Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Yıldırım, “Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destek Mekanizması’nın (YEKDEM) 2020 Aralık sonrasına belki daha düşük tarifeyle uzatılacağı konusunda bize bir ışık yakıldı. Bu sevindirici ama bu kararın bir an önce alınması lazım.” dedi.
İzmir Kalkınma Ajansı (İZKA) tarafından Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcıları Çetin Ali Dönmez ve Fatih Kacır’ın katılımıyla ve “İzmir Rüzgarı” başlığıyla geçen hafta düzenlenen Rüzgar Enerjisi Sektör Toplantısı’nın açılışında konuşan Yıldırım, Türkiye’nin rüzgarda kurulu gücünün 7 bin 400 megavat gibi çok ciddi seviyeye geldiğini, ülke olarak öğrenme aşamasını tamamladıklarını, artık ikinci fazda büyüme aşamasına geçilmesi gerektiğini belirtti.
Geçen yıl devreye alınan kurulu gücün 490 megavatta kaldığını, bu rakamın 2015’de bin 500 megavat seviyesinde olduğuna dikkati çeken Yıldırım, 2011’den sonra yatırımların bir çan eğrisi çizdiğini gördüklerini ifade etti.
Sektördeki büyümenin neden sürekli hale gelmediğinin tespiti için ilgili bakanlıkların katılımıyla bir toplantı düzenlemek istediklerini anlatan Yıldırım, “Biz rüzgar sektöründe Türkiye’de kırmızı bayrak kaldırma gerekliliğini görüyoruz. Bu farkındalığı yaratmalıyız. Aksi taktirde el birliğiyle kurduğumuz sektörün yavaş yavaş önemini yitirmeye doğru gittiğini görüyoruz” diye konuştu.
Sektöre yönelik bir takım önlemlerin alınarak 2023 için konulan 20 bin megavat kurulu güç hedefinin revize edilmesine ihtiyaç duyulduğuna işaret eden Yıldırım, artık 2030 gibi daha ileri tarihli hedeflerin belirlenmesi gerektiğini vurguladı.
“YERLİ İMALATIN DESTEKLENMESİ LAZIM”
Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destek Mekanizması’nın (YEKDEM) 2020 Aralık’ta son bulacağını vurgulayan Yıldırım, şöyle konuştu: “O tarihten sonra devreye girecek santraller artık serbest piyasaya satacak. Yani garantili fiyat olmayacak. Bu da proje finansmanını ciddi sıkıntıya uğratıyor. Enerji Bakanlığı ile çok sık görüşüyoruz.
En son görüşmemizde YEKDEM mekanizmasının 2020 Aralık sonrasına belki daha düşük tarifeyle uzatılacağı konusunda bize bir ışık yakıldı. Bu sevindirici ama bu kararın bir an önce alınması lazım. 2020 Aralık artık yakınlaşıyor. Bu belirsizliğin ortadan kaldırılması, projelerin devreye girmesi için önemli.”
Yıldırım, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın yatırımlara destek verirken Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın da imalatçıyı desteklemesi gerektiğinin altını çizerek “Rüzgar tribünü kanadı değil tüm alt bileşenlerinin de ithalatı yerine yerli imalatının desteklenmesi lazım. Bu konuda Sanayi, Ekonomi ve Enerji bakanlıklarını bir araya getirerek çalıştay düzenlemek için biz hazırız.” dedi.
“İZMİR 1.450 MW İLE KURULU GÜÇTE LİDER”
YEKA ihalelerinin ikincisinin tamamlandığını, iki büyük firmanın 500’er megavatlık ihaleyi aldıklarını belirten Yıldırım, “Umuyoruz ki en kısa sürede kimsenin burnu kanamadan bu ihaleler hayata geçer” diye konuştu.
Türkiye’deki santrallerin yüzde 40’ının Ege’de bulunduğunu, İzmir’in 43 santral ve bin 450 megavatla ülkenin en büyük kurulu gücüne sahip olduğuna işaret eden Yıldırım, kentte bu sektörde 4 bin kişinin istihdam edildiğini anlattı.
İzmir’in rüzgar endüstrisinin merkezi olması gerektiğine inandıklarını belirten Hakan Yıldırım, “Kentte saç ayakları oturmuş durumda. Artık Türkiye rüzgarda bir pazar olmaktan endüstri olmaya çoktan geçmiş durumda. İzmir bunun için mükemmel bir lokasyon. 2020’de Türkiye Rüzgar Enerjisi Konferansını İzmir’de yapma konusunda görüşmelere başladık” dedi.
372 MİLYON EURO’LUK YATIRIMA ARACILIK
İZKA Genel Sekreteri Mehmet Yavuz da 18 mali destek programı, 7 güdümlü proje, 3 fizibilite desteği kapsamında 647 projeye 530 milyon lira kaynak tahsis ettiklerini, bu projelerin toplam bütçesinin 914 milyon liraya ulaştığını aktararak, 13 yılda “Invest in İzmir” kurumsal kimliğiyle 3 binin üzerinde firmayla görüşerek 65 yabancı yatırımın hayata geçmesi için çalıştıklarını, 372 milyon avroluk yatırımın yapılmasına aracılık ettiklerini bildirdi.
Yenilenebilir Enerji ve Bilgi İletişim Teknolojisi alanlarını İzmir için öncelikli gelişme alanı olarak belirlediklerini, 2012 yılında yenilenebilir enerjiye ilk mali desteği veren kurumlar arasında yer aldıklarını aktaran Yavuz, 2015’den bu yana da enerji, teknoloji ve ekipman yatırımlarının artırılmasını da hedeflediklerini kaydetti.