Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği’nin (TÜREB) ortaklaşa düzenlediği 7. Türkiye Rüzgar Enerjisi Kongresi’nde (TÜREK) rüzgar enerjisinin önemine bir kez daha vurgu yapıldı.

2012 yılından beri gerçekleştirilen Türkiye Rüzgar Enerjisi Kongresi ile Yerli ve yenilenebilir doğal enerji kaynaklarından rüzgar ile dışa olan bağımlılığın azaltılarak rüzgar enerjisi potansiyelinin ekonomiye kazandırılmasının önemine dikkat çekildi.

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Mustafa Yılmaz,  toplantının açılışında yaptığı konuşmada rüzgar enerjisi santrallerinin (RES) elektrik üretimindeki payının yakın dönemde yüzde 10 civarına yükselmesini beklediklerini  belirterek “Önümüzdeki hafta içinde 1000 MW’lik RES Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları’nm (YEKA) önlisans başvurusunu tamamlamış olacağız. Türkiye’de Rüzgar Enerji Santralleri elektrikte toplam kurulu gücün yüzde 8’ini, üretimde ise yüzde 7’sini oluşturuyor. RES başvuruları için 47 adet bağlantı bölgesi genelinde 88 projeye 2 bin 950 megavat kapasite tahsis edildi” dedi.

10 YILDA 1 MİLYAR 250 MİLYON DOLAR

Konuşmasında  789 megavat kapasiteli 20 adet ön lisansın daha bulunduğuna işaret eden Yılmaz, yarışma yönteminin, Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları Destekleme Mekanizması (YEKDEM) bedelleri üzerinden eksiltme usulüne göre gerçekleştirilmesi sonucu, kapasite tahsis edilen 69 adet eksi teklif fiyatı vermiş projenin tamamının işletmeye girmesi halinde, YEKDEM portföyüne yıllık yaklaşık 125 milyon dolar, bir başka deyişle 10 yılda 1 milyar 250 milyon dolar ödeme yapılmasını beklediklerini söyledi.

YEKDEM mekanizmasıyla sağlanan teşvik neticesinde Türkiye’nin RES kurulumlarında geçen yıl Avrupa’da üçüncü, dünyada sekizinci sırada yer aldığını ifade eden Yılmaz, “Önümüzdeki hafta içinde bin megavatlık RES YEKA ön lisans başvurusunu tamamlamış olacağız” dedi. Yılmaz, Türkiye’de rüzgar santrali kapasitesinin bugün itibarıyla 238 ayrı tesisle toplam 6 bin 820 megavata ulaştığını kaydetti.

ELİTAŞ: “RÜZGAR POTANSİYELİ 48 BİN MW”

Öte yandan toplantıda konuşan TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı ve AK Parti Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Türkiye’nin 48 bin MW rüzgar enerjisi potansiyeliyle, toplam elektrik ihtiyacının yarısını bu kaynaktan karşılayabilecek güce sahip olduğuna dikkat çekti. Elitaş daha çok yerli daha çok yenilenebilir enerji stratejisi doğrultusunda başta yerli kömür olmak üzere rüzgar, güneş, hidroelektrik, jeotermal gibi kaynakların, enerji portföyündeki payının artırılmasına yönelik çabaların, çevreci bir anlayış ve sürdürülebilirlik ilkesi doğrultusunda yoğunlaştırıldığının altını çizdi.

Dünya nüfusunun 2040 yılına kadar 9,2 milyara ulaşacağını belirten Elitaş, “Küresel enerji tüketiminin söz konusu döneme kadar yüzde 28 artacağı öngörüleri dikkate alındığında yenilenebilir kaynakların önemi gitgide artmaktadır. Bununla birlikte yeşil enerji yeni teknolojiler ve yeni enerji politikalarıyla yenilenebilir enerjinin, dünyanın en hızlı büyüyen enerji kaynağı olması bekleniyor. Türkiye’de 2005 yılında çıkarılan yenilenebilir enerji kanunuyla rüzgar endüstrisi hızlı bir gelişme gösterdi. Teknolojik gelişmelerin ivmelemesi sonucunda da yatırım ortamına uygun hale geldi” diye konuştu

“YÜZDE 50’Sİ YERLİ ÜRETİM”

Mustafa Elitaş Türkiye’de başta kanat ve kule olmak üzere rüzgar türbinini oluşturan parçaların yüzde 50’si yerli olarak üretilebilindiğini hatırlatarak  şunları söyledi: “Ülkemizde rüzgar enerjisi yatırımlarının artması sanayinin hızla gelişmesine ve dolaylı olarak da istihdama katkı sağlamaktadır. 2018 yılı Temmuz ayı itibariyle lisans verilmiş 10 bin MW’yi aşan kurulu güce sahip rüzgar enerjisi santral projesi bulunmaktadır. Bunlardan 7 bin MW’lik kurulu güce sahip 171 rüzgar enerji santrali işletmede, 885 MW kurulu güce sahip 29 adet rüzgar enerjisi santrali ise inşa halindedir.

