12 Aralık 2023 tarihinde sona eren COP28 zirvesi, fosil yakıtlardan adil ve etkili bir şekilde uzaklaşmayı öngören dönüm noktası bir anlaşmayla küresel iklim mücadelesinde yeni bir sayfa açıyor.
Dubai’de gerçekleştirilen 2023 Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı, COP28, fosil yakıtlardan uzaklaşma yönünde ilk kez küresel bir mutabakata vararak sona erdi. Zirvenin başkanı Sultan Al Jaber’in öncülüğünde, ABD ve Avrupa Birliği gibi büyük güçlerin desteğiyle ve petrol üreten ülkelerin katılımıyla tarihi bir anlaşma sağlandı.
Anlaşmanın içeriği ve karşılaşılan eleştiriler
COP28 anlaşması, fosil yakıtlardan uzaklaşmayı öngörüyor, ancak belirli bir ‘fosil yakıtların aşamalı olarak kaldırılması’ ifadesi içermiyor. Küçük ada devletleri ve çevre aktivistleri, anlaşmanın yetersiz olduğunu ve ‘geçiş yakıtları’ gibi maddelerle dolu olduğunu eleştiriyor.
Yatırımlar ve piyasa etkileri
Anlaşma, fosil yakıtlardan uzaklaşma yönünde piyasalara ve yatırımcılara net bir mesaj gönderiyor. Uzmanlar, yenilenebilir enerjiye yapılan yatırımların gelecekte daha karlı olacağını ve fosil yakıtlara yapılan yatırımların riskli hale geleceğini belirtiyor.
Yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği hedefleri
Anlaşma, 2030 yılına kadar yenilenebilir enerji kapasitesini üç katına çıkarma ve enerji verimliliğindeki küresel ortalama yıllık artış hızını iki katına çıkarma hedeflerini içeriyor. Ayrıca, karbon salımlarını azaltma ve fosil yakıtların yerini alacak teknolojilerin geliştirilmesine yönelik hedefler de anlaşmanın önemli unsurları arasında yer alıyor.
Küresel iklim hedeflerine etkisi
COP28 anlaşması, küresel iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir adım olarak görülüyor. Anlaşmanın etkinliği, ülkelerin ve yatırımcıların yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik taahhütlerine ve anlaşmanın uygulanmasına bağlı olacak.”
12 Aralık 2023’te sona eren COP28 zirvesi, fosil yakıtlardan uzaklaşma konusunda tarihi bir anlaşma ile sonuçlandı. Bu anlaşma, küresel iklim mücadelesinde yeni bir başlangıç olarak kabul edilirken, aynı zamanda uygulamadaki zorlukları ve farklı ekonomik ve gelişimsel ihtiyaçlara yönelik çözümlerin bulunması gerekliliğini de vurguluyor.