30 Kasım tarihinde başlayacak olan COP28, iklim değişikliğiyle mücadelede dünya genelinde sıcaklık rekorlarının kırıldığı ve doğal afetlerin arttığı bir zamanda gerçekleşecek.
Bu zirve, küresel iklim eylemlerinin hız kazanması için hayati öneme sahip. Zirve, küresel iklim gündemi ve enerji pazarının kesişim noktası olacak.
Birleşik Arap Emirlikleri’nin yaşadığı ikilemler
BBC’nin haberine göre BAE’nin, COP28 öncesi yapılan iklim görüşmelerini, ulusal petrol ve gaz şirketleri için iş anlaşmalarını teşvik etmek amacıyla kullanmayı planladığı iddiaları, zirvenin bütünlüğüne gölge düşürüyor. Bu iddialar, Sultan Al Jaber’in hem BAE’nin ulusal petrol şirketi Adnoc’un başkanı hem de BAE’nin iklim elçisi olarak görev yapmasının çıkar çatışmasına yol açabileceğine dair endişeleri güçlendiriyor.
Karbon salımları ve yenilenebilir enerji yatırımları
BAE’nin, fosil yakıtların yanı sıra yenilenebilir enerji şirketi Masdar üzerinden de anlaşmalar yapmayı planladığı görülüyor Özellikle, Masdar’ın Birleşik Krallık’taki rüzgar enerjisi projeleri ve diğer ülkelerde yenilenebilir enerji yatırımları dikkat çekiyor.
Küresel ısınma ile mücadelenin çıkmazı
Küresel ısınmanın 1.5°C ile sınırlandırılması için acil eylem planlarına ihtiyaç duyuluyor. Ancak, COP28’in ev sahibi ülkenin fosil yakıt projeleri geliştirme çabaları, bu hedefle doğrudan çelişkiler yaratıyor.
Birleşmiş Milletler ve tarafsızlık ilkesi
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC), COP başkanları ve ekipleri için “tarafsızlık yükümlülüğünün” altını çizmektedir. UNFCCC, COP başkanlarının her türlü önyargı, tarafgirlik, kişisel çıkar veya tercihten uzak, bağımsız ve adil bir yargıya dayanarak hareket etmelerini beklemektedir.
COP28 Zirvesi’nin getirdiği sorumluluklar
COP28’in ev sahibi olarak BAE’nin, zirve sırasında gösterdiği tutum ve eylemler, küresel iklim mücadelesinde önemli bir örnek teşkil edecek. Zirvenin başarısı, ev sahibi ülkenin bu sorumluluğu ne kadar ciddiye aldığına bağlı.
Bu tartışmalar, Türkiye’nin enerji ve iklim politikalarını şekillendirmede dikkate alması gereken önemli faktörler arasında değerlendirilebilir. Enerji bağımsızlığı ve sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda, Türkiye’nin uluslararası arenadaki bu tür gelişmelere nasıl tepki vereceği, gelecekteki politika kararlarında belirleyici olacaktır.