Geriye kalanlar ise izin aşamasındadır. Bununla birlikte rüzgar enerjisi santrallerinden üretilen elektrikle Türkiye’nin toplam elektrik ihtiyacının yüzde 8’ine yakın kısmı karşılanmaktadır. Sadece deniz üstü rüzgar enerjisi potansiyeli 11 bin MW. Yani Türkiye toplamda 48 bin MW rüzgar enerjisi potansiyeliyle, elektrik ihtiyacının yarısını bu kaynaktan karşılayabilecek potansiyele sahiptir. Türkiye’nin rüzgar enerjisinde ulaştığı 7 bin megavatlık kurulu gücünü 7 kat daha arttıracak bir yatırım potansiyeline sahiptir.”

HEDEF VERİMLİLİĞİ ARTIRMAK

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Abdullah Tancan ise toplantıda yaptığı konuşmada, enerji arz güvenliğinin sağlanması, kaynakta ve teknolojide yerlileştirme ve piyasada öngörülebilirlik hedefleriyle oluşturulan stratejinin Türkiye’nin önünü daha net görmesini sağladığını söyledi. Stratejinin en önemli parçasının da yenilenebilir enerji çeşitliliği ve teknolojisini uluslararası seviyeye yükseltmek olduğunu vurgulayan Tancan, “Enerji sepetinin çeşitliliğini artırarak, yenilenebilir enerji kaynaklarının rasyonel bir şekilde kullanmayı Türkiye’nin geleceği açısından önemli görüyoruz. Hem ülkenin arz güvenliği hem de çevrenin korunmasına katkıda bulunmak için yenilenebilir enerji kaynaklarının sisteme daha fazla ilave edilmesi gerekmektedir” dedi.

YENİ YEKA İHALELERİ

Türkiye’nin hedefleri kapsamında 2023 yılına kadar toplam elektrik enerjisi üretiminde yerli ve yenilenebilir kaynak oranını üçte iki mertebesine yükseltmeyi planladıklarını belirten Tancan, şu bilgileri verdi: “Son yapılan yenilenebilir enerji ihalelerinde, güneş ve rüzgar kaynaklarına dayalı Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı (YEKA) yarışmalarında ortaya çıkan fiyatlar ve artan rekabet, bu adımların ne derece önemli olduğunu göstermiştir. Sürdürülebilir ve öngörülebilir bir piyasanın oluşması adına, yatırımcılara alım garantisi ve yerli katkı ilavesi sağlıyoruz.

Yenilenebilir enerji kaynaklarının bu güç içinde payı giderek artıyor. Önümüzdeki 10 yılda 10 bin MW rüzgar kurulu gücünü toplam kurulu güce ilave etmek istiyoruz. Bu yatırımlarla rüzgar enerjisi sektörü geliştirilecek ve Türkiye yenilenebilir enerjide bölgesel bir merkez haline gelecektir. Toplam yerli ve yenilenebilir enerji payının ve kaynak çeşitliliğinin artırılması ve dengeli politika uygulanması önem arz ediyor. Satın alınan elektrik enerjisi maliyeti azaltılırken, diğer yandan yerli üretimin artırılması ve kalifiye insan kapasitesinin artırılması sağlanıyor. Önümüzdeki dönemde yapılacak YEKA ihaleleriyle bunu pekiştireceğiz.”

ELEKTRİĞİN YÜZDE 50’Sİ YERLİ KAYNAKLARDAN

Tancan konuşmasında 2018 yılının 8 ayında Türkiye’nin elektrik kurulu gücünün 88 bin MW’ye ulaştığını ifade ederek, “Enerjide yerlileşme ve millileşmeyi temel felsefemiz olarak görüyoruz. Bunun sonucu olarak 8 aylık dönemde toplam ürettiğimiz elektrik enerjisinin yüzde 50’sinden fazlası yerli kaynaklardan sağlandı. Önümüzdeki 10 yılda 10 bin MW rüzgar kurulu gücünü toplam kurulu güce ilave etmek istiyoruz.

Bu yatırımlarla rüzgar enerjisi sektörü geliştirilecek. Bununla birlikte toplam kurulu gücün yüzde 32’si hidroelektrik, yüzde 7,7’si rüzgar, 5,5’i güneş, 1,3’ü jeotermal, yüzde 0,7’si biyokütle tesislerinden oluşuyor. Enerjide yerlileşme ve millileşmeyi temel felsefemiz olarak görüyoruz. Bunun sonucu 8 aylık dönemde toplam ürettiğimiz elektrik enerjisinin yüzde 50’sinden fazlası yerli kaynaklardan sağlandı” dedi.

Content Protection by DMCA.com

Bir Cevap Bırakın

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.