PG&E ve Energy Vault, 8,5 MW gücünde ve 293 MWh kapasiteli Calistoga Resiliency Center’ı devreye alarak ABD’nin ilk uzun süreli hibrit hidrojen-batarya mikro şebekesini hizmete soktu.
Sistem, kesintiler sırasında iki gün boyunca emisyonsuz elektrik sağlayabiliyor.
Hızlı nakış
- PG&E ve Energy Vault, Kaliforniya’daki Calistoga’da hibrit hidrojen–lityum iyon mikro şebekesini hayata geçirdi.
- Sistem, kesinti durumlarında 48 saate kadar emisyonsuz enerji sağlayarak dizel jeneratör bağımlılığını ortadan kaldırıyor.
- VaultOS™ enerji yönetim platformu, batarya ve hidrojen modülleri arasında optimize geçiş sağlıyor.
- Proje 28 milyon USD finansmanla desteklenmiş ve PG&E ile 10,5 yıllık enerji tedarik anlaşmasıyla işletilecek.
- Bu hibrit mimari, uzun süreli temiz enerji depolamada bir mil taşı olarak değerlendiriliyor.
Proje özellikleri
Energy Vault’un VaultOS™ enerji yönetim sistemi tarafından kontrol edilen tesis, dört lityum-iyon batarya ünitesi ile altı hidrojen yakıt hücresi modülünü entegre ediyor. Yerinde depolanan kriyojenik hidrojen tankı, uzun süreli yedek enerji sağlıyor. Mikro şebeke, 48 saatlik kesintisiz enerji sunarak, yangın riski yüksek Napa County bölgesindeki Calistoga kasabasının enerji güvenliğini artırıyor.
Finansman ve işletme modeli
Toplam 28 milyon ABD doları tutarında proje finansmanı tamamlandı. Energy Vault ve PG&E arasındaki 10,5 yıllık enerji tedarik anlaşması kapsamında tesis işletilecek. Proje, Energy Vault’un “H-Vault” hidrojen çözümleri portföyünün ilk büyük ölçekli uygulaması olarak değerlendiriliyor.
Yerel etkiler ve stratejik önem
Calistoga, geçmişte orman yangınları nedeniyle uygulanan Public Safety Power Shutoff (PSPS) dönemlerinde dizel jeneratörlerle besleniyordu. Yeni sistem, karbon emisyonlarını ortadan kaldırarak hem iklim hedefleriyle uyumlu hem de enerji arz güvenliğini güçlendiren bir model sunuyor. Hibrit yapı, yenilenebilir enerji kaynaklarını uzun süreli depolama ile bütünleştirerek fosil yakıt bağımlılığını azaltmayı hedefliyor.
ABD enerji geçişinde yeni aşama
Calistoga projesi, uzun süreli enerji depolama (LDES) alanında önemli bir dönüm noktası olarak görülüyor. ABD’nin yangın riski taşıyan bölgelerinde benzer hibrit mikro şebekelerin devreye alınmasıyla, dağıtık enerji altyapısında hidrojen teknolojilerinin daha geniş çapta benimsenmesi bekleniyor.
LDES: Uzun Süreli Enerji Depolama Nedir?
LDES (Long Duration Energy Storage), yenilenebilir kaynaklardan üretilen elektriği yalnızca birkaç saat değil, günler hatta haftalar boyunca depolayabilen sistemleri tanımlar. Bu teknoloji, rüzgâr ve güneş gibi değişken enerji kaynaklarını şebeke istikrarıyla buluşturmak için kritik öneme sahiptir.
Geleneksel batarya sistemleri genellikle 2–4 saatlik depolama sağlar. Ancak LDES çözümleri – örneğin hidrojen, termal veya gravitasyonel depolama – 10 saatten 100 saate kadar enerji sağlayarak uzun süreli arz güvenliğini mümkün kılar.
Bu tür sistemler, enerji arz-talep dengesini sağlarken fosil yakıt yedeklerinin yerini alır. Ayrıca elektrik şebekesini karbonsuzlaştırmak için temel bir araç olarak görülmekte.
#LDES, geleceğin enerji sistemlerinde sadece bir teknoloji değil, sürdürülebilirlik, dayanıklılık ve maliyet dengesinin anahtarı.
Sizce bu tür hibrit mikro şebekeler, Türkiye’nin enerji dayanıklılığı stratejisinde de uygulanabilir mi?
İlgili haberler
- Hidrojenin Geleceği: Yeşil Enerji Yolculuğunda Rolü
- Güneş ve hidrojen: Geleceğin sürdürülebilir enerji çözümü
- Elektrik depolama tesisleri için yeni kabul düzenlemesi
- Kontrolmatik ve HEI: Türkiye’nin İlk GWh Enerji Depolama Projesi
- Enerji stratejisinde yeni dönem: Denge ve çok merkezli yapı
- Düşük Emisyonlu Hidrojen Üretimi CCUS Projeleri 2030 Enerji Geleceği