2022 sonbaharında yükselen fosil yakıt fiyatları ve Ukrayna’daki savaşla birlikte enerji teminine yönelik jeopolitik kaygılar dünya kamuoyunu, özellikle Avrasya coğrafyasını yakından ilgilendiriyor. Fosil yakıtlardan yenilenebilir kaynaklara geçişle tanımlanan bir enerji dönüşümü iklim değişikliği ile mücadelenin yanı sıra güvenli ve düşük maliyetli enerji temini için elzem hale geliyor.
Önümüzdeki 1-2 yıllık dönemde büyük olasılıkla özellikle Avrupa kıtasında bir yandan yenilenebilir enerji çözümlerini yaygınlaştırmaya yönelik yatırımlar hızla artarken diğer yandan doğalgaza alternatif olacak kömür ve nükleer gibi geleneksel enerji kaynaklarının kullanımında da artışlar göreceğiz. Bununla birlikte enerji dönüşümünün zikzaklar çizerek de olsa yükselişini sürdürmesi bekleniyor.
Bu süreç içinde enerjiyi hangi kaynaklardan temin ettiğimiz kadar nasıl, nerede ve ne için tükettiğimiz de giderek daha fazla önem kazanacak. Bugün Türkiye’de tüketilen enerjinin üçte biri sanayide, üçte biri binalarda ve kalan üçte birin büyük bölümü ulaştırmada kullanılıyor. Kullanılan enerjinin yalnız yüzde 20’si elektrik enerjisinden elde edilirken, yüzde 80’e yakın bölümü doğalgaz, kömür ve petrol ürünlerinin yakılmasıyla sağlanıyor.
Önümüzdeki dönemde fosil yakıtlardan çıkış için öngörülen başlıca çözüm yenilenebilir kaynaklardan elde edilecek elektriğin ulaştırma, konut ve sanayide en önde gelen enerji kaynağı haline gelmesi, yani elektrifikasyon ve bunun mümkün olmadığı alanlarda hidrojen ve biyoyakıt gibi alternatif kaynaklara geçilmesi.
Ayrıca binalar, sanayi ve ulaştırmada ciddi enerji verimliliği potansiyeli yani aynı miktarda işi daha az enerji tüketerek yapma imkanı bulunuyor. Aynı zamanda sanayide üretim kompozisyonunun katma değeri daha yüksek ve enerji yoğunluğu daha düşük alanlara kaydırılması, yeşil ve dijital dönüşümün hızlandırılması önem taşıyor.
Enerji dönüşümü için enerji yönetimi
Görüldüğü gibi enerji dönüşümü yalnız kullandığımız enerji kaynaklarının değil, enerjiyi kullanış şeklimizin de değişmesi anlamına geliyor. Tüketici davranışları, enerjiyi tasarruflu kullanmak elbette önemli ama bunun da ötesinde enerjinin tüketildiği birimlerin yeniden ele alınmasına ve etkin enerji yönetimine ihtiyaç duyuluyor. Örneğin, binalarda ısıtma, soğutma, aydınlatma, elektrikli ve elektronik aletlerin çalıştırılması, elektrikli taşıt araçlarının şarjı için ihtiyaç duyulan enerjiyi optimize ederek yenilenebilir enerji ve depolamayla birleştirecek çözümler geliştirilebilir. Aynı şekilde sanayide de üretimde karbonsuzlaşma ile enerji verimliliğini bir araya getirecek tasarımların önümüzdeki dönemde öne çıkması bekleniyor.
Diğer taraftan kapsamlı bir dönüşüm önemli boyutta yatırım ihtiyacını da beraberinde getiriyor. SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi tarafından yapılan çalışmalar, dönüşüm için önümüzdeki 10 yılda enerji sektöründe yıllık ortalama yatırım tutarının ikiye katlanarak yıllık 13,5 milyar doların üzerine çıkması gerektiğini gösteriyor. Özellikle enerji verimliliğinde yatırımların ekonomik katkısı ve kendini geri ödeme potansiyeli yüksek, ancak yine de bu yatırımların gerçekleşebilmesi için yıllık 10 milyar doların üzerinde özkaynak harici finansmana ihtiyaç duyulacak.
