DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş, uluslararası finans dünyasında sürdürülebilirlik odaklı finansman kaynaklarının hızla arttığını, kredilendirmede çevresel ayak izi kriterlerinin ve karbon salımı hedeflerine uyumun önemli hale geldiğini belirterek, “2025 yılına kadar sürdürülebilir finansman kaynak büyüklüğünün 11 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. Bu finansman kaynağından daha fazla pay almak için sürdürülebilirlik kriterlerine uyum belirleyici hale geliyor.” dedi.
Antalya’da Nirvana Cosmopolitan Hotel’de düzenlenen 11. Uluslararası Resort Kongresi’nde kapsamlı bir sunum yapan Hakan Ateş, medya mensuplarının sorularını da yanıtladı. Özellike sürdürülebilir finans konusunda görüşlerini paylaştı.
Yeşil ve sürdürülebilir turizm
“Turizm yatırımlarımızı güvenli, sağlıklı, yeşil ve sürdürülebilir bir geleceğe yönlendirebiliriz” diyen Hakan Ateş, “2050 yılına kadar karbon salımını azaltarak küresel ısınmanın 1.5C’de tutulması planlanıyor. Daha sıcak bir gezegen daha fazla doğal afet, deniz seviyesinin yükselerek yaşam alanlarını azalması, su ve gıda teminin zorlaşması anlamına geliyor.
COP 26 zirvesinde imzalanan Turizmde İklim Hareketi Glasgow Bildirimi ile hedef, turizm kaynaklı emisyonları 2030’a kadar yarı yarıya azaltmak ve 2050’ye kadar ‘Net Sıfır’ a ulaşmak olarak görülüyor” diye konuştu.
Sürdürülebilir finans dönemi başlıyor
Küresel alandaki değişimlere de değinen Hakan Ateş, “Çin’in dünya ticaretinden aldığı pay yüzde 16,7. Yani dünyadaki her 100 dolarlık alışverişin 17 doları Çin alım satımı. Dünyadaki karbon salımının yüzde 25’i de Çin’den kaynaklanıyor. Oysaki şu anda kıta Avrupası başta olmak üzere dünyada çok fazla bir sürdürülebilirlik eğilimi görüyoruz. Şu anda çok bol olan likiditeden yararlanabilmemiz için de mutlak surette bu sürdürülebilir finans programlarının içinde olmamız gerekiyor. DenizBank olarak biz de öyle yaptık.
Son olarak 840 milyon dolarlık sendikasyon kredisi aldık. 22 ülkeden 49 bankanın katılımıyla gerçekleşen bu sendikasyon kredisi, tarım ve iyi tarım ağırlıklı bir yapıya sahipti. Dolayısıyla tüm dünyanın sürdürülebilirliğe bu denli eğildiği bir dönemde ticaretinin devam edebilmesi açısından, Çin’in bu konuda çok ciddi maliyetlere katlanması gerekiyor.” dedi.
840 milyon dolarlık kredi
Yeşil, mavi bonolara dayalı finansman
Hakan Ateş, Paris İklim Anlaşması ve AB Yeşil Mutabakat kapsamında 2030 yılına kadar karbon salımının yüzde 50 azaltılmasının, 2050’ye kadar da karbon salımının sıfırlanmasının hedeflendiğini belirterek şöyle dedi: “Dolayısıyla buna uymayan işletmeler ciddi maliyetlerle karşılaşacak. Yine değinmemiz gereken başka bir konu yeşil bonolar, hatta mavi bonolar var. Sürdürülebilir tahvil ve bonolar söz konusu. Yatırım bankaları ile bu programları yapıyoruz. Belli elemelerden geçmezseniz siz de böyle bir programa giremiyorsunuz. Atıklarınızı nasıl yönettiğiniz, sularınızı harcama şekliniz, binanızın nasıl bir elektrik satın aldığı bile bu standartların içine dahil ediliyor. Finansmanda yeni dönem sürdürülebilirlik odaklı olacak.”
Eşit, kapsayıcı büyüme ve kaliteli istihdam
Sürdürülebilir turizmin sadece karbon salımını değil ayrıca eşit ve kapsayıcı büyüme, kaliteli istihdam, çevresel, sosyal ve kültürel değerlerin korunması demek olduğunu vurgulayan DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş bu konuda şu değerlendirmede bulundu: “Turizmin mevsimlik ve coğrafi dağılımının iyileştirilmesi gerekiyor: Ekoturizm, kırsal turizm, kış turizmi, sağlık turizmi gibi alternatifler değerlendirilmeli. Türkiye’de yatak sayısının % 60’ı üç şehirde.
İstihdam yaz ve kış ayları arasında dengesiz. Ayrıca turizm sektöründe kadın ve genç istihdam oranı diğer sektörlerden daha yüksek, Türkiye’de artırılması için alan var: Genç işsizliğin azaltılması önemli. Konaklama sektöründe genç istihdam oranı: %20, ABD’de bu oran %29. Kadın istihdamının artırılması gerekiyor. Konaklama sektöründe kadın çalışan oranı %34 düzeyinde. G20 ortalaması ise %46.4.”