Küresel iklim politikalarında dönüşüm yaşanıyor. Ülkeler sürdürülebilirlik hedeflerini korurken, ekonomik gerçekliklere uyum sağlamak adına daha esnek ve pragmatik politikalar benimsemeye başladı.
Yeni Zelanda’nın iklim politikasındaki değişim
Yeni Zelanda, iklim değişikliğiyle mücadelede öncü ülkelerden biri olarak görülüyordu. Ancak, 2023 yılında göreve gelen Başbakan Christopher Luxon yönetimi, önceki yönetimin katı çevresel düzenlemelerini gevşetmeye başladı.
Yeni Zelanda’nın politika değişiklikleri
- Denizaşırı petrol ve doğalgaz arama yasağı kaldırıldı, ülkenin enerji güvenliği gerekçe gösterildi.
- Süt ürünleri sektörü 2030’a kadar karbon vergisinden muaf tutuldu, ekonomik büyümenin korunması önceliklendirildi.
- Bankaların yüksek emisyonlu sektörlere kredi sağlamasını kısıtlayan düzenlemeler eleştirildi, iş dünyasının sürdürülebilir kalkınmada rolü vurgulandı.
Küresel eğilim: Ülkeler yeşil taahhütlerden geri adım atıyor
Yeni Zelanda’nın yanı sıra, birçok ülke iklim politikalarında değişiklik yapıyor:
- ABD: Başkan Donald Trump, Paris Anlaşması’ndan ABD’yi çıkardı.
- Arjantin: Başkan Javier Milei, Paris Anlaşması’ndan ayrılmayı değerlendiriyor.
- Çin: 2024 yılında kömür santrali yatırımlarını artırdı.
- İsviçre: Katı emisyon kısıtlamalarına yönelik öneriler halk tarafından reddedildi.
Paris anlaşması üzerindeki baskılar artıyor
2025 yılı itibarıyla ülkelerin %95’i, Paris Anlaşması kapsamında belirlenen yeni hedefleri güncelleme süresini kaçırdı. Yeni Zelanda’nın olası ayrılığı, küresel koordinasyonu daha da zorlaştırabilir.
Ekonomik istikrar ve sürdürülebilirlik dengesi
İklim politikalarında en büyük soru şu: Ekonomik büyümeyi koruyarak sürdürülebilirlik nasıl sağlanabilir?
- Tarım ve sanayi gibi sektörlerin emisyon azaltımına geçişi zaman alacak.
- Enerji krizi yaşayan Almanya, kömür santrallerini tekrar devreye aldı.
- ABD’de eyaletler arası fosil yakıt politikaları konusunda büyük farklılıklar bulunuyor.
Yeni yaklaşımlar: İklim gerçekçiliğine geçiş
Ülkeler, katı düzenlemeler yerine daha uygulanabilir sürdürülebilirlik politikaları benimsemeye başladı. Yeni dönemde:
- Karbon fiyatlandırması ve piyasa temelli teşvikler ön plana çıkacak.
- Yeşil finansman ve sürdürülebilir yatırımlar daha fazla desteklenecek.
- Yapay zeka ve veri analitiği, enerji yönetimi ve karbon takibi süreçlerinde aktif rol oynayacak.
Yeşil Haber ve Magrus Advisory’nin bakış açısı
Yeşil Haber ve Magrus Advisory olarak, iklim politikalarında dengeli ve yenilikçi bir yaklaşımı savunuyoruz. İklim eylemleri ekonomik kalkınma ile çelişmemeli, aksine entegre çözümler üretilmeli.
- Sürdürülebilir finans modelleri ile temiz enerji yatırımlarının teşvik edilmeli.
- Uluslararası iş birlikleri ile esnek ve uzun vadeli politika geliştirilmeli.
- Yapay zeka ve veri analitiği ile emisyonların optimize edilmesi çalışmalarına önem verilmeli.
Pragmatik bir gelecek inşası
Bizce, Yeni Zelanda ve diğer ülkelerdeki gelişmeler, iklim politikalarının artık uygulanabilir çözümler üzerine inşa edilmesi gerektiğini gösteriyor. İklim politikalarının başarısı, radikal yasaklardan değil, teknoloji odaklı ve ekonomik olarak sürdürülebilir stratejilerden geçiyor.
İlgili Makaleler
- Sürdürülebilirlik: Paris İklim Anlaşması ve ABD’nin Çekilme Kararı
- AB’de Güneş Enerjisi: Rekorlar, Beklentiler ve Geleceğin Politikaları
- İklim Hedefi Hızlandırma Program’ına Başvurular Başladı