Sürdürülebilir enerji

Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi- IICEC tarafından düzenlenen “Sürdürülebilir Gelecek için Yenilenebilir Enerji Fırsatları” başlıklı webinarın açılışında konuşan IICEC Koordinatörü Dr. Mehmet Doğan Üçok, “Uluslararası Enerji Ajansının rakamlarına göre, geçen sene dünyada kurulan elektrik santrallerinin %60’a yakını güneş, yüzde 30’a yakını ise, rüzgâr enerji santrallerinden oluştu. Yani yüzde 90’ı yenilenebilir enerji santrallerinden oluştu. Bu adımlara rağmen yine de 2030 yılında dünyadaki emisyonların yarı yarıya azaltılması oldukça zor görünüyor” dedi.

Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi- IICEC tarafından düzenlenen “Sürdürülebilir Gelecek için Yenilenebilir Enerji Fırsatları” başlıklı webinar, 3 Mayıs Çarşamba günü gerçekleştirildi. Webinar kapsamında düzenlenen IICEC - Dünyada 2022 yılında kurulan yenilenebilir enerji santralleri ve enerji sektörünün önde gelen aktörlerinin konuşmacı olarak yer aldığı panelde geniş ölçekte sürdürülebilirlik perspektifinden, yenilenebilir enerjide büyüme, gelişim ve fırsat alanları ile Türkiye’nin bu alanda bulunduğu yere ilişkin değerlendirmeler paylaşıldı.

“Ortalama ısı artışı 1,5 dereceyi geçerse dünyadaki bütün dengeler değişecek”

Panelin açılış konuşmasını yapan IICEC Koordinatörü Dr. Mehmet Doğan Üçok, küresel ısınmada gelinen noktaya dikkat çekerek, “Ortalama ısı artışı 1,5 derece ötesine geçerse dünyadaki bütün dengeler değişecek. IPCC’nin raporları, insan etkisiyle gerçekleşen iklimsel ısınmanın 1850-2000 yılları arasında eşi görülmemiş bir seviyeye ulaştığını ortaya koyuyor. Bununla birlikte iklim değişikliğinin ekstrem iklim olaylarını da beraberinde getirdiği bilimsel bir gerçek. Bu bağlamda küresel sıcaklık artışını 1,5 dereceyle sınırlandırma hedefi, iklim güvenliği açısından son derece kritik bir eşik.

Yenilenebilir Enerji Santralleri

Bu hedefe yönelik olarak Uluslararası Enerji Ajansı, 2050 net sıfır raporunda; global enerji sisteminin 2050 yılına kadar net sıfır emisyon hedefine ulaşmasına yönelik kapsamlı bir yol haritası ortaya koydu. Emisyonları net sıfıra çekmek için; yenilenebilir enerji, enerji verimliliği, elektrifikasyon, hidrojen ve hidrojen bazlı yakıtlar, biyoenerji ve karbon yakalama, depolama temel başlıklar olarak ortaya konuldu. Stanford Üniversitesinin yapay zekaya dayalı modellemesine göre ise dünya 1,5 dereceyi 2030’lu yıllarda görüyor olacak.

İklim krizi noktasında tüm bu yaşananlara karşın dünyada iyi gelişmeler de olmaya devam ediyor. Uluslararası Enerji Ajansı’nın rakamlarına göre, geçen yıl dünyada kurulan elektrik santrallerinin %60’a yakını güneş, %30’a yakını da rüzgâr enerji santrallerinden oluştu. Neredeyse tamamı yenilenebilir enerji. Yine mevcut rakamlara rağmen 2030’da dünyadaki emisyonların yarı yarıya azalması zor görünüyor” diye konuştu.

Dünyada 2022 yılında kurulan yenilenebilir enerji santralleri - sürdürülebilirlik IICEC

Açılış konuşmasının ardından Enerjide Dijitalleşme Derneği (EDİDER) Başkanı Elif Düşmez Tek’in moderatörlüğünde düzenlenen panelde; Enerjisa Üretim CEO’su İhsan Erbil Bayçöl, ING Grubu Yenilenebilir Enerji ve Elektrik Global Lideri Diederick Van Den Berg, Türkiye Rüzgâr Enerjisi Birliği (TÜREB) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Erden, Jeotermal Enerji Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kındap ve TÜSİAD Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Nurşen Numanoğlu yenilenebilir enerji ve Türkiye’nin bu alandaki çalışmalarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

EDİDER Başkanı Elif Tek: “Enerji sektörü dönüşüm ve kriz ortamından geçiyor”

