Ana Sayfa Elektrikli Araçlar Elektrikli araçlarını evde şarj edenleri bekleyen yüksek fatura şoku

Elektrikli araçlarını evde şarj edenleri bekleyen yüksek fatura şoku

Yazar

Şub 17, 2025 @ 12:51 Değiştirilme tarihi: Şub 17, 2025 @ 22:28

WIN EUROSIA Otomasyon ve Makine Teknolojileri Fuarı 28-31 Mayıs 2025

Yeni SKTT düzenlemesi: Elektrikli araç sahiplerini ve yüksek elektrik tüketen haneleri bekleyen fatura şoku

Elektrikli araç sahipleri için yeni maliyetler

Elektrikli araçlarını evlerinde şarj eden tüketiciler, 1 Şubat 2025 itibarıyla yürürlüğe giren Son Kaynak Tedarik Tarifesi (SKTT) nedeniyle yüksek faturalarla karşı karşıya kalacak. Aylık 417 kWh tüketimi aşan haneler, devlet desteğini kaybedecek ve elektrik fiyatlarının neredeyse iki katına çıkacağı bir tarife ile karşılaşacak.

Ev ve elektrikli araç tüketimi 417 kWh sınırını nasıl aşıyor?

ENSİA Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kalaycı’ya göre, bugünün batarya teknolojilerine göre bir elektrikli araç 100 kilometrede ortalama 18 kWh elektrik tüketiyor. Eğer bir sürücü ayda 1.500 km yapıyorsa, sadece aracını şarj etmek için 270 kWh tüketmiş olacak.

Bunun yanı sıra, ortalama dört kişilik bir hane aylık 300 kWh elektrik harcıyor. Böylece, elektrikli araç sahipleri toplamda 570 – 700 kWh tüketerek destekten çıkma sınırını aşmış oluyor.

Kalaycı, “Bu yeni düzenleme, özellikle elektrikli araç sahiplerini zor durumda bırakacak. Elektrifikasyonun teşvik edilmesi gerekirken, bu tür kısıtlamalar vatandaşları geleneksel yakıtlara yönlendirebilir. Türkiye’de sürdürülebilir enerji politikalarının desteklenmesi hayati önem taşıyor,” dedi.

Elektrifikasyon ve yeşil dönüşüm sürecine darbe mi?

Yeni düzenleme, elektrifikasyonun yaygınlaşmasını zorlaştırabilir. ENSİA Başkanı Kalaycı, elektrifikasyonun Türkiye’nin enerji dönüşümü açısından hayati önem taşıdığını belirterek şunları söyledi:

“2030 yılında elektrifikasyon nedeniyle elektrik tüketimi 6,6 TWh artacak.”
“Türkiye’de nihai enerji tüketiminde elektrifikasyonun payı 2030’da %24, 2050’de ise %30 olacak.”
“Isıtma ve ulaştırma sektörlerinde elektrifikasyonun artması, sürdürülebilir enerji politikaları açısından kritik önem taşıyor.”

Türkiye neden elektrik fiyatlarını artırmak zorunda?

Bu düzenleme yalnızca elektrikli araç sahiplerini etkilemekten öte, Türkiye’nin enerji piyasasını sürdürülebilir hale getirmek için yapılıyor. İşte temel nedenler:

Devletin uzun yıllardır elektrik fiyatlarını sübvanse etmesi nedeniyle enerji yatırımları sınırlı kaldı.
Türkiye’de haneler için elektrik fiyatları Avrupa’ya kıyasla oldukça düşük (0,05-0,07 €/kWh seviyelerinde).
Enerji şirketleri düşük fiyatlar nedeniyle yeni yatırımlar yapmakta zorlanıyor.
Yerli üretimi artırmak ve dışa bağımlılığı azaltmak için fiyatların piyasa seviyelerine yaklaşması gerekiyor.

Ev faturalarının artmasını önlemek için ne yapılabilir?

Önemli güncelleme

Önceden: SKTT, yıllık 5.000 kWh’yi aşan tüketicileri kapsıyordu ve aşım tespit edildikten 3 ay sonra yüksek tarifeye geçiliyordu.
Şimdi: Yeni düzenlemeye göre, aylık 417 kWh tüketimi aşan aboneler o ay için devlet desteğini kaybedecek ve faturaları yükselecek.
Eğer bir sonraki ay tüketiminiz 417 kWh’nin altına düşerse, tekrar devlet desteğinden yararlanabilirsiniz.

Tüketimi yönetmek için öneriler

Ev + kamu şarj karışımı kullanımı

Elektrikli aracı her ay tamamen evde şarj etmek yerine, ayın ilerleyen günlerinde kamuya açık AC şarj istasyonlarını kullanarak ev tüketimini sınırda tutmak.

Evde güneş enerjisi kullanımı

Güneş panelleri ile kendi elektriğinizi üreterek toplam tüketimi düşürmek ve aylık 417 kWh sınırının altında kalmaya çalışmak.

Hane tüketimini planlamak

Akıllı prizler, enerji verimli cihazlar ve saatlik tarifeler kullanarak gereksiz enerji tüketimini önlemek.

SKTT düzenlemesi gözden geçirilmeli mi?

Türkiye’de yeşil dönüşüm desteklenirken, elektrikli araç sahiplerini cezalandıran bir sistemin getirilmesi büyük bir çelişki yaratıyor. Ancak enerji yatırımlarını desteklemek ve dışa bağımlılığı azaltmak adına fiyat ayarlaması da kaçınılmazdı.

Yeşil Haber olarak bu geçiş sürecinde tüketicilerin mağdur olmaması için destek mekanizmaları oluşturulmalı ve alternatif çözümler hayata geçirilmeli görüşündeyiz.