Türkiye KYKD Teknolojileri REC Karbon Azaltım Önerileri Türkiye Karbon Yakalama Kullanma ve Depolama

REC Kaynak, Çevre ve İklim DerneğiTürkiye’nin karbon yakalama, kullanma ve depolama (KYKD) teknolojilerine yönelik sınırlı kapasitesi, ülkenin imalat sanayiinde sera gazı salımlarını azaltma potansiyeli taşırken, Kaynak, Çevre ve İklim Derneği (REC) ve alanında uzman isimler, bu teknolojilerin önündeki zorluklara ve Türkiye için özel önerilere dikkat çekiyor.

2021 yılı itibarıyla Türkiye, 254 milyon ton CO₂ eşdeğeri sera gazı salımı gerçekleştirmiş bulunuyor. Çevre ve İklim Derneği (REC)’nin araştırmalarına göre, bu salımların yönetilmesi için Türkiye’nin karbon yakalama teknolojilerine ihtiyacı var ancak mevcut teknoloji ve kapasite bu ihtiyacı karşılamaktan uzak. REC Başkanı Dr. Rıfat Ünal Sayman, Türkiye’nin bu kapasiteyi özellikle imalat sanayiinde etkin kullanması gerektiğini vurguluyor.

Karbon Yakalama, Kullanma ve Depolama (KYKD) teknolojilerinin mevcut durumu ve geleceği

REC’in basın toplantısında sunulan rapora göre, Türkiye’nin bilinen jeolojik depolama kapasitesi 108 Mt CO₂ ile sınırlı. Bu durum, potansiyel depolama alanlarına yönelik detaylı araştırmaların yetersizliğini gösteriyor. Dr. Sayman ve raporda yer alan uzmanlar, Türkiye’nin karbon depolama kapasitesini artırmak için daha fazla araştırma yapılması gerektiğini belirtiyor.

Uluslararası KYKD uygulamaları ve Türkiye için önemi

Küresel çapta, yıllık 40 milyon ton CO₂ yakalama kapasitesi ile 18 büyük ölçekli ticari Karbon Yakalama, Kullanma ve Depolama (KYKD) projesi faaliyet göstermekte. Bu projeler, enerji sektöründen ağır sanayiye kadar geniş bir yelpazede uygulanmakta olup, karbon emisyonlarını azaltma konusunda önemli ilerlemeler kaydediliyor. Bu deneyimler, CO₂’nin atmosferden etkin bir şekilde ayrıştırılması, kullanılması ve güvenli bir şekilde depolanması için gerekli teknik ve politik çerçevelerin nasıl oluşturulabileceğine dair değerli örnekler.

Türkiye, enerji üretimi ve ağır sanayi sektörlerindeki yüksek karbon emisyonları nedeniyle KYKD teknolojilerini benimseme konusunda büyük bir potansiyele sahip. Ancak, ODTÜ’den Doç. Dr. Çağlar Sınayuç’un belirttiği gibi, CO₂ salım kaynakları ile depolama sahaları arasındaki coğrafi uyumsuzluk, projelerin maliyetlerini önemli ölçüde artırmakta. Bu durum, Türkiye’nin karbon yakalama ve depolama stratejilerini planlarken lojistik ve altyapı maliyetlerini dikkatli bir şekilde değerlendirmesi gerektiğini gösteriyor.

Türkiye KYKD Teknolojileri REC Karbon Azaltım Önerileri Türkiye Karbon Yakalama Kullanma ve DepolamaUluslararası uygulamalar, KYKD teknolojilerinin başarıyla uygulanabilmesi için güçlü devlet desteklerinin ve teşviklerin önemini vurguluyor. Örneğin, Norveç’te devlet, büyük ölçekli KYKD projelerine finansal destek sağlayarak bu teknolojilerin ticarileşmesini hızlandırıyor. Ayrıca, Birleşik Krallık ve Hollanda gibi ülkeler, KYKD projelerini desteklemek için karbon fiyatlandırma mekanizmalarını ve yatırım teşviklerini kullanıyor.

