Fas, yeterli uluslararası finansman sağlanırsa 2040’ta kömürden çıkacağını, finansman olmasa da 2040’larda çıkışı hedeflediğini açıkladı.
Bu net tarih sinyali, Türkiye’nin 2053 net sıfır hedefiyle uyumlu, somut ve takvime bağlanmış bir kömür çıkış politikasının neden artık ertelenemeyeceğini gösteriyor.
Hızlı bakış
- Fas’ın 2040’ta kömürden çıkış planı, Türkiye için somut bir tarih sinyali oluşturuyor.
- Türkiye elektrik kurulu gücünün %18’i kömür ve %20’si doğalgazdan sağlanıyor, yenilenebilirler ise %60’a yakın pay almış durumda.
- Türkiye’de ithal kömürle elektrik üretimi %61 gibi yüksek düzeyde. Bu dışa bağımlılık mali dengeyi zorluyor.
- Tarih ilanı önemli olsa da baz yükü güvenle taşıyacak nükleer, depolama ve enterkonneksiyon altyapısı henüz yeterince olgunlaşmış değil.
- Adil dönüşüm ve yerel kalkınma modeli, dönüşüm sürecinin toplumsal meşruiyetini artıran kritik unsur olarak öne çıkıyor.
Fas’ın net tarih sinyali: Risk primi ve yatırım akışının anahtarı
Fas’ın güncel NDC’sine giren 2040 koşullu kömür çıkışı, yalnızca yeni kömür kapasitesini durdurmakla kalmayan, mevcut kömür santrallerinin kontrollü kapatılmasına yönelen bir sistem kararı. Bu kararın finansal karşılığı, ülkenin risk primini aşağı çeken öngörülebilirlik, borç-iklim takasları ve sonuç odaklı finansman gibi araçların kilidinin açılması. Kısacası tarih vermek, politika beyanından çok, bankaların ve yatırımcıların bakacağı temel parametreyi belirliyor.
Fas’ın mevcut enerji profili ve dönüşüm yönelimleri ışığında
Fas, 2024 itibarıyla elektrik üretiminde kömür ağırlığının yüksek seyrettiği, buna karşılık yeni kömür projesi planlarının durdurulduğu ve yenilenebilir kapasite hedeflerini artırdığı bir dönüşüm patikasında. Bu resim, “çıkış”ın yalnızca tek bir kararla değil, birden fazla politika ve finansman aracının eşzamanlı devreye alınmasıyla mümkün olacağını gösteriyor.
Çıkış takviminin koşulları: Finansman, erken kapatmalar ve sözleşme reformları
“Koşullu 2040” ifadesi, çıkışın uluslararası iklim finansmanı, mevcut sözleşmelerin yeniden yapılandırılması ve sosyal boyutu gözeten adil dönüşüm mekanizmalarıyla desteklenmesi gerektiğine işaret ediyor. Böyle bir takvim sinyali, santral ömürlerinin yeniden planlanmasını ve kömür varlıklarının finansal riskinin görünür hâle gelmesini sağlayarak yatırımcı güvenini artırabilir.
Fas örneği neden kıyas değil, örnekleme?
Fas’ın elektrifikasyon düzeyi ve toplam/kişi başı elektrik tüketimi Türkiye’ye kıyasla daha düşük. Bu, sistem ölçeği ve karmaşıklığı bakımından Fas için geçişin teknik olarak daha yönetilebilir olabileceği anlamına geliyor. Dolayısıyla burada “birebir model” değil, “ölçek farkını bilerek örnekleme” yapıyoruz. Daha küçük bir ekonominin tarih koyma iradesi, daha büyük sistemlerde de plan disiplininin önemini hatırlatıyor.
Elektrik tüketimi ve ölçek farkı: Fas–Türkiye karşılaştırmasının sınırları
Türkiye’nin elektrik sistemi daha büyük, talep büyümesi daha yüksek ve sanayi yük profili daha yoğun. Bu farklar, aynı geçiş adımlarının Türkiye’de daha yüksek yatırım ihtiyacı ve daha sofistike şebeke-entegrasyon çözümleri gerektireceğini gösteriyor. Aynı zamanda, büyük ölçekte atılan her adımın emisyon ve dış ticaret dengesi üzerindeki etkisi daha belirgin.
Ölçek farkını sayılar net gösteriyor. Fas’ta kişi başı elektrik tüketimi 2023’te yaklaşık 980 kWh iken toplam tüketim 36.379 GWh düzeyinde. Türkiye’de kişi başı tüketim 2023’te yaklaşık 3.450 kWh ve toplam tüketim 294.807 GWh. Enerdata’nın yakın dönem özeti de bu aralığı doğruluyor: Fas için kişi başı ~980 kWh, Türkiye için ~3.600 kWh bandı.
İthal kömür bağımlılığı ve mali denge baskısı
Türkiye’nin kömürle elektrik üretiminde ithal kömürün payı son yıllarda artış eğiliminde. Yerli üretimde kapasite artışı hedeflense de kalite, maliyet ve lojistik farkları nedeniyle ithal kömür kullanımı baskın durumda. 2024’te kömürle üretilen elektriğin %61’i ithal kömürden sağlandı. Bu oran 2013’te %54 düzeyindeydi. İthalatın özellikle Rusya, Kolombiya ve Güney Afrika kaynaklı olduğu belirtiliyor.
Kömürde kalmak, enerji güvenliği açısından yalnızca teknik bir tercih değil. Aynı zamanda döviz cinsinden yakıt bağımlılığı nedeniyle kur riski ve cari denge üzerinde doğrudan baskı yaratıyor. Artan ithalat hacmi, kömür fiyatlarındaki dalgalanmalarla birleştiğinde elektrik üretim maliyetlerinde öngörülemezlik yaratıyor. Bu nedenle kömürden çıkış, iklim hedeflerinin yanı sıra makroekonomik kırılganlıkların azaltılması açısından da stratejik bir politika alanı.
| Yıl | Kömürle elektrik üretiminde ithal kömür payı (%) | Kaynak |
|---|---|---|
| 2024 | 61 | Ember, Türkiye Electricity Review 2025 |
| 2023 | 60 | Ember, Türkiye Electricity Review 2024 |
| 2013 | 54 | Global Energy Prize, 2024 analizi |
Tanım: Tablo, kömürle çalışan elektrik santrallerinde kullanılan ithal kömürün payını göstermekte. Türkiye’nin kömür kaynaklı elektrik üretiminin yüzde kaçının ithal yakıta dayandığını ifade eder.
Baz yük, nükleer ve depolama olgunluğu: tarihin sistemdeki yeri
Kömürden çıkış, “hazır olmadan” ilan edildiğinde kağıt üzerinde bir tarih olur. Türkiye’de baz yükün güvenle taşınabilmesi için nükleer üretimin devreye girmesi, depolama kapasitesinin ölçeklenmesi ve enterkonneksiyonların güçlenmesi gerekir. Yine de bir tarih sinyali, sistem planlamasında hedefi pekiştirir. Önemli olan, tarihi olgunluk ölçütlerine bağlamak ve esnek bir ara hedef mimarisiyle desteklemektir.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı verilerine göre Eylül 2025 itibarıyla Türkiye’nin toplam kurulu gücü 121,4 GW seviyesinde. Bunun 21,9 GW’ı kömür (yerli + ithal), 24,7 GW’ı doğalgaz ve geri kalan yaklaşık %62’si yenilenebilir kaynaklardan oluşuyor. Bu tablo, kömürden çıkışın yalnızca tarih değil, kapasite ve teknolojik olgunluk meselesi olduğunu gösteriyor. Nükleer santral devreye alınmadan ve depolama altyapısı ölçeklenmeden, sistemin baz yük dengesini koruyacak yapının henüz tam oluşmadığı anlaşılıyor.
Kömür çıkış tarihi olmadan iş modeli eksik kalır
Türkiye, 2053 net sıfır hedefi ve yaklaşan ETS–CBAM uyumuyla kritik bir eşiğe geldi. Somut bir kömürden çıkış takvimi olmadan elektrik sektörünün yatırım sinyali bulanık kalıyor, bu da yenilenebilir+depolama, esneklik yatırımları ve iletim-dağıtım modernizasyonu için gereken sermayenin maliyetini yükseltiyor. Tarih yoksa, iş modeli de yok ilkesi burada belirleyici. Bankalar, sigortacılar ve sanayi PPA tarafları, varlık ömrü ve kapanış patikasını bilmek istiyor.
Shura’nın adil dönüşüm çerçevesi: yerel istihdam, yeniden yetkinleşme ve bölgesel plan
Shura’nın kömür bölgelerinde adil dönüşüm analizleri, Zonguldak’tan Afşin-Elbistan’a uzanan havzalarda kapanışın ancak yerel istihdam planı, KOBİ dönüşümü, yeniden yetkinleşme ve bölgesel kalkınma fonlarıyla toplumsal meşruiyet kazanacağını gösteriyor. Bu çerçeve, tarih + finansman mimarisi + yerel yol haritası üçlüsünün birlikte tasarlanmasını gerektiriyor. Aksi halde kapanış teknik bir dosya değil, sosyoekonomik bir kırılma olur.
ETS geliri, kapasite piyasası reformu ve erken santral kapatma sepeti
Türkiye’nin ilk iklim kanunu ve ETS tasarımında, adil geçiş fonksiyonu netleştirilerek ETS gelirlerinin bir bölümü kömürden erken santral kapatmaya ve bölgesel dönüşüme tahsis edilebilir. Kapasite piyasası reformu, kapatma sürecine giren santraller için şeffaf ve rekabete açık bir kapanış tazmin mekanizmasıyla eşlenirse, finansman maliyeti düşer ve kapanış takvimi öngörülebilir hale gelir. Sonuçta sistem esnekliğini artıran depolama, talep tarafı katılımı ve enterkonneksiyon yatırımları hızlanır.
2035 hedef mimarisi ve eleştiriler: Hedef–gerçekleşme makasını kapatmak
2035 dönemine ilişkin eleştirilerin ortak noktası, güçlü talep artışıyla birleşen hedef belirsizliğinin emisyon eğrisini aşağı çevirmekte yetersiz kalabileceği. Kömürden çıkış takvimi açıkça ilan edilmediğinde, dağıtım şebekesi modernizasyonu, hızlandırılmış izin süreçleri ve bağlantı kapasitesi reformları dahi toplam etkiyi sınırlı bırakır. Bu nedenle 2030’ların başında başlayan ve ortasında hızlanan kademeli erken santral kapatma dalgası, 2053 net sıfır ile uyumlu bir ara hedef seti olarak tanımlanmalı.
Firecarrier önerisi: beş adımda güvenli ve adil çıkış
Birincisi: Resmi kömürden çıkış tarihi açıklanmalı. Yeni kömür izni verilmemesi, 2030’larda kademeli erken santral kapatma ve kritik hub’lar için sabit kapanış yılları belirlenmeli.
İkincisi: ETS gelirleri, kalkınma bankacılığı ve uluslararası iklim finansmanı ile beslenen şeffaf bir adil geçiş fonu kurulmalı. İl ve havza bazında performans göstergeleri kamuoyuyla paylaşılmalı.
Üçüncüsü: Erken santral kapatma finans mimarisi oluşturulmalı. Borç-iklim takasları, sonuç bazlı ödemeler ve kapasite piyasası reformu tek sepette kurgulanmalı.
Dördüncüsü: Esneklik yatırımları hızlandırılmalı. Batarya depolama, talep tarafı yönetimi, 24/7 yenilenebilir tedarik sözleşmeleri ve enterkonneksiyon güçlendirilmeli. Dağıtım şebekesinde dijitalleşme ve kalite göstergeleri güncellenmeli.
Beşincisi: Sanayi için CBAM odaklı elektrik karbon yoğunluğu azaltımı hedefleri açıklanmalı. YE+depolama PPA’ları ve 24/7 sertifikasyon ile ihracatçıların rekabet gücü güvence altına alınmalı.
Tarih bir hedef değil, sistem parametresi
Fas’ın 2040 koşullu çıkışı, net bir tarihin yatırım, sigorta ve istihdam planlamasının ortak dili olduğunu hatırlattı. Türkiye, ETS ve adil geçiş mimarisini net bir kömürden çıkış takvimiyle eşleştirdiğinde, finansman maliyeti düşer, şebeke esnekliği artar ve 2053 net sıfır rotası inandırıcılık kazanır. Ateş taşıyıcı bakış burada başlar. Tarihi açıklamak, dönüşümün geri kalan tüm eşiklerini tek tek çalıştırır.
Kaynaklar
Ember – Türkiye Electricity Review 2025: Türkiye’nin 2024–2025 dönemine ait elektrik üretimi, kömür payı ve ithal kömür oranı verileri.
Ember – Türkiye Electricity Review 2024: Türkiye elektrik üretim portföyü ve 2023 kömür kaynaklı üretim verileri.
Enerdata – Türkiye enerji pazarı görünümü: 2023 yılı toplam ve kişi başı elektrik tüketim verileri.
Worldometers – Türkiye elektrik istatistikleri: Elektrik tüketimi ve üretim bileşenlerine ilişkin tamamlayıcı veri.
Yeşil Haber – Shura analizine dayalı adil dönüşüm incelemesi: Kömür bölgelerinde adil dönüşüm çerçevesi, yerel istihdam ve bölgesel kalkınma temaları.
İlgili haberler
- Kömür bölgelerinde adil dönüşüm ve enerji dönüşümü – SHURA analiz
- Türkiye’nin ilk İklim Kanunu – Kapsamlı analiz
- İklim Ağı toplantısı: 2035 NDC öncesi gerçek azaltım çağrısı



















