Elektrikli araçlar ve şarj istasyonları: Türkiye ve İngiltere’nin durumu ve geleceğe yönelik beklentiler
İngiltere ve Türkiye’deki elektrikli araç (EV) altyapıları, her iki ülkede de bu teknolojinin benimsenmesi ve geliştirilmesi yolunda atılan adımları gözler önüne seriyor. İngiltere’nin mevcut durumu ve Türkiye için olası senaryoları detaylıca inceleyelim.
İngiltere ve Türkiye’de elektrikli araç ve şarj istasyonu oranları
İngiltere, yaklaşık 1 milyon elektrikli araç ve 54,000 şarj istasyonu ile her elektrikli araç için ortalama 18:1 oranında bir şarj istasyonu sunuyor. Buna karşın Türkiye’de 2023 yılı itibarıyla satılan elektrikli araç sayısı 65,562’ye ulaşmış durumda ve ülkemizde 4,200’den fazla şarj istasyonu bulunmakta. Ancak Türkiye’nin toplam elektrikli araç sayısı İngiltere’nin gerisinde kalıyor, bu da gelecekte şarj altyapısının daha da genişletilmesi gerektiğini gösteriyor.
Türkiye’nin gelecek planlaması
Türkiye, 2030 yılına kadar 2.5 milyon elektrikli araca ulaşmayı ve 1 milyon şarj istasyonu kurmayı hedefliyor. Bu hedeflere ulaşabilmek için Türkiye’nin EV altyapısında önemli bir büyüme potansiyeli bulunuyor ve İngiltere’nin deneyimlerinden yararlanarak, şarj istasyonu ağını genişletme ve elektrikli araç kullanımını teşvik etme konusunda önemli adımlar atılması gerekiyor.
Elektrikli araç talebinde artış ve altyapı ihtiyacı
İngiltere’de ve Türkiye’de elektrikli araçlara olan talebin artması, her iki ülkede de şarj altyapılarının genişletilmesini zorunlu kılıyor. Türkiye’nin şu anki durumu, gelecekteki büyüme ve çevresel sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak için altyapının genişletilmesi gerektiğini gösteriyor.
İngiltere ve Türkiye’deki yerel yönetimlerin rolü
İngiltere’de, yerel yönetimler elektrikli araç altyapısının geliştirilmesinde önemli bir rol oynuyor. Örneğin, Oxford şehri, elektrikli otobüs filosunu hayata geçirerek İngiltere’nin sıfır emisyonlu otobüs kullanımında öncü şehirlerinden biri haline geldi. Bu girişim, hem yerel hükümetin hem de özel sektörün iş birliğiyle, şehir içi ulaşımı dönüştürme amacını taşıyor. Benzer şekilde, BT (British Telecom) şirketi, elektrikli araç şarj altyapısını geliştirmek için sokak kabinlerini şarj noktalarına dönüştürme projesini başlattı. Bu proje, yerel yönetimlerin ve özel sektörün iş birliğiyle geliştirilen yenilikçi bir yaklaşımı temsil ediyor.
Bu tür girişimler, Türkiye’deki yerel yönetimlere de ilham verebilir. Türkiye’de, özellikle büyük şehirlerde, yerel yönetimlerin elektrikli araç kullanımını teşvik etmek için benzer stratejiler geliştirmesi ve altyapı yatırımlarını artırması büyük önem taşıyor.
İngiltere hükümetinin elektrikli araçlara destekleri
İngiltere hükümeti, elektrikli araçların benimsenmesini teşvik etmek için çeşitli destekler sunuyor. Ülkenin en büyük EV şarj ağı olan InstaVolt, önemli bir sermaye artırımı elde ederek, şarj ağı genişletme çalışmalarını sürdürüyor. İngiltere hükümeti, 2030 yılına kadar tüm yeni otomobillerin yüzde 70’inin elektrikli olmasını hedefliyor, bu da 2035’e kadar yüzde 100’e ulaşacak. Bu hedefler, ülkede 10 milyon elektrikli araca ulaşmayı hedeflemekte.
Elektrikli araçların çevresel ve ekonomik faydaları
Elektrikli araçlar, İngiltere ve Türkiye’de karbon emisyonlarını azaltma ve uzun vadede maliyet tasarrufu sağlama potansiyeline sahip. Bu durum, her iki ülkede de elektrikli araç teknolojisine yapılan yatırımların önemini ortaya koyuyor.
Sonuç
İngiltere’nin elektrikli araç şarj altyapısı tecrübeleri, Türkiye için önemli dersler içeriyor. Elektrikli araçların yaygınlaşması, çevresel faydaların yanı sıra ekonomik tasarruflar da sunuyor. Türkiye, bu alanda stratejik planlamalar yaparak ve yatırımlarını artırarak geleceğe yönelik adımlar atabilir ve elektrikli araçların daha da yaygınlaşmasını destekleyen bir altyapıya sahip olabilir.