Bu kaynaklara erişim nasıl olacak?
Tüm dünyada uluslararası siyasi sorunlar, enflasyon baskısı ve mali sıkılaşma eğiliminin finansman iklimini zorlaştırmasına rağmen enerji dönüşümü ve iklim finansmanı için harekete geçirilebilecek kaynakların yine de mevcut olduğu görülüyor. Türkiye’nin enerji dönüşümü için ihtiyaç duyduğu finansman, bu alanda arz edileceği tahmin edilen toplam finansal kaynakların sadece yüzde 0,5’i seviyesinde. Türkiye ekonomisinin küresel büyüklüğü, üretim yapısının gelişmişliği ve ticari ilişkileri dikkate alındığında bu tutarın gayet erişilebilir olduğu görülüyor.
Ancak, kaynaklara uygun maliyetli erişimin geçmiş dönemlere kıyasla daha zor olduğu, daha fazla koordinasyon, kamu öncülüğü ve öngörülebilirlik gerekeceği vurgulanmalıdır. İhtiyaç duyulan kaynaklara erişebilmek için Türkiye’nin bir yeşil finansman stratejisi oluşturması ve bu kapsamda tüketici odaklı enerji yönetimini de ele alması önem taşıyor.
Enerji yönetimi ile parasal kaynakların buluştuğu finansman tasarımı
Teknik danışmanlık ve uygun koşullarda finansmanın bir araya getirildiği özel finansman paketleri tasarlanması enerji yönetimi yaklaşımının ve dağıtık enerjinin yaygınlaşması için kolaylık sağlayabilir. Bu kapsamda başta kalkınma finansmanı kuruluşları olmak üzere uluslararası ve yerel finansal kuruluşlardan orta-uzun vadeli kaynaklar temin edilebilir. Bu kapsamda finansman mekanizmaları tasarlanırken, çeşitli büyüklükteki sanayi kuruluşlarının kendilerine ve tedarik/dağıtım zincirlerine yönelik iklim taahhütlerini yerine getirmelerini sağlayacak yatırımlar için uygun banka kredileri, yeşil tahviller ve özel özsermaye finansmanı araçları geliştirilebilir.
SHURA Enerji Dönüşümü tarafından yapılan tahminler önümüzdeki 10 yıl içinde reel sektörün orta-uzun vadeli krediler haricinde yeşil tahville en az toplam 6 milyar dolar finansman sağlayabileceğini gösteriyor. Hizmet sektörleri de hem lojistik sektöründe hem binalarda enerji yönetimi finansmanı için önemli potansiyele sahip. Bu sektörlerde enerji yönetimi temalı özel krediler enerji verimliliği, taşıma elektrifikasyonu, ısıtma-soğutma elektrifikasyonu ve yenilenebilir enerji teminine yönelik yatırımların finansmanı için tasarlanabilir. Aynı şekilde kamu ve yerel yönetimler için hem kendi kullanımları hem de hane halklarına yönelik temiz, verimli ve düşük maliyetli enerji teminine yönelik projeler için özel finansman paketleri gündeme gelebilir.
Türkiye’nin önümüzdeki 30 yıl içinde sıfır karbonlu, güvenli ve düşük maliyetli enerjiye erişimi için bugünden harekete geçmesi önem taşıyor. Kamu binalarında enerji verimliliğine yönelik projelerin ilerlemesi ve konutlarda izolasyon için düşük faizli kredi uygulaması gibi son dönemde atılan adımların hızlanması ve yeşil finansman stratejisi çerçevesinde sistematik hale gelmesi net sıfır yolundaki eylemler zincirinin ilk halkalarını oluşturuyor.