Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması (SKDM) Türk ihracatçıları için 1 Ekim 2023 tarihinde başlıyor. Bu düzenleme, Türkiye’nin Avrupa’ya yapacağı ihracatı kökten etkileyecek. Avrupa Yeşil Mutabakatı ve SKDM’nin etkileri, Türk şirketler için büyük bir vergi yükünü beraberinde getirebilir.
Bu makalede, SKDM’nin ayrıntılarına ve Türk şirketlerinin önlem alması gereken konulara odaklanacağız. Firmaların karbon ayak izlerini 2026 yılından önce hesaplamaya başlamış olması oldukça önemli. Türk şirketlerinin bu zorlu süreçte tercih ettiği bir çözüm sağlayıcısı olan TÜV Austria Turk’ü de inceleyeceğiz.
SKDM nedir ve ne zaman başlıyor?
Türk ihracatçıları için önemli bir dönemin başlangıcı yaklaşıyor. Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması (SKDM), 1 Ekim 2023 tarihinde emisyon raporlaması yükümlülüğüyle birlikte uygulanmaya başlayacak. Bu düzenleme, Türk şirketlerinin Avrupa’ya ihracat yapma şeklini kökten değiştirebilir.
SKDM, Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın bir parçası olarak hayata geçirilen bir düzenlemedir. Bu mekanizma, Avrupa Birliği’nin 2030 yılında karbon emisyonlarını yüzde 50 oranında düşürmeyi ve 2050 yılında tamamen karbonsuz hale gelmeyi hedeflediği büyük bir çabanın parçasıdır. SKDM, Türkiye’den Avrupa’ya yapılan ihracatı yakından ilgilendiriyor çünkü bu pazardaki ürünler için karbon vergisi uygulanacak.
Kimleri etkiliyor ve hangi ürünleri kapsıyor?
SKDM, başlangıçta demir-çelik, gübre, alüminyum ve çimentoya uygulanacak olsa da, zamanla AB’ye ihraç edilen bütün ürünleri kapsayacak. Bu nedenle, Türk ihracatçıları için geniş bir yelpazede etkileri olabilir.
Özellikle, Türkiye’nin Avrupa pazarına yaptığı ihracatın büyük bir kısmını oluşturan bu sektörlerde faaliyet gösteren şirketler, karbon emisyonlarını azaltma konusunda ciddi önlemler almaları gerekecek. Aksi takdirde, rekabet güçleri zayıflayacak ve yeni bir vergi yükü ile karşı karşıya kalacaklar.
Türk ihracatçılarına yıllık maliyet ne olacak?
SKDM’nin Türk şirketleri üzerindeki finansal etkileri, Prof. Dr. Sevil Acar’ın bir makalesinde ayrıntılı olarak ele alınmıştır. Bu makalede, SKDM’nin Türk ihracatçılarına yıllık maliyetinin en az 1,1 ila 1,8 milyar Euro arasında olabileceği belirtiliyor. Ancak, karbon fiyatlarının yükselmesiyle bu maliyetin daha da artabileceği unutulmamalıdır.
Prof. Dr. Sevil Acar ayrıca, SKDM ile ilgili önlem alınmazsa 2030 yılında Türkiye’nin Gayrisafi Yurtiçi Hasıla’sında yüzde 2,7 ile 3,6 oranında bir azalma ve cari açığın artma olasılığına dikkat çekiyor. Bu nedenle, Türk şirketlerinin SKDM’ye hazırlıklı olmaları büyük önem taşıyor.
Türk ihracatçıları için çözüm: TÜV Austria Turk
TÜV Austria Turk, Türk ihracatçıları için SKDM’nin getirdiği zorluklarla başa çıkmak için önemli bir çözüm sağlayıcısı olarak tercih ediliyor. Şirket, Türkiye’de ve dünya genelinde önemli projelerin teknik denetiminden sertifikasyonuna kadar geniş bir yelpazede hizmet vermektedir.
TÜV Austria Turk, Türk şirketlerinin SKDM ile ilgili gereksinimlerini karşılamalarına yardımcı olurken, aynı zamanda ISO 500 ve Capital 500 gibi prestijli listelerde yer alan Türkiye’nin lider kuruluşları ile işbirliği yaparak güvenilirliği ve rekabet gücünü artırıyor. Şirket, on binlerce farklı ürünün belgelendirmesini sağlarken, hizmet yelpazesi ile hemen hemen her sektörde 20 binden fazla müşteriye çözüm ortağı olmaktadır.
TÜV Austria Global Sürdürülebilirlik Müdürü Burcu Çelebi, bu önemli dönemi açıklarken, Türk ihracatçılarının karbon emisyonlarına yönelik erken önlem almasının vurgulanması gerektiğini belirtti. SKDM’nin 2026’da tam olarak yürürlüğe gireceğini unutmamak önemli, bu nedenle şirketlerin bu tarihe kadar karbon ayak izlerini hesaplamaları ve düşürücü tedbirler almaları gerekiyor. Burcu Çelebi’nin bu konudaki önemli görüşleri, Türk iş dünyasının bu değişikliklere uyum sağlama sürecini daha iyi anlamalarına yardımcı olabilir.
SKDM ve Türkiye ihracatı
Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması (SKDM), Türk ihracatçıları için ciddi bir zorluk oluşturabilir. Ancak, doğru önlemler alındığında bu zorluğun üstesinden gelinebilir. Türk şirketleri, TÜV AUSTRIA TURK gibi güvenilir çözüm sağlayıcılarına başvurarak SKDM’ye uyum sağlama sürecini kolaylaştırabilirler. Bu, Türk ihracatının sürdürülebilir bir şekilde devam etmesini sağlayabilir ve rekabet gücünü artırabilir. Türk iş dünyası için SKDM’ye uyum sağlama ve sürdürülebilirlik konularında işbirliği yapmanın vakti gelmiş gibi görünüyor.
