AB’nin CBAM süreci Türkiye’nin sanayi dönüşümünü hızlandırıyor
AB’nin Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (CBAM) 1 Ocak 2026’da mali yükümlülüğe geçiyor. Türkiye için bu süreç, iklim politikalarının ötesinde sanayi rekabeti, tedarik zinciri güvenliği ve finansmana erişim açısından yeni bir dönemi başlatıyor. Bu makale, politika, sanayi ve finans ekseninde uygulanabilir bir dönüşüm çerçevesi sunuyor.
Hızlı Bakış
- CBAM 1 Ocak 2026’da mali yükümlülüğe geçiyor ve Türkiye’nin sanayi ihracatında önemli dönüşüm baskısı yaratıyor.
- Türkiye’nin ulusal ETS sistemi ve işletmelerin karbon raporlama altyapısı hızlıca olgunlaşmak zorunda.
- Sanayide elektrifikasyon, CCUS ve yenilikçi hammadde çözümleri dönüşüm stratejisinin omurgasını oluşturuyor.
- Yeşil finansman araçları, şirketlerin düşük karbonlu projelere erişimini kolaylaştırıyor.
- KOBİ’ler ve iş gücü için eğitim ve dijital beceri dönüşümü kritik rol oynuyor.
Yeşil ekonomi Türkiye için ne anlama geliyor: Fosil tabanlı büyümeden düşük karbonlu rekabete geçiş
Yeşil ekonomi, enerji ve hammadde ithalatına dayalı büyüme modelinden yenilenebilir enerji, verimlilik, elektrifikasyon ve döngüsel üretim eksenine geçişi ifade eder. Amaç, emisyonları ve ithalat faturasını azaltırken sanayinin rekabet gücünü korumak ve yeni pazarlara erişimi güçlendirmek olarak tanimlanabilir.
CBAM ve AB pazarına erişim: İhracatta karbon maliyeti ve uyum için yol haritası
AB’nin CBAM mekanizması 1 Ekim 2023–31 Aralık 2025 arasında raporlama aşamasında. 1 Ocak 2026’dan itibaren mali yükümlülük başlayacak. İlk kapsamda demir-çelik, çimento, alüminyum, gübre ve elektrik gibi yüksek emisyon yoğunluklu ürünler yer alacak. Türkiye’nin AB tedarik zincirlerine güçlü entegrasyonu nedeniyle ihracatçıların ürünlerin gömülü emisyonlarını doğru ölçmesi, raporlaması ve azaltım planlarına geçmesi kritik önem taşıyor.
Ulusal ETS ve düzenleme uyumu: Karbon fiyatlaması ile sanayi politikasının bağlanması
Türkiye’de ulusal emisyon ticaret sistemine (ETS) geçiş için mevzuat ve piyasa altyapısı hazırlıkları ilerlemekte. ETS, karbonu fiyatlayarak enerji verimliliği, atık ısı geri kazanımı, yakıt dönüşümü ve proses inovasyonlarını teşvik eder. CBAM ile uyumlu, öngörülebilir bir ETS tasarımı ihracatçılar için çifte maliyet riskini azaltır ve yerli yatırım sinyallerini güçlendirir.
Sanayide karbonsuzlaşma stratejileri: Elektrifikasyon, yakalama-tecrit ve hammadde inovasyonu
Elektrifikasyon ve verimlilik
Sanayi fırınları, buhar ve proses ısısı uygulamalarında elektrifikasyon (ısı pompaları, indüksiyon gibi çözümler) ile ileri otomasyon ve yapay zeka tabanlı optimizasyon, ilk aşamada en düşük maliyetli azaltım alanları olarak sıralanabilir.
Yakalama, kullanım ve depolama
Çimento ve demir-çelikte proses kaynaklı emisyonlar için karbon yakalama, kullanım ve depolama (CCUS) seçenekleri orta-uzun vadede rekabetçi hale gelebilir. Uygun altyapı ve hukuki çerçeve ile pilotlardan ticari ölçeğe geçiş planlanmalı.
Hammadde ve ürün inovasyonu
Düşük klinker oranlı bağlayıcılar, hurda bazlı elektrikli ark ocakları, döngüsel metal ve plastik akışları gibi çözümler hem emisyonu hem de ithal girdi bağımlılığını azaltır.
Enerji karması ve arz güvenliği: Yenilenebilir kapasite, depolama ve şebeke modernizasyonu
Değişken üretimin payı arttıkça batarya depolama, esneklik piyasaları ve akıllı şebekeler öne çıkıyor. Sanayide uzun vadeli enerji tedariki için ikili anlaşmalar (PPA), yenilenebilir enerji sertifikaları ve talep tarafı yönetimi, CBAM etkisini hafifletirken maliyet öngörülebilirliğini artırır.
