İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenen EIF 2025, enerji sektörünün yönünü belirleyecek üç ana ekseni öne çıkardı: finansman esnekliği, yerli teknoloji kapasitesi ve karbon piyasalarına entegrasyon.
Hızlı bakış
- EIF 2025, enerji sektöründe finansman, teknoloji ve karbon piyasalarını buluşturdu.
- Yerli üretim ve tedarik zinciri güvenliği fuarda öne çıkan odak konular oldu.
- Finansman modelleri çeşitleniyor; leasing, yeşil fon, halka arz gündemde.
- Karbon Piyasaları Kongresi ile ETS altyapısı ve karbon dengesi tartışıldı.
- Uluslararası iş birlikleri ve teknoloji transferi için yeni kapılar açıldı.
Enerji dönüşümünün merkezinde teknoloji ve yerli üretim var
8–10 Ekim 2025 tarihlerinde gerçekleştirilen EIF Dünya Enerji Kongresi ve Fuarı, güneş, rüzgar, hidroelektrik, jeotermal ve enerji depolama teknolojilerini bir araya getirerek Türkiye’nin enerji dönüşümünde geldiği noktayı gözler önüne serdi. EIF, yalnızca bir fuar değil, sektörde kalıcı pozisyon almak isteyen yerli üreticiler için de bir doğrulama alanına dönüştü. Oturumlarda yerli ekipman üretimi, tedarik zinciri güvenliği ve teknoloji ihracatı temaları dikkat çekti. Europower Enerji, Alfa Solar Enerji ve Efor Enerji gibi firmalar üretim kapasitesi ve dönüşüm planlarını paylaştı.
Finansman modelleri ve piyasa yapısının yeniden tanımlanması
“Enerji Finansmanı ve Alternatif Finansman Araçları ile Halka Arzlar” oturumu, 2025 sonrasında enerji projelerinin finansal sürdürülebilirliği için yeni araçlara duyulan ihtiyacı öne çıkardı. Garanti BBVA Leasing, Yapı Kredi Leasing ve Deniz Yatırım temsilcileri, leasing modelleri ve sürdürülebilir yatırım fonlarının yatırımcı erişimini kolaylaştırabileceğini belirtti. KfW Ipex-Bank Türkiye Enerji Yöneticisi Çağrı Güven ise küresel fon akışının artık çevresel performans kriterlerine bağlı ilerlediğini vurguladı. Bu yaklaşım, enerji yatırımlarında finansal esnekliğin rekabet avantajı haline geldiğini gösteriyor.
Karbon piyasaları ve düzenleyici uyum süreci hızlanıyor
Bu yıl ilk kez EIF kapsamında düzenlenen Karbon Piyasaları Kongresi, enerji üreticileri için yeni bir sayfa açtı. Türkiye’nin 2026’da yürürlüğe girecek karbon ticareti altyapısına hazırlık sürecinde, sektör aktörleri emisyon takibi ve doğrulama sistemleri üzerine somut adımların gerekliliğini dile getirdi. Bu gelişme, enerji projelerinin yalnızca üretim verimliliğiyle değil, karbon yönetimi kabiliyetiyle de değerlendirileceği bir dönemi başlatıyor.
Uluslararası bağlantılar ve yatırım diplomasisi güçleniyor
Global Enerji Derneği Başkanı Murat Dilek, EIF’in Türkiye’yi enerji diplomasisi açısından küresel buluşma noktası haline getirdiğini belirtti. Almanya, İspanya, Hollanda, Japonya, Çin ve Orta Doğu ülkelerinden gelen heyetlerle yapılan görüşmelerin, yeni yatırım fırsatlarının kapısını açtığı ifade edildi. Bu temaslar, teknoloji transferi ve ihracat kanallarının genişlemesi açısından stratejik önem taşıyor. EIF, Türkiye’nin yeşil dönüşüm vizyonunu uluslararası ölçekte konumlandırma sürecinde bir kaldıraç görevi görüyor.
