Türkiye’nin bu yıl Paris Anlaşması’nı onaylaması ve 2053 yılına kadar karbon emisyonlarında net sıfır taahhüdünü vermesinin ardından, çabalar ülkenin bu hedeflere ulaşmasında hayati önem taşıyacak ayrıntılı planları hazırlamaya ve politikaları benimsemeye odaklanıyor.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın (UNDP), Türkiye’nin iddialı iklim hedeflerini yansıtacak uzun vadeli bir iklim değişikliği stratejisi ve eylem planı hazırlaması için güç birliği yapacaklarını duyurmalarıyla, bu çabalar bakımından büyük bir adım atılmış oldu.
Çok sayıda sektörel plan hazırlama çalışmalarını başlatmak üzere toplanan konferansta konuşan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İklim Değişikliği Başkanı Orhan Solak, “Yeşil kalkınma devrimi açısından, UNDP ile birlikte hazırlayacağımız yeni strateji, bir yandan 21. yüzyıl ortasına kadar ülkemizin iklim dayanıklılığını artıracak vizyonu ortaya koyacak ve 2053 yılında net sıfır hedefine giden rotayı çizecek; bir yandan da, ulusal kalkınma hedeflerimizi gerçekleştirecek ve yeşil kalkınma vizyonuyla uzun vadeli iklim eylemine giden yolu hazırlayacak.” dedi.
Louisa Vinton: “Türkiye için zamanlama ideal”
Paris Anlaşması’na göre ülkelerin, küresel ortalama sıcaklık artışını 1,5°C’nin altında tutma çabalarının bir parçası olarak sera gazı emisyonlarını düşürmeye ilişkin taahhütlerini rakamsal olarak belirten Ulusal Katkı Beyanları’nı (UKB’ler) sunmaları gerekiyor. Ülkelerin, uzun vadeli düşük emisyonlu kalkınma stratejilerini paylaşmaları ve UKB’lerin ulusal planlama ve kalkınma önceliklerine nasıl yansıtıldığını göstermeleri de teşvik ediliyor.
Ülkelerin açıkladığı emisyon azaltım taahhütlerinin düzeyinin, küresel ısınmayı sınırlamada, hatta 2,0°C üst sınırının altında tutmakta çok yetersiz kaldığının yaygın biçimde kabul edildiği bir ortamda, geçen ay toplanan Glasgow İklim Zirvesi’nde, raporlama döngüsünün hızlandırılmasının yanı sıra, ülkelerin 2022 yılında Kahire’de toplanarak daha iddialı ve inanılır UKB’ler sunmaları kararlaştırılmıştı.
“Kötümserlere göre Glasgow’da başarılanlar, iklim değişikliğinin en ağır etkilerinden gezegeni kurtarmak için ‘hem çok az, hem de çok geç’ oldu.” diyen UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Louisa Vinton, “İşte bu nedenle, ülkelerin gelecek yıl yeniden bir araya gelip, emisyonlara kesin dur demek için ihtiyaç duyulan siyasi iradelerini bu yönde oluşturmaya çabalamayı kabul etmelerinden çok memnunuz. Bu bağlamda, Türkiye’nin bugünün gerektirdiği cesaret ve arzuyu yansıtan amaç ve hedefleri benimsemesi için zamanlamanın ideal olduğunu düşünüyoruz.” diye konuştu.
“Düşük karbonlu ekonomiye geçişinde kritik rol oynayacak”
Strateji, eylem planı ve UKB revizyonu hazırlıklarını başlatma etkinliği, kamu ve özel sektör, üniversiteler ve STK’lardan 200’ü aşkın temsilciyi bir araya getirdi. 2022 sonuna kadar tamamlanacak olan yeni strateji, ekonomi genelinde ve sektöre özgü hedefler, dönüm noktaları ve eylem planları içerecek. Yeni strateji, Ulusal İklim Değişikliği Uyum Eylem Planı ile birlikte, Türkiye’nin düşük karbonlu kalkınmaya geçişi ve iklim dirençli geleceği için kritik rol oynayacak. Başarılı bir iklim eylemi, toplumun tüm kesimlerinin ve hükümetin tüm organlarının koordineli çalışmasına bağlı olduğundan, UNDP ve Bakanlık, tüm aktörlere doğru ve yararlı bilgiler sağlamak ve halkın farkındalığını artırmak için birlikte çalışacak.
Ortak iklim planlama girişimi, Küresel Çevre Fonu (GEF) tarafından destekleniyor. GEF, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin (BMİDÇS) onaylanmasından bu yana, Türk Hükümeti’nin bu sözleşme kapsamında düzenli raporlama yükümlülüklerini yerine getirmesini desteklemek üzere, uzun yıllardır UNDP programına finansman sağlıyor.