ifadelere yer veriliyor: “2030’a kadar yılda 5,7 trilyon ABD doları tutarında yatırım ihtiyacı var. Ancak enerji dönüşümüne yatırım yaparak 2030 yılına kadar yenilenebilir enerji ve diğer teknolojilerde küresel ölçekte 85 milyon yeni istihdam yaratılacak ve somut sosyo ekonomik ve refah faydaları doğacak. Bu istihdam artışları sayesinde, fosil yakıt endüstrilerindeki 12 milyon iş kaybının da büyük ölçüde dengelenmesi mümkün olacak.”

Rapora göre, yenilenebilir enerji tüm sektörlerde, bugün toplam enerjinin % 14’ünü oluştururken,  2030’da bu oranın yaklaşık % 40’a çıkması gerekecek. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) tavsiye ettiği gibi, küresel yıllık yenilenebilir enerji ilavesi 2030’a kadar üç katına çıkacak.       Aynı zamanda, kömür enerjisinin kararlı bir şekilde değiştirilmesi, fosil yakıt varlıklarının aşamalı olarak kaldırılması ve alt yapının iyileştirilmesi gerekecek.

Elektro mobilite itici güç

Rapor elektrifikasyonu, verimliliği, yenilenebilir enerjiyi, yeşil hidrojen ve biyokütle gibi unsurları enerji dönüşümünün temel itici güçleri olarak görüyor. Nihai kullanımda karbonsuzlaştırma, elektrifikasyon, yeşil hidrojen ve yenilenebilir kaynakların doğrudan kullanımı yoluyla sunulan birçok çözümlerin de desteğiyle ön planda olacak. Özellikle elektro mobilite, enerji geçişindeki ilerlemenin itici gücü olarak görülüyor ve elektrikli araç (EV) satışlarının 20 kat artmasını öngörüyor.

Siyasi taahhütler gerekli

Raporda son olarak, iklim ve kalkınma hedefleriyle uyumlu hızlı bir geçişin sağlanması amacı doğrultusunda en üst düzeyde uluslararası iş birliğini desteklemek için siyasi taahhüdün gerekliliği vurgulanarak, “2030 yılına kadar Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine (SKH) ulaşmak ve sürdürülebilir enerjiye erişim, adil ve kapsayıcı bir enerji geçişinin hayati bir ayağı olmaya devam etmelidir. Bütünsel bir küresel politika çerçevesi, uluslararası finans, kapasite ve teknoloji akışını sağlamak için ülkeleri bir araya getirebilir” denildi.

Bir Cevap Bırakın

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.