Balkan bağlantısı: Kosova ve Bosna Hersek ticaret odaları EIF’te mutabakat zaptı imzaladı
EIF Energy Expo İstanbul kapsamında İngiltere’deki Kosova İngiliz Ticaret Odası (BCCK) CEO’su Bekim Kastrati ile Bosna Hersek Federasyonu Ekonomi Odası (CEFBH) Başkanı Mirsad Jasarspahiç arasında bir Mutabakat Zaptı (MoU) imzalandı. Törene CLA Partners Kurucu Ortağı Av. Çiğdem Dilek de katıldı.
Protokol; iş heyetleri ve etkinliklerin düzenlenmesi, bilgi paylaşımı, kapasite geliştirme programları, ortak projeler ve yatırım teşviki gibi başlıklarda iş birliğini kapsıyor. Taraflar, Türkiye’nin enerji teknolojileri ve tedarik zinciri ağlarıyla daha güçlü bağlar kurmayı hedefliyor.
Bu anlaşma, EIF 2025’in uluslararası yatırım diplomasisi ve enerji teknolojileri etrafında bölgesel iş birliklerini hızlandıran bir platform işlevini somutlaştırıyor.
FireCarrier değerlendirmesi: Enerji dönüşümünde yeni denge noktası
EIF 2025, Türkiye enerji sektörünün geleceğini şekillendirecek üç kritik başlıkta yön gösterici oldu: finansal araçların çeşitlenmesi, yerli teknolojilerin ölçeklenmesi ve karbon piyasası entegrasyonu. Bu üç başlık, sektörün yalnızca büyüme değil, dayanıklılık ve rekabet gücü hedefiyle ilerlemesi gerektiğini gösteriyor.
Finans ve teknoloji ekseninde SWOT görünümü
Güçlü yönler: Yerli üretim ve Ar-Ge kapasitesi, hibrit enerji sistemlerinde teknik ilerleme.
Zayıf yönler: Finansman erişimindeki maliyet baskısı ve düzenleme belirsizlikleri.
Fırsatlar: Yeşil tahviller, leasing modelleri, uluslararası karbon fonları.
Tehditler: Döviz riski, küresel rekabet, karbon maliyetlerinin üretim fiyatlarına etkisi.
Yeşil Pulse’tan FireCarrier’a: Sektörel nabızdan yapısal analize
Yeşil Pulse’ta daha önce EIF 2025’e katılan firmaların yeniliklerini ve ürün tanıtımlarını aktarmıştık. Bu FireCarrier değerlendirmesi ise aynı veriyi stratejik düzeyde okuyor. Enerji dönüşümünde asıl rekabet alanı, teknoloji kadar finansal ve politik uyum gücü olacak. EIF 2025, bu dönüşümün sadece bir fuar değil, Türkiye enerji sektörünün yeni dönemine yön veren bir laboratuvar olduğunu kanıtladı.
Sizce Türkiye enerji dönüşümünde öncelik finansman mı, teknoloji mi olmalı? Makale üzerine düşüncelerinizi, özellikle enerji sektöründe finansman ve karbon stratejileri konusunda fikirlerinizi aşağıda yorumlarda paylaşabilirsiniz.
İlgili Haberler
- EIF 2025 yarın başlıyor: Yenilenebilir enerji ve karbon piyasaları İstanbul’da
- EIF 2025 Enerji Kongresi yenilenebilir enerji ve karbon piyasaları
- Türkiye’nin İlk İklim Kanunu karbon piyasası ve adil geçiş
- Karbon kredilendirme ve denkleştirme yönetmeliği taslağı
- Türkiye’de karbon yönetimi 2025 ETS CBAM ve TSRS ile yol haritası
- Türkiye karbon kredisi piyasasında yükseliş küresel durgunluktan büyümeye geçiş