Enerjide Dijitalleşme Derneği (EDİDER) Başkanı Elif Düşmez Tek
Enerjide Dijitalleşme Derneği (EDİDER) Başkanı Elif Düşmez Tek

Enerjide Dijitalleşme Derneği (EDİDER) Başkanı Elif Düşmez Tek, enerji sektörünün son yıllarda büyük bir değişim, dönüşüm ve kriz ortamından geçtiğini belirterek şunlrı söyledi: “Bu değişim dönüşümün ilk tetikleyicisi iklim değişikliği oldu. İklim değişikliğinin tetiklediği enerji dönüşümünü konuşurken, COVID pandemisiyle karşı karşıya kaldık. Bununla birlikte arz talep dengesizlikleri ve sonra da tedarik zincirinin sorunlarıyla ortaya çıkan büyük bir belirsizlik dönemi yaşadık. Sonrasında ise bu sefer de Rusya- Ukrayna savaşının getirdiği ve en çok da Avrupa’nın etkilendiği büyük bir arz güvenliği krizi ortaya çıktı. Bu süreçte yeni dengelerin kurulmasına şahitlik ediyoruz, bildiklerimiz var, daha bilemediklerimiz var ve bunları da tahmin etmeye çalışıyoruz.

Bu yaşananlara da Türkiye perspektifinden bakarsak, bir taraftan risk unsurları var ama bir taraftan da yeni fırsat alanları belirdiğini gözlemliyoruz. Ortaya çıkan risklerin yönetilmesinde hem de fırsatların daha iyi anlaşılmasında ve bu fırsatların yakalanmasında analitik bazı öngörüler geliştirmek son derece kıymetli. IICEC’in hazırlamış olduğu Türkiye Enerji Öngörüleri, yakın zamanda Türkiye’nin yenilenebilir enerji görünümü çalışması alanındaki öncü çalışmalardan birisi oldu. Bu çalışma; Türkiye’nin yenilenebilir enerjide ve ilgili teknolojilerde enerji güvenliği, temiz enerji dönüşümü, rekabetçi ve teknoloji odaklı sanayi gelişimi için çok boyutlu fırsatlar sunan yüksek büyüme potansiyelinin de değerlendirilmesi için insan kaynağı gelişimi de dahil olmak üzere paydaşlara 7 somut öneri sunuyor.”

Enerjisa Üretim CEO’su İhsan Erbil: “Enerji sektöründe yetişmiş insan gücüne ihtiyaç var”

Enerjisa Üretim CEO'su İhsan Erbil Bayçöl
Enerjisa Üretim CEO’su İhsan Erbil Bayçöl

Enerjisa Üretim CEO’su İhsan Erbil Bayçöl şunları söyledi:Türkiye’nin 2030’da rüzgâr ve güneş hedefinin ne olduğunu geçen yıl tam olarak bilmiyorduk. Hem ulusal enerji planı hem de IICEC çalışması, en azından bazı şeyleri somutlaştırmış oldu. Ancak hedefiniz ne olursa olsun, bunu yerine getirecek olan insandır. Dolayısıyla Türkiye’nin ve dünyanın 2030, 2040, 2050’ye dair yenilenebilir ya da sıfır karbonla ilgili hedeflerde en temel ihtiyaç insandır. Şu anda gerek Türkiye’de gerekse de başka coğrafyalarda bunun eksikliğini, sıkıntısını görebiliyoruz. Yetişmiş insan gücüne, ihtiyacımız var.

Bunun yanında yine sektörün en büyük sıkıntılarından bir tanesi de kadın çalışan sayısıdır. Enerjisa üretim olarak, 1.000 MW’lik bir yatırımın altına girmiş vaziyetteyiz. Önümüzdeki 3 sene içerisinde bunları hayata geçirmek istiyoruz. O yolculuktaki tek hayalimiz, 1.000 megavat santrali daha işletmeye kazandırmak değil, bu santraller işletmeye geçtiğinde en azından birkaç santralimizin santral müdürünün kadın olması, mühendislerinin kadın olması, teknisyenlerin kadın olması ve bir santrale girdiğinizde tüm kadroyu kadın olarak görebiliyor olmaktır.”