Türkiye için bu, hem ulusal enerji ve sanayi politikalarının revize edilmesi hem de uluslararası işbirliklerinin ve finansman mekanizmalarının etkin bir şekilde kullanılması anlamına geliyor. Türkiye’nin, uluslararası tecrübelerden yararlanarak KYKD alanında kendi kapasitesini artırması, karbon emisyonlarını azaltma hedeflerine ulaşmasında kritik bir rol oynayabilir. Bunun yanı sıra, sürdürülebilir enerji geçişi ve çevresel sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak için gerekli altyapı ve regülasyonların geliştirilmesi önem taşıyor.

Bu kapsamda, Türkiye’nin uluslararası KYKD uygulamalarından elde edilen bilgi ve deneyimleri, kendi coğrafi ve ekonomik koşullarına uygun şekilde uyarlaması ve bu teknolojileri etkin bir biçimde uygulayabilmesi için gereken politika, strateji ve teşvik mekanizmalarını geliştirmesi gerekmekte. Bu süreçte, devletin rolü, özel sektör ve akademi ile işbirlikleri, ve kamuoyu bilincinin artırılması, KYKD teknolojilerinin Türkiye’de başarıyla uygulanabilmesi için kritik öneme sahip.

Türkiye’nin KYKD stratejisi ve uygulama zorlukları

Türkiye’nin 2053 net-sıfır hedefine ulaşması için KYKD teknolojileri kritik bir önem taşıyor. Ancak, yüksek maliyetler ve teknolojik uygulamalardaki zorluklar, bu hedefe ulaşmada engeller oluşturuyor. Boğaziçi Üniversitesi’nden Dr. Tamer Atabarut, KYKD teknolojilerinin maliyet etkinliğinin artırılması ve araştırma-geliştirme faaliyetlerine daha fazla yatırım yapılmasının önemini vurguluyor.

Yol haritası ve öneriler

Türkiye’nin karbon yakalama ve depolama teknolojilerini etkin bir şekilde uygulayabilmesi için REC ve alanında uzman isimlerden gelen önerilere dikkat etmesi gerekiyor. KYKD teknolojilerinin maliyet etkinliğinin artırılması, uluslararası iş birliklerinin güçlendirilmesi ve finansal desteklerin artırılması önümüzdeki hedefler olmalı. Ayrıca, enerji dönüşümü stratejileri ve yenilenebilir enerji kaynaklarının entegrasyonu, iklim değişikliğiyle mücadelede KYKD’nin yanı sıra temel taşlar arasında yer almalı.

E3G Kıdemli Politika Danışmanı Domien Vangenechten, uluslararası deneyimlerden yararlanarak KYKD teknolojilerinin Türkiye’deki potansiyelini en üst seviyeye çıkarmanın önemine işaret ediyor. Vangenechten, bu teknolojilerin küresel iklim hedeflerine ulaşmada oynayacağı rolün altını çiziyor. TENMAK Enerji ve Teknoloji Politikaları Araştırmacısı Onur Bayram ve TÜBİTAK’tan Doç. Dr. Tahsin Bahar, Türkiye’nin KYKD alanında ilerleme kaydetmesi için araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin hızlandırılmasının kritik olduğunu belirtiyor. Bu, hem teknolojinin maliyetini düşürebilir hem de uygulanabilirliğini artırabilir.

Dr. Rıfat Ünal Sayman, Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadelede kararlı adımlar atması gerektiğini vurguluyor. Sayman, KYKD teknolojilerinin, özellikle emisyonların yoğun olduğu sektörlerde kullanılmasının önemine dikkat çekiyor. Bu yaklaşımın, Türkiye’nin 2053 yılında net-sıfır hedefine ulaşmasında önemli bir katkı sağlayacağını ifade ediyor.

Sonuç olarak, Türkiye’nin KYKD teknolojilerine yaklaşımı, uluslararası iş birlikleri, finansal destekler ve araştırma-geliştirme faaliyetlerine odaklanmalıdır. Bu, hem ulusal hedeflere ulaşmada hem de küresel iklim eylemine katkıda bulunmada Türkiye için bir dönüm noktası olabilir. Çevre ve İklim Derneği (REC) ve alanında uzman isimlerin önerileri, bu alandaki politika ve stratejilerin şekillendirilmesinde kritik bir yol gösterici olarak ön plana çıkıyor. Türkiye’nin karbon yakalama, kullanma ve depolama teknolojileri konusunda atacağı adımlar, sürdürülebilir kalkınma ve çevresel sürdürülebilirliğe katkıda bulunacak önemli faktörler arasında yer alıyor.

Bir Cevap Bırakın

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.