IICEC Konferansı

IICEC Konferansı kapsamında Sabancı Holding Enerji Grup Başkanı Kıvanç Zaimler’in moderatörlüğünde gerçekleştirilen panelde dünyada yaşanan enerji krizi ve yenilenebilir enerji alanındaki son gelişmeler değerlendirildi.

Panelde Zorlu Enerji CEO’su Sinan Ak, Borusan EnBW Enerji Genel Müdürü Enis Amasyalı, Shell Türkiye Ülke Başkanı Ahmet Erdem, ING Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi Semra Kuran ve Sanko Enerji Grubu CEO’su Hakan Yıldırım konuşmacı olarak yer aldı.

Kıvanç Zaimler: “Krizler fırsatları da beraberinde getiriyor”

Sabancı Holding Enerji Grup Başkanı Kıvanç Zaimler, “IICEC raporu, analitik bir perspektifle hazırlandı. Günümüzde bir yandan enerji dönüşümü gündemi hızla ilerlerken, diğer yandan Rusya- Ukrayna Savaşı, Avrupa’daki enerji güvenliği tartışmaları ve enerjide rekor fiyatlar yaşanıyor. Krizler aynı zamanda fırsatları da beraberinde getiriyor. Hatta dünya savaşlarında, dünyanın en büyük inovasyonları, yenilikleri ortaya çıkıyor. Rusya- Ukrayna Savaşı’nın oluşturduğu ortam da temiz ve güvenilir enerji alanındaki gelişime çok önemli katkılar yaptı. Temiz ve güvenilir enerji teknolojilerinin ekonomisinin de rekabetle oluşacak fayda ile makul seviyelere gelebileceğini ümit ediyorum” dedi.

Zorlu Enerji CEO’su Sinan Ak: “Türk yatırımcılar, enerji için son derece istekli”

Zorlu Enerji CEO’si Sinan Ak, yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Enerjide yaşanan krizin önüne geçmek için değişim ve dönüşümün bir günde olamayacağı aşikar. Yenilenebilir enerji tesislerinin kurulması, batarya ve depolama sistemleri için gerekli olan sürdürülebilir madenciliğin yapılabilmesi ve tesislerin kurulması için uzun zamana ihtiyaç var. Enerji alanında Türk yatırımcısına baktığımızda, yatırımcı son derece pozitif ve istekli. Ancak görüyoruz ki Avrupa’da yatırım yapmak Ortadoğu ile karşılaştırıldığında daha maliyetli ve rekabet daha zor.

Biz de Avrupa’daki şarj istasyonu yatırımlarımızda bunu görüyoruz. Türk yatırımcıların ülkemizdeki yatırımların yanı sıra yenilenebilir enerji alanındaki fırsatlar ve teşvikler nedeni ile rotasını Ortadoğu, Hindistan ve Amerika’ya çevirmesi gerektiğini düşünüyorum. Ülkemizde keşfi yapılan Karadeniz gazına da çok önem veriyorum. Bahsedilen seviyelere ulaştığında Türkiye’nin her anlamda avantaj yakalayacağını düşünüyorum.”

Borusan EnBW Enerji GM Enis Amasyalı: “Yeni bir enerji ekonomisi doğuyor”

Borusan EnBW Enerji Genel Müdürü Enis Amasyalı şunları söyledi: “Bugün iklim krizi ve enerji krizinin ortasında büyük bir enerji dönüşümüne, yeni bir enerji ekonomisinin doğuşuna tanıklık ediyoruz. Geçmişte biyoyakıtlardan, kömüre oradan petrole doğru, yakıtların kullanımının birbirine eklenmesiyle enerji dönüşümü döngüleri büyük çalkantıları ile birlikte yaşandı. İklim krizi ise, tüm dünyayı bazı kaynakları denklemden çıkarması gereken bir sürece soktu. İklim ve enerji krizleri birbirine bağlı ve biz de ikisine hızlıca cevap vermek zorundayız. Bugün verilecek doğru yatırım kararları; temiz ve güvenli, maliyeti tüketiciler tarafından karşılanabilir bir enerji geleceği için tarihi dönüm noktası niteliğinde. Bu dönüm noktasında da enerji krizinin ortasında alınan kararların temiz enerji dönüşümü çok büyük ölçüde hızlandırdığını görüyoruz.

