Çevresel ilkelerde değişiklik: Nitelikli koruma alanlarına GES yolu açılıyor
Türkiye, çevre politikalarında önemli bir değişikliğe imza attı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın yayımladığı yeni ilke kararlarına göre, daha önce katı koruma altında olan nitelikli doğal koruma alanlarında artık güneş enerjisi santralleri (GES) kurulabilecek. Bu karar, yenilenebilir enerji kaynaklarının gelişimine yeni bir kapı aralarken, çevresel etkileri konusunda da tartışmaları beraberinde getiriyor.
GES İlke Kararlarında Tarihi Değişiklikler
5 Ocak 2017’de alınan 100 sayılı kararla başlayan süreç, doğal sit alanlarında GES projelerinin değerlendirilmesi için bilimsel bir çerçeve oluşturmuştu. Bu dönemde, 1. Derece Doğal Sit Alanları ve Nitelikli Doğal Koruma Alanları gibi hassas bölgelerde GES kurulumuna izin verilmemişti. Ancak, 26 Mart 2024’te Resmî Gazete’de yayımlanan 137 sayılı yeni karar ile bu ilkelerde önemli değişiklikler yapıldı.
2024 güncellemesi: Yeni sınırlar ve olanaklar
En son yapılan güncellemeyle, nitelikli doğal koruma alanlarında GES projelerine belirli şartlar altında izin verilmesinin yolu açıldı. Yeni düzenleme, kurulu güç sınırlarını 10 MWe’den 10 MWm’ye yükseltti ve GES projelerinin sınırından itibaren kesin korunacak hassas alanlara en az 300 metre mesafede olma şartını korudu. Aynı zamanda, doğal sit alanlarının yüzde 10’unu geçmeme koşuluyla mevcut ve yapılacak GES projelerinin toplam alan sınırlaması da devam ettirildi.
Çevresel etki ve yenilenebilir enerji dengelemesi
Bu yeni düzenlemeler, Türkiye’nin yenilenebilir enerji kaynaklarından faydalanma çabasını ve çevresel koruma arasında bir denge kurmayı amaçlıyor. Güneş enerjisi santrallerinin kurulumuna izin verilen alanların genişletilmesi, ülkenin yeşil enerji hedeflerine ulaşmasında önemli bir adım olarak görülüyor. Ancak, bu adımın doğal sit alanlarının ekolojik dengesi ve biyoçeşitliliği üzerindeki etkileri de dikkatle incelenmeli.
Nitelikli doğal koruma alanları, doğal yapısı büyük ölçüde korunmuş ve insan faaliyetlerinden az etkilenmiş bölgeler olarak tanımlanıyor. Bu alanlarda madencilik faaliyetleri, yapı inşaatı ve atık dökümü gibi etkinliklere izin verilmemekte. Yeni ilke kararı ile bu alanlarda sınırlı ve kontrol altında güneş enerjisi üretimi yapılabilmesi, çevresel sürdürülebilirlik ile ekonomik gelişim arasındaki dengeyi sağlama çabasının bir parçası.
Yeşil Haber’den
Türkiye’nin enerji ihtiyacının giderek arttığı bir dönemde, güneş enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının genişletilmesi önemli bir stratejik adım olarak değerlendirilebilir. Ancak, bu süreçte çevresel koruma ilkelerinin de göz ardı edilmemesi gerekmekte. Nitelikli doğal koruma alanlarında GES kurulumuna izin verilmesi, yenilenebilir enerji kapasitesinin artırılması ve çevresel sürdürülebilirlik arasında dengeli bir yaklaşımı zorunlu kılmakta. Bu dengenin sağlanabilmesi için GES projelerinin çevresel etkilerinin dikkatlice değerlendirilmesi ve sıkı çevresel denetim mekanizmaları altında gerçekleştirilmesi büyük önem taşımakta.