Van Der Berg: “Enerji geçişinin daha başındayız”

ING Grubu Yenilenebilir Enerji ve Elektrik Global Lideri Diederick Van Den Berg
ING Grubu Yenilenebilir Enerji ve Elektrik Global Lideri Diederick Van Den Berg

ING Grubu Yenilenebilir Enerji ve Elektrik Global Lideri Diederick Van Den Berg, özellikle yenilenebilir enerji bağlamında pazarlar ve gelişmeler konusunda kendilerine çok bilgi geldiğini belirterek şunları söyledi: “İlk kez olarak diyebilirim ki, bazı endüstri liderlerinin güçlü ekonomik rüzgârlardan ve bazı faaliyetlerin yavaşlamaya başladığından bahsettiklerini görüyorum. Global olarak da büyük veri sağlayıcıları tarafından bazı veriler paylaşılıyor. Net bir şekilde yavaşlama olduğu görülüyor, özellikle de Çin ve Hindistan bu bağlamda ön plana çıkıyor.

Temiz enerji için yatırımlar belki geçmişe kıyasla biraz daha az avantajlı olsa da mesela büyük rüzgâr türbini üreticileri özellikle bir iki yıldır kayba uğruyorlar. Belirsizlikler yatırımlarda yavaşlamalara, ertelemeler hatta yatırım kararlarının tamamen iptal olmasına sebep olabiliyor. Özellikle birçok ülkede projelerle ilgili bekleme ve izinlerin çıkma süreleri gitgide uzuyor. Yenilenebilir enerji konusunda bazı kesintilerin de olduğunu görüyoruz. Tabii ki pazardan pazara bu değişiklik arz ediyor. Ama tüm bunlar da yenilenebilir enerji konusunda önümüze güzel bir tablo çıkartmıyor. Ben, temiz enerji konusunda iyimserim ve destekçisiyiz.

Bu çok gerçeklik payı yüksek olan ve finans çevrelerinden de aslında bu süreci hızlandırmak konusunda talepler söz konusu. Şu anda hükümetler tarafından belirlenmiş iddialı hedeflerin gerçekleştirilmesi, tahminimizden biraz daha uzun sürebilir. Dünya olarak, bu temiz enerji geçişinin daha başında olduğumuzu da kabul etmemiz gerekiyor. Bu piyasada yatırımcılar, bankalar, insanlar sonuçta 10-20 megavatlık projeler yapma konusunda arzuya sahip değiller. Çok uzun sürüyor, maliyeti yüksek, o yüzden de daha ziyade portföylerin geliştirilmesine odaklanıyorlar.”

TÜREB Başkanı İbrahim Erden: “Türkiye rüzgâr türbininde yüzde 50’nin üzerinde yerliliği sağladı”

TÜREB Başkanı İbrahim Erden
TÜREB Başkanı İbrahim Erden

Türkiye Rüzgâr Enerjisi Birliği (TÜREB) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Erden, Türkiye’nin rüzgar enerjisi sektöründe yerli teknoloji geliştirmesinin ve kullanımının son 15 senede gerçekleştiğini belirterek şunları söyledi: “Bu sadece rüzgârda değil, hidroelektrikte de oldu, jeotermalde de kısmen oldu. Bu ülkenin 100 yıllık geçmişinin belki son 60-70 senesi özellikle ciddi sanayileşme hamleleriyle geçti. Son 15 senedir de bunun yenilenebilir enerjiye yansımalarını gördük.

Burada rüzgâr türbininde %50’nin üzerinde yerliliği sağlayabilen, YEKA türbininde %65’leri hedefleyen bir durumdayız. Bu bir kazanç ise, bu kazancın da geleceğe tahvili önemlidir. Bundan sonra bu globalleşmeden globalleşmeye daha çok giden dünyada hem Avrupa’nın hem Amerika’nın sadece doğalgaz tedarikçi partneri geçiş güzergahıyız söyleminin ötesinde, gerçekten tedarikçi partneri olma şansımız var.

yenilenebilir enerji santralleri : rüzgar enerjisi santrali (RES)

Uzakdoğu’da merkezileşmiş tedarik zinciri Avrupa Birliği’nin çevresine yayılacak. Biz de burada en ciddi sanayi altyapısına sahip ülkelerden bir tanesiyiz. Sanayileşmiş altyapımızı hem kendi ihtiyaçlarımız için hem de Avrupa’nın ve Avrupa müttefiki ülkelerinin hizmetine sunup, kazanç elde etmeliyiz. Burada bugün rüzgâr sanayi yılda 1,5 milyar dolar ihracat yapıyor. Bu önemli bir kazanım. 50’den fazla ülkeye ihracat yapıyoruz. Dolayısıyla biz bu dönüşümün içerisinde potansiyelimizi de harekete geçirmek zorundayız. Önümüzde en az 20 bin megavat rüzgârda, 10 bin megavat güneşte verilecek kapasitelerin, 2030’a kadar hem yeşil dönüşüm ihtiyacını karşılamak hem de Avrupa’da rekabette bizi öne geçirecek fırsat yaratacağını öngörüyorum.”