Enerji arz güvenliği, enerjinin uygun maliyetle tedarik edilmesi ve 2053 net sıfır hedefi çerçevesinde ülkemizin enerji politikası; yenilenebilir enerji kaynakları ve enerji verimliliği potansiyellerinden azami faydalanmayı hedefliyor. 2053 net sıfır hedefi, Yeşil Mutabakat çerçevesinde Sınırda Karbon Düzenlemesi ülkemizin temiz enerjiye dönüşümünü hızlandıracak önemli unsurlar. Yenilenebilir enerji potansiyeli açısından şanslıyız, ancak halihazırda bu potansiyelin çok küçük bir kısmından faydalanıyoruz. Bu potansiyeli hayata geçirmede kanun koyucuyu, finans kuruluşlarını ve yatırımcıları ortak faydada buluşturacak öngörülebilir, sürdürülebilir yatırım ve finans mekanizmaları hayati rol oynayacak.”

Shell Türkiye Ülke Başkanı Ahmet Erdem: “TOGG’un elektrikli araçları için 400 istasyon belirlendi”

Shell Türkiye Ülke Başkanı Ahmet Erdem şunları söyledi: “Öngörülebilir ve vereimli enerji piyasası gelişimini kritik buluyorum. 2022’de savaş ve yaşanan insanlık dramı, enerji güvenliği riskleri, iklim değişikliği endişeleri, hızla yükselen enerji fiyatları, küresel enflasyon ve resesyon beklentisi gündemdeydi. Bu şartlar altında enerji dönüşümü devam edecek, hatta yenilenebilir ile sıfır ve düşük karbonlu enerji yatırımları hızlanarak artacak. Dünyada enerji sistemleri değişirken, Shell de öncü bir rol oynuyor.

Shell olarak, hedefimiz 2050’ye kadar net sıfır emisyonlu bir enerji işletmesi olmak. Bugün dünyanın en büyük biyoyakıt üreticilerinden biriyiz ve hidrojen üretimi için küresel elektrolizör kapasitesinin %10’una sahibiz.  2030’a kadar yılda yaklaşık 560 Teravat saat elektrik satmayı hedefliyoruz. 2020’de yaklaşık 60.000 bin olan elektrikli araç şarj ağımızı, 2021’in sonunda yaklaşık 90.000’e çıkardık. 2025’e kadar 500.000’in üzerine ve 2030’a kadar 2,5 milyona çıkarmayı hedefliyoruz.

Shell Türkiye olarak, bir yandan kendi faaliyetlerimizde verimlilik, tasarruf, yenilenebilir enerji kullanımı     ve güneş paneli yatırımları ile karbon ayak izimizi azaltmaya çalışırken, diğer yandan da sıfır veya düşük karbon yoğunluğuna sahip ürünleri müşterilerimizin kullanımına sunmayı amaçlıyoruz. Shell & Turcas olarak, elektrikli araç kullanıcılarına kesintisiz bir deneyim yaşatmak için Türkiye’nin elektrikli otomobili TOGG’un, elektrikli araç şarj çözümleri sunan Trugo şirketi ile iş birliğine imza attık.  Trugo ve Shell & Turcas olarak, 81 ilde 180 kWs üzeri şarj cihazları ile tüm elektrikli araç kullanıcılarına hizmet vermek için birlikte çalışacağız. Bunun için de öncelikle 400 Shell istasyonu belirlendi.”

