Ana Sayfa Öne Çıkanlar Lisanssız elektrik üretiminde sıfır kapasite dördüncü ayını doldurdu: Veri temelli bir okuma

Lisanssız elektrik üretiminde sıfır kapasite dördüncü ayını doldurdu: Veri temelli bir okuma

Yazar

Kas 1, 2025 @ 6:28 Değiştirilme tarihi: Kas 1, 2025 @ 6:28

TEİAŞ’ın 31 Ekim 2025 tarihli tablosu dağıtım seviyesinde 81 ilde “0,00 MWe” gösteriyor.

Eylül 2025’te iletim seviyesinden yapılan 13 başvuru da bölgesel kapasite kısıtı gerekçesiyle teknik değerlendirmeye alınmadı. Haziran’daki 725,02 MW’tan bugünkü sıfıra iniş, yapısal bir daralmanın işareti.

Hızlı bakış

TEİAŞ’ın 31 Ekim 2025 tablosu, dağıtım seviyesinde 81 ilde 0,00 MW kapasiteyi doğruluyor.
Eylül 2025’te iletim seviyesinden yapılan 13 başvuru toplam 212,076 MW ile kapasite kısıtından reddedildi.
Haziran 2025’te görülen 725,02 MW tahsis edilebilir kapasite dört ay içinde sıfıra indi.
Süregelen kısıt sanayide öz tüketim GES planlarını ve finansman akışlarını geciktiriyor.
Depolama, hibrit ve tüketim optimizasyonu içeren esnek projeler riskleri azaltabilir.
Şebeke güçlendirme yatırımları ve şeffaf bir yeniden tahsis takvimi kritik önem taşıyor.

Dağıtım seviyesinde ülke genelinde 0,00 MWe görünümü

TEİAŞ’ın “Dağıtım seviyesinden transformatör merkezi bazlı tahsis edilen lisanssız üretim kapasite tablosu” 30 Ekim 2025 itibarıyla tüm bölgelerde ve OSB hatlarında tahsis edilebilir kapasitenin “0,00 MWe” olduğunu gösteriyor. Bu tablo, tTemmuz ayından bu yana süren genel görünümü teyit ederek kapasite probleminin geçici bir sapma değil, süreğen bir durum olduğunu ortaya koyuyor.

İletim seviyesinde Eylül başvuruları kapasite kısıtına takıldı

TEİAŞ’ın “İletim sistemine bağlantı başvuruları teknik değerlendirme raporu”nda, 1–30 Eylül 2025 döneminde iletim seviyesinden yapılan 13 adet lisanssız üretim başvurusunun, toplam 212,076 MW kurulu güç karşılığına rağmen “bölgesel kapasite kısıtı nedeniyle evrak ve teknik değerlendirmeye alınmadığı” kayda geçti. Bu sonuç, şebeke doygunluğunun yalnızca dağıtım gerilim seviyesine özgü olmadığını gösteriyor.

Haziran’dan Ekim’e: 725,02 MW’tan sıfıra inen çizgi

Kapasite erimesi sayısal olarak belirgin. Kurumun haziran tablosunda 799 transformatör merkezinin 219’unda toplam 725,02 MW tahsis edilebilir kapasite görünürken, Temmuz, Ağustos, Eylül ve Ekim ayı sonu itibarıyla tüm iller “0,00 MWe” seviyesine indi. Dört aylık sıfır serisi, planlanmış yatırımların sahaya aynı hızda yansımadığını ve kısıtların süreklilik kazandığını gösteriyor.

Regülasyon mimarisi: Genişleme hedefi ile şebeke güvenliği arasındaki çizgi

EPDK, 9 Şubat 2024’te lisanssız elektrik üretimi yatırımları için 3.750 MW kapasite tahsis edileceğini duyurmuştu. TEİAŞ ise aylık tablolarla kalan kapasiteyi güncellerken, gerilim ve sistem kararlılığını önceleyen bir yaklaşım benimsedi. Ortaya çıkan resim, genişleme hedefi ile şebeke güvenliği arasında giderek daralan bir manevra alanına işaret ediyor. Kurumsal hedeflerin aynı eksende hizalanmaması, sahadaki yatırımcı davranışını ve proje sıralamasını doğrudan etkiliyor.