JED Başkanı Ali Kındap: “62 bin MW termal enerjimiz var”

Jeotermal Enerji Derneği (JED) Başkanı Ali Kındap
Jeotermal Enerji Derneği (JED) Başkanı Ali Kındap

Jeotermal Enerji Derneği (JED) Başkanı Ali Kındap, jeotermal enerjinin diğer yenilenebilir kaynaklara göre potansiyelinin tam olarak anlatılamadığını savunarak şunları söyledi: “Rüzgâr ve güneşi konuşmaya başlamadan önce jeotermal hayatımızdaydı. Cumhuriyet döneminde bu kaynakların hem ısıtma hem sağlık hem de kaplıca amaçlı yoğun şekilde kullanıldığını görüyoruz.

YEKDEM dönemindeki çalışma ve yatırımlarla gördük ki, bu potansiyelin çok daha üzerindeyiz. Şu an için 1.700 MW kurulu güce ulaşmışız. Bu kurulu güçle Avrupa’da 1’inci, dünyada 4’üncü seviyeye ulaşmış durumdayız. Jeotermal sadece elektrik alanında kurulu gücüyle ön planda değil, yapılan bazı yatırımlarla da 5 bin 20 MW doğrudan kullanımı da söz konusu. Bu doğrudan kullanımın çoğunu şu an şehir ısıtma, sera ısıtma, turizm ve termal amaçlı kullanıyoruz. Bir termik santral gibi çalışabilme özelliğine sahibiz. Mevsimselliklerden zarar görmüyor, gece gündüz farkından hiçbir şekilde etkilenmiyoruz.

Yaklaşık %85 bir kapasite ile çalışma imkânımız var. Türkiye’nin jeotermaldeki potansiyeli beklentimizin çok daha üzerinde. Sadece doğal jeotermal kaynaklar özünde bakarsak, ülkemiz son keşifler ve MTA tarafındaki kayıtlara göre, 62 bin megavatlık termal bir enerjimiz söz konusu. Bu keşfedilmiş bir enerji. Biz, bunun 1.700 megavatını şu an elektrik santrali noktasında faydalanıyoruz, 5.020 megavatını doğrudan faydalanıyoruz. Yani önümüzde kullanabileceğimiz çok daha büyük bir potansiyel var.”

TÜSİAD Genel Sekreter Yardımcısı Numanoğlu: “Türkiye yeni teknoloji düzeninin önemli aktörü olmalı”

TÜSİAD Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Nurşen Numanoğlu - Dünyada 2022 yılında kurulan yenilenebilir enerji santralleri
TÜSİAD Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Nurşen Numanoğlu

TÜSİAD Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Nurşen Numanoğlu, günümüzde elektrifikasyonun giderek arttığını elektrikli araçlarla ilgili çok ciddi bir hedef olduğunu belirterek şunları kaydetti: “Yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği aslında en fazla fona ulaşabilecek tek alan. Finans kurumlarının da kendi sürdürülebilir portföylerini oluşturmaları lazım. Bütün bunların bizi daha fazla yatırım için cesaretlendirebilecek bir yere götüreceğini düşünüyorum. Küreseldeki dinamik yapı çok, içerideki bütün politikaları da etkiliyor. Özellikle AB, çok büyük bir ticaret hacmine sahip ve çok büyük bir alanda etkisi var. Son dönemde Avrupa Yeşil Mutabakatı ile oradaki kuralları tedarik zincirindeki bütün ülkelere yansıtma, onlardan da aynı şeyi bekleme gibi bir düzenleme silsilesiyle götürüyor işi. Serbest ticaret anlaşmalarına konu oluyor ya da sınırdan karbon düzenleme mekanizması veya uygulamaya koyacağı bazı düzenlemelerle zaten o yolculuğu yapmak durumunda da kalıyorsunuz.

Bir diğer önemli unsur da AB’nin önemli araçlarından bir tanesi global Gateway. Bu, AB sınırları dışında AB için önemli olan stratejik projeleri gerçekleştirmek üzere oluşturulan bir fon mekanizması. Global Gateway’in alanlarından bir tanesini de stratejik temiz enerji dönüşüm teknolojileri olarak belirlendi. Türkiye açısından bu iş birliklerinin, teknoloji geliştirmenin, tedarik zincirlerinde birlikte hareket etmenin konuşulduğu bir dönemdeyiz. Dolayısıyla Türkiye’nin bu yeni teknoloji düzeninin önemli bir aktörü ya da onun parçası olması yönünde çaba sarf etmesi gerekiyor.”

Bir Cevap Bırakın

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.