TEMA Vakfı, Türkiye’nin ilk İklim Kanunu’nun toplum ve doğa yararına politikalar yerine emisyon ticaretini merkeze aldığını belirtti.
İklim Kanunu toplum ve doğayı değil, emisyon ticaretini önceliyor
TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilen İklim Kanunu’nun, iklim kriziyle mücadelede gerekli olan doğa ve toplum yararına politikaları içermediğini ifade etti. Ataç, kanunun emisyon ticaretini önceliklendirdiğini ve bu nedenle doğa ve insanın kaybettiğini vurguladı.
Katılımcı ve şeffaf süreç vaat edilmesine rağmen gerçekleşmedi
Şubat ayında Meclis’e sunulan ve nisan ayında daha katılımcı bir süreç vaadiyle geri çekilen İklim Kanunu, sivil toplum kuruluşları ve uzmanların yeterli katılımı sağlanmadan haziran ayında TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi. Deniz Ataç, bu durumun kanunun demokratik meşruiyetine zarar verdiğini dile getirdi.
İklim Kanunu Paris Anlaşması hedefleriyle çelişiyor
TEMA Vakfı’na göre kanun, Paris Anlaşması’nda belirlenen küresel sıcaklık artışını 1,5°C ile sınırlandırma hedefini açıkça içermiyor. Ayrıca, Türkiye’nin 2053 yılı net sıfır emisyon hedefi de bağlayıcı bir hüküm olarak net bir şekilde ifade edilmemiş durumda.
Fosil yakıtlardan çıkış ve adil geçiş yok sayıldı
Kanunda fosil yakıt kullanımını aşamalı olarak azaltmaya yönelik somut politikalar ve yol haritaları bulunmuyor. TEMA Vakfı, bu eksikliğin iklim kriziyle mücadelede büyük bir engel olduğunu belirtti. Ayrıca adil geçiş politikalarının yetersizliği, toplumsal eşitsizlikleri derinleştirecek şekilde tasarlandığı eleştirisi yapıldı.
ETS gelirleri ve sosyal adalet ilkeleri geri planda bırakıldı
Emisyon Ticareti Sistemi’nden (ETS) elde edilen gelirlerin sadece yüzde 10’unun adil geçiş uygulamalarına ayrılması, kanunun önceliğinin ekonomik çıkarlar olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Ataç, bu durumun toplum yararına olmayan ve adaletsiz bir düzenleme olduğunu ifade etti.
Bağımsız denetim mekanizması bulunmuyor
TEMA Vakfı, kanunda faaliyetleri izleyecek ve denetleyecek bağımsız bir denetleme kuruluşunun yer almamasının ciddi bir eksiklik olduğunu vurguladı. Ataç, bu durumun iklim kriziyle mücadelede Türkiye’nin etkinliğini düşüreceğini belirtti.
TEMA Vakfı: Anayasa Mahkemesi’nden dönmesini umuyoruz
TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, bu kanunun doğayı ve toplumu korumayan, bilimsel gerçeklere ve uluslararası taahhütlere uygun olmayan bir yasa olduğunu söyledi. Ataç, Anayasa Mahkemesi’nin bu kanunu iptal etmesini beklediklerini belirtti.
Sizce Türkiye’nin İklim Kanunu toplumun ve doğanın ihtiyaçlarını karşılıyor mu? Yorumlarınızı bizimle paylaşın!
İlgili haberler
- Türkiye’nin ilk iklim kanunu: Karbon piyasası ve adil geçiş
- WWF: İklim değişikliğinin Akdeniz’deki etkileri endişe verici
- Dünya Biyolojik Çeşitlilik Günü: Mercanlar yok olma tehlikesi altında
- Marmara Denizi Günü’nde mercanların senfonisi
View this post on Instagram