Devlet Su İşleri (DSİ), Yalova’nın Termal ilçesinde benzersiz bir projeyi hayata geçiriyor. Bu proje, içme suyu ve yenilenebilir enerji üretimini entegre ederek Türkiye’deki diğer hidroelektrik projelerinden farklılaşıyor.

Çağlayan Deresi üzerinde kurulacak olan Yalova Termal Çağlayan Barajı ve Hidroelektrik Santrali (HES), Yalova’nın ve çevresinin su ve enerji ihtiyacına yenilikçi bir çözüm sunacak. Proje, hem bölgenin su kaynaklarını daha etkin kullanmayı hedefliyor hem de sürdürülebilir enerji üretimiyle karbon salınımını azaltıyor.

Projenin amacı ve kapsamı

Yalova merkez, Çınarcık, Termal, Altınova ve Çiftlikköy ilçelerinin içme ve kullanma suyu ihtiyacını karşılamak amacıyla bölgede yaklaşık 433 milyon TL yatırım yapılması planlanıyor. Bu proje, mevcut Gökçe Barajı’nın kapasitesini desteklemek için Yalova Termal Çağlayan Barajı’nda yeni bir depolama alanı oluşturacak. Ayrıca, Çağlayan Deresi’nden gelen sular, Gökçe Barajı’na iletilmeden önce, iki baraj arasındaki yaklaşık 106 metre brüt su düşü farkından faydalanılarak elektrik enerjisine dönüştürülecek.


Yalova Termal Çağlayan Barajı, 14.976.000 metreküp su depolama kapasitesine sahip olacak. Baraj eteğinde inşa edilecek hidroelektrik santralinin kurulu gücü ise 2,08 MWm/2,00 MWe olarak planlanmış. Bu yenilikçi teknoloji sayesinde, içme suyu temin edilirken aynı zamanda enerji üretimi de gerçekleşecek.

Projenin Ekonomik ve çevresel faydaları

Proje, yenilenebilir enerji üretimi ile karbon salımını yıllık yaklaşık 3.000 ton azaltmayı hedefliyor. Ayrıca, su kaynaklarının daha etkin bir şekilde kullanılmasına olanak tanıyor ve yılda yaklaşık 8 milyon kWh enerji üretimi sağlanması bekleniyor. Bu enerji, 2.500 hanenin yıllık elektrik ihtiyacını karşılayabilecek düzeyde. Bunun yanında, enerji maliyetlerini azaltarak yerel ekonomiye olumlu katkı sağlayacak. İçme suyu arzında ise yılda 15 hm³ ilave kapasite sağlanması bekleniyor.

İçme suyu temelli enerji projeleri

Çağlayan HES, Türkiye’de içme suyu ve enerji entegrasyonuna örnek oluşturan projelerden biri. Örneğin, İsviçre’deki Linth-Limmern hidroelektrik sistemi, içme suyu temin hatlarından gelen basınç farkını kullanarak yıllık 1.400 GWh enerji üretiyor. Norveç’teki Oslo bölgesinde ise su dağıtım sistemlerinde yer alan küçük türbinlerle 10 MW’a kadar enerji üretiliyor. Trabzon’daki benzer projelerde de, basınç farkından faydalanarak elektrik enerjisi üretimi yapılıyor. Bu yaklaşım, enerji verimliliğini artırırken çevresel etkileri minimize ediyor. Bununla birlikte, bu tür projelerin tarım, sanayi ve yerel belediyeler gibi farklı sektörlerde de uyarlanabilir potansiyele sahip olduğu görülmekte. Su kaynaklarının akıllı kullanımı, özellikle kuraklık riski altındaki bölgelerde hayati bir rol oynayabilir.

Yenilenebilir enerji potansiyeli

Çağlayan Barajı ve Hidroelektrik Santrali, Yalova’da su ve enerji kaynaklarının sürdürülebilir bir şekilde yönetilmesi adına önemli bir adım. Proje, sadece bölgeye değil, Türkiye’nin genel enerji hedeflerine ve su kaynaklarının verimli kullanımına da katkı sağlayacak. Ayrıca, Çağlayan HES modeli, diğer bölgelerde benzer projeler için bir ilham kaynağı olabilir. Özellikle Türkiye’nin zengin su kaynaklarına sahip diğer bölgelerinde bu modelin uygulanması, yenilenebilir enerji üretimi ve su yönetimi alanında büyük bir potansiyele işaret etmekte. Gelecekte, bu tür projelerin sayısının artması, ülkenin enerji bağımsızlığı hedeflerine katkı sağlayabilir.

İlgili Makaleler


Bir Cevap Bırakın

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz