TÜRKİYE rüzgar enerjisi sektörü açısından kritik bir sürece girmiş durumda. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), nisan ayı başında yapılacak 2000 MW’lik rüzgar santrali lisans sürecine başvuruları bir yıl sonraya erteledi. Buna karşılık, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, 1000 MW’lik rüzgar enerjisine dayalı Yenilenebilir Kaynak Alanı (YEKA) ihale sürecini bu yaz başlatacağını duyurdu. Öte yandan Nisan 2015’te başvuruları alınan 3000 MW’lik bağlantı kapasiteli rüzgar enerjisi lisanslama sürecinde de projelerin incelenmesi devam ediyor. Rüzgar yatırımlarında gelinen noktayı, son erteleme kararını sektör paydaşlarının nasıl karşıladığını, bundan sonraki sürecin köşe taşlarını Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) Başkanı Mustafa Serdar Ataseven’le konuştuk.
Rüzgar enerjisi sektöründe ne durumdayız?
2016 yılına ilişkin verilerimizi şubat ayında açıklamıştık. Bu verilere baktığımızda aslında Türkiye açısından güzel bir tablo görünüyor. 1400 MW’ye yakın gücü 2016’da işletmeye aldık. Bu değerle de, yani bir yıl içinde devreye alınan rakamlarla Avrupa’da üçüncü, dünyada ise 7. sıradayız.
Bu başarıların arkası gelebilecek mi?
Aslında 2016 yılına ilişkin veriler çok iyi. Ama işin bir de diğer yüzü var. İnşa halindeki rüzgar santrali kapasitesi 2015 Temmuz’dan bu yana sürekli düşüyor. Ocak 2016 ile Ocak 2017’yi karşılaştırdığımızda bunun yarı yarıya düştüğünü görüyoruz. Bu gerilemenin sonuçları, 2017 yılında işletmeye girecek rüzgar santrali rakamlarında karşımıza çıkacak.
Bu yıl ne kadarlık bir kapasite devreye alınır?
Eldeki rakamlara baktığımızda bu yılın sonunda ancak 600-700 MW civarında ilave rüzgar santrali kapasitesini işletmeye almış olacağız. Yani sektör bir yavaşlama trendine girmiş oldu.
Geçen yılki hıza ulaşmak için ne lazım?
Öncelikle kısa vadede yapmamız gereken işler var. Henüz hayata geçirilmemiş ama lisanslanmış mevcut 3000 MW’lik projelerin önünü açmamız lazım. Ki bunların özellikle yaklaşık 1000 MW’lik kısmı sadece Orman ve Su İşleri Bakanlığı ile ilgili süreçlerde takılıp kaldı. Ayrıca çok sayıda mevcut rüzgar santrali projesinin kapasite artırımı talepleri de beklemede. Bunların da bir an önce açılması lazım. Bunlar kısa vadede yapılabilecek işler.
Orta ve uzun vadede neler yapılmalı?
Önümüzdeki süreçte rüzgar enerjisi sektörü açısından üç kilometre taşı var. Biri az önce de ifade ettiğimiz 3000 MW’lik kapasite için alınmış başvurular. İkincisi YEKA mevzuatı kapsamındaki rüzgar santrali yatırımları. Üçüncüsü de 2000 MW’lik Nisan 2018’de alınacak başvurular.
2000 MW’lik kısım için başvurular neden bir yıl ertelendi?
Sektörün beklentisi 3000 MW’lik başvuruların ihale süreçlerinin gerçekleştirilmesi, aynı zamanda 2000 MW’lik yeni başvuruların Nisan 2017’de alınması ve son olarak da rüzgara dayalı YEKA’ların değerlendirilmesiydi. Ama 2000 MW’lik yeni başvurular ile YEKA’lar yer değiştirdi. Yani ertelemenin nedeni 3 bin MW için yarışmaların henüz sonuçlandırılamayışı ve rüzgara dayalı YEKA ihalesine öncelik verilmesi.
Peki siz bu tercihi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Aslında bakarsanız bu doğru bir yaklaşım. Çünkü 3 bin MW sonuçlanmadan YEKA’ların veya 2000 MW’lik yeni müracaatların alınması daha fazla bir karmaşaya yol açacaktı. Adım adım ilerlemek daha sağlıklı. Bu sayede 3 bin MW’lik ilk yarışmada lisans hakkı alamayan projeler hem YEKA’larda hem de 2 bin MW’lik müracaatlarda başarıyı yakalama imkanı elde edebilecek. Yani yarışma sürecine katılacak bu projeler Türkiye’nin bir değeri. Bağlantı kapasiteleri arttıkça bunlar da ileride hayata geçme şansı bulacak.
Rüzgar YEKA’sı ülkeye ve sektöre neler kazandıracak?
Burada esas olan şu. Kanun koyucu ya da idareciler rüzgar bağlantı kapasitesi tahsis etme koşulu ile ekipmanların Türkiye’de üretilmesini şart koşuyor. Bu da Türkiye’deki rüzgar endüstrisinin gelişimine büyük katkı sağlayacaktır. Burada kurulacak tesislere yönelik elektrik alım garantisi sürelerinin uzatıldığını, 15 yıl olduğunu görüyoruz. Bu makul bir süre. Ama sektörde rüzgar YEKA sürecine ilişkin bazı ilave talepler de dile getiriliyor.
İKİNCİ RÜZGAR YEKA’SI YOLDA
YEKA ihaleleri kapsamında güneş enerjisi santrali için tek bir arazi verildiğini ve bu araziye güneş santrali kurulması karşılığında ekipmanların yurt içinde üretilmesinin öngörüldüğünü hatırlatan TÜREB Başkanı Mustafa Serdar Ataseven, rüzgar YEKA’sı konusunda ise şunları söyledi: “Şimdi rüzgarda güneşteki gibi 1000 MW’lik tek bir saha bulmak çok mümkün değil. Onun yerine bağlantı kapasitesinin 1000 MW’lik bir portföy olması öngörüldü. Sürece katılacak rüzgar projelerinde asgari 50 MW’lik güç aranacak. Rüzgar için ilk etapta 2 bin MW’lik bir kapasite tahsis edilmiş. Bunun ilk etapta 1000 MW’lik kısmı yapılacak. Adı Rüzgar YEKA 1 olacak. Daha sonra kalan kısım için ihale yapılacak.”
Kaynak: Dünya Gazetesi/Mehmet KARA