ING Türkiye YK Üyesi Semra Kuran: “2050 yılı net sıfır hedeflerimize ilerliyoruz”

ING Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi Semra Kuran şunları söyledi: “Bugün karşı karşıya olduğumuz küresel sorunların çözümünde enerji kritik bir role sahip. Net sıfır bir dünya için yapılan yatırımların yüzde 50’den fazla artması beklenen bu dönemde yenilenebilir enerji yatırımları en büyük payı alacak. Bu doğrultuda finans kurumlarının, bu yatırımların sürdürülebilirlik odağında gerçekleşmesini sağlamak üzere yeşil finansman araçları geliştirmeleri, müşterilerine danışmanlık sunmaları ve gerekli çerçeveleri ve standartları oluşturmaları stratejik bir önem taşıyor. 1990’lardan bu yana sürdürülebilirlik hareketine öncülük eden bir kurum olan ING olarak, bu alanda yenilikçi çözümlerle 2050 yılı net sıfır hedeflerimize doğru ilerliyoruz.

Bir yandan kendi operasyonlarımızdan kaynaklı etkileri minimize ederken, bir yandan da müşterilerimiz ve iş ortaklarımızın sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmalarında rol oynayan ürün, hizmet, çözüm ve standartlar geliştiriyoruz. Aynı zamanda içinde bulunduğumuz toplumların bu alanda farkındalık kazanmalarına önem veriyoruz. Bu kapsamda ulusal ve uluslararası platformlarla yaptığımız iş birlikleri ve üyeliklerle çalışmalarımıza güç katıyoruz. Bunun bir yansıması olarak, IICEC ile gerçekleştirdiğimiz iş birliğinin hem kendi iklim eylemi çalışmalarımızı güçlendirmesi hem de toplumsal, ekonomik ve çevresel dönüşüme hizmet etmesi nedeniyle çok kıymetli buluyoruz.”

Sanko Enerji CEO’su Hakan Yıldırım: “Türkiye rüzgar ve güneşte ciddi atılımlar yaptı”

Sanko Enerji Grubu CEO’su Hakan Yıldırım şunları söyledi: “Türkiye olarak, yenilenebilir enerji teknolojilerinde nasıl bir yol haritası izlememiz gerektiğine odaklanmamız gerekiyor. Bugün ülkemizde enerji sektörünü hem heyecanlandıran hem de düşündüren çok önemli konular var. Sektörün en büyük kaygısı şüphesiz belirsizliktir. Buna karşın heyecanlandıran konular da yok değil. Heyecanlandıran konuların başında ise, özellikle Rusya-Ukrayna savaşı sonrası, yenilenebilir enerjinin stratejik öneminin bir daha asla unutulamayacak şekilde anlaşılması geliyor. Dolayısıyla teknolojinin verimliliğinin arttığı, maliyetinin düştüğü süreçleri yaşayacağımız bir gerçek. Başta güneş enerjisi olmak üzere elektrikli depolama ve hidrojen alanlarında yaşanacak gelişmeler, sektör genelinde büyük heyecan uyandırıyor.

Türkiye özellikle son 15 senede rüzgar ve güneş alanları başta olmak üzere yenilenebilir enerji alanında ciddi atılımlar yaptı. Bugün artık rüzgar alanında türbinlerin yüzde 55-60’ı yerli olarak imal edilebiliyor. Güneşte hammaddeden yani polisilikondan itibaren üretim kabiliyeti mevcut. Yine bataryada modül imalatı var, şimdi ise hücre imalatını gerçekleştirecek firmalar yatırımlarına başlamış durumda. Bu imalat gücünü desteklemek lazım. Yerel talep yaratmalıyız. Sektörün önünü adını açabilecek adımlara ihtiyaç var. Şirketler yerel pazardan kazandıkları ile yeni geliştirmeler yapacaklar, imalatlarını ucuzlatacaklar ve küresel pazarlarda rekabetçi olabilecekler.”

Bir Cevap Bırakın

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.