Yatırım ve finansman tarafında olası yansımalar

Süregelen sıfır kapasite görünümü, öz tüketim odaklı GES projeleri başta olmak üzere lisanssız portföyün devreye giriş temposunu düşürüyor. EPC şirketleri ve tedarik zinciri planlamaları öngörülebilirliğe ihtiyaç duyarken, finansman tarafında proje nakit akışlarının ötelenmesi risk değerlendirmelerini etkiliyor. Sanayi tesisleri ile OSB’lerde enerji maliyetlerini düşürmeye dönük çatı uygulamalarının gecikmesi, karbon azaltım planlarını da yavaşlatabilir.

Saha gerçekliği: Kararların proje tasarımına etkisi

Kapasite tahsisi açılmadıkça veya kısıt alanları teknik iyileştirmelerle daraltılmadıkça, yatırımcılar hibrit kurgular, depolama entegrasyonu ve tüketim profilini dengeleyen çözümlere daha fazla yöneliyor. Bu dönüşüm, lisanssız modelin özüne uygun enerji verimliliği ve esneklik araçlarının önemini artırıyor.

Veriyle uyumlu, uygulanabilir adımlar

Doğrulanmış veriler üzerinden bakıldığında, kısa vadede en rasyonel yaklaşım şebeke güçlendirme yatırımlarının hızlandırılması, reaktif güç ve gerilim yönetimi çözümlerinin yaygınlaştırılması ve kademeli, şeffaf bir yeniden tahsis takviminin duyurulması. Yatırımcı açısından ise proje geliştirme dosyalarında esneklik (hibritleşme, depolama, tüketim optimizasyonu) ve alternatif bağlantı senaryolarının hazırlanması, karar sürelerinin kısalmasına katkı verir.

Çıplak gerçek: Sıfır kapasite yeni normal olmasın

Dört ay üst üste “0,00 MWe” yalnızca bir sayı değil, enerji dönüşümünün hızını belirleyen bir uyarı işareti. TEİAŞ’ın teknik güvenlik odağı ile EPDK’nın genişleme hedefinin aynı çerçevede buluştuğu, hesap verebilir ve takvimli bir yol haritası açıklanmadıkça, lisanssız model Türkiye’nin yeşil dönüşümündeki en kırılgan halka olarak kalacak.

Görüşünüzü paylaşın

Sizce 2026’da sınırlı bir yeniden tahsis beklenebilir mi? Şebeke güçlendirme, depolama ve hibrit çözümler içinde hangisi kısa vadede en etkili olur?

Resmi kaynak: Dağıtım seviyesinden transformatör merkezi bazlı tahsis edilen lisanssız üretim kapasite tablosu (30.10.2025)

TEİAŞ tarafından yayımlanan “Dağıtım seviyesinden transformatör merkezi bazlı tahsis edilen lisanssız üretim kapasite tablosu (PDF)” belgesinde, Türkiye genelinde 81 il ve 799 trafo merkezinin tamamında “0,00 MWe” değeri yer aldı. Bu tablo, lisanssız elektrik üretiminde temmuzdan bu yana devam eden kapasite sıkışıklığının teknik dayanağını oluşturuyor. Belge, EDAŞ ve OSB bazında tüm bağlantı noktalarını ayrıntılı biçimde listeliyor ve herhangi bir yeni kapasite tahsisine izin verilmediğini gösteriyor.

Resmi kaynak: Elektrik piyasasında lisanssız elektrik üretim yönetmeliği kapsamında iletim sistemine bağlantı başvuruları değerlendirme raporu (30.10.2025)

İkinci resmi belge olan “Elektrik piyasasında lisanssız elektrik üretim yönetmeliği kapsamında iletim sistemine bağlantı başvuruları değerlendirme raporu (PDF)”, eylül 2025 döneminde yapılan 13 proje başvurusunun tamamının “bölgesel kapasite kısıtı” gerekçesiyle reddedildiğini doğruluyor. Rapor, toplam 212 MW’lık başvuru gücünün teknik değerlendirmeye alınmadığını belirtiyor. Böylece hem dağıtım hem de iletim seviyelerinde kapasite kullanımının tamamen doygun hale geldiği belgelenmiş oluyor.