Eksim Enerji, Sakarya Geyve’deki yeni rüzgar türbini yatırımları ile yaban hayatını koruma çabalarına öncelik veriyor. Ancak, rüzgar enerjisinin kuşlar ve yaban hayatı üzerindeki olası olumsuz etkileri üzerine de farklı araştırmalar mevcut.
Eksim Enerji, Türkiye’