Yeşil finansman ve sermayeye erişim: Tahviller, SLL’ler ve kurumsal dönüşüm
Yeşil ve sürdürülebilir tahviller ile sürdürülebilirlik bağlantılı krediler (SLL) karbon azaltım projelerine kaynak sağlar. Bankacılık ve kalkınma finansmanı tarafında proje seviyesinde teknik kriterlerin netleşmesi, şirketlerde kapsam 1, 2 ve 3 emisyon verilerinin güvenilir biçimde raporlanması, sermaye maliyetini düşürür ve yatırım iştahını artırır.
KOBİ ve iş gücü boyutu: Adil geçiş ve tedarik zinciri hazırlığı
CBAM’in dolaylı etkileri otomotiv yan sanayi, makine ve beyaz eşya gibi sektörlere uzanabilir. KOBİ’ler için standartlaştırılmış karbon ayak izi araçları, elektronik raporlama, enerji verimliliği denetimleri ve sertifikasyon destekleri gerekli. İş gücünün niteliklerinin güncellenmesi, teknik eğitim ve yeniden beceri kazandırma programları dönüşümün sosyal dayanıklılığını güçlendirir.
Jeoekonomi ve ticaret boyutu: AB ile uyum, çoklu pazarlar ve tedarik çeşitlendirmesi
Türkiye’nin yeşil ekonomi stratejisi, AB pazarına uyum kadar Orta Doğu, Kuzey Afrika, Amerika ve Asya’da düşük karbonlu ürün talebini de gözetmeli. Tedarik çeşitlendirmesi, hammadde izlenebilirliği ve karbon verisi paylaşımı yeni rekabet parametreleri haline gelmekte.
Öncelikli aksiyonlar: Şirketler ve politika yapıcılar için pratik adımlar
Şirketler için
1) Kapsam 1, 2 ve 3 envanterlerini doğrulanabilir biçimde ölçüp baz yıl belirleyin. 2) CBAM’a tabi ürün hatlarında veri toplama ve raporlama sistemini kurun. 3) Enerji verimliliği ve elektrifikasyon projelerini NBD/İGO ve ton başına azaltım etkisine göre önceliklendirin. 4) PPA, yenilenebilir sertifika ve depolama çözümleriyle elektrik maliyeti riskini yönetin. 5) Yeşil finansman araçlarına erişim için ESG raporlamayı güçlendirin.
Politika yapıcılar için
1) ETS tasarımını ve tahsis kurallarını CBAM ile uyumlu ve öngörülebilir kılın. 2) Sanayide verimlilik ve elektrifikasyon teşviklerini yalın ve erişilebilir hale getirin. 3) Ar-Ge, pilot ve ilk ticari ölçek CCUS ile yenilikçi malzeme projeleri için hedefli destekler oluşturun. 4) KOBİ’lere raporlama ve sertifikasyon için ortak altyapı ve teknik destek sağlayın. 5) Şebeke modernizasyonu ile esneklik piyasalarını hızlandırın.
Rekabetçilik odağı: Uyumdan öte kalıcı avantaj inşası
Türkiye için yeşil ekonomi, düzenlemelere uyum dosyasından ibaret değil. Enerji ithalat faturasını azaltan, sanayi ürünlerinde katma değeri yükselten ve finansmana erişimi iyileştiren bir rekabetçilik stratejisi. Doğru tasarlanmış bir ETS, sağlam enerji ve altyapı politikaları ile ölçülebilir şirket yol haritaları sayesinde CBAM baskısı bir riskten çok kalıcı rekabet avantajına dönüşebilir.
Yorumunuzu bırakın
Türkiye’nin yeşil ekonomi dönüşümünde sizce en kritik adım hangisi olmalı? ETS’nin hızla devreye girmesi mi, yoksa sanayide elektrifikasyon yatırımları mı öncelikli olmalı? Görüşlerinizi aşağıda paylaşın, tartışmaya katılın.
İlgili haberler
- CBAM 2026 öncesi Türkiye ihracatı ve ETS süreci kritik 12 ay
- Türkiye’de ETS CBAM ve TSRS ile Karbon Yönetimi Yol Haritası
- AB ve Türkiye iklim diyaloğunda ETS tasarımı, CBAM hattı ve uyum politikaları
- AB, CBAM’de montajlı ürün kapsamı ve anti-kaçınma: Türkiye’ye etkiler
- EBRD’den Türkiye’ye 750 milyon Euro yeşil ekonomi kredisi
- Kardemir Çelik’in yatırımları, CBAM etkisi ve Türkiye’nin yeşil çelik stratejisi
- Türkiye’nin 2035 iklim hedefi yüzde 16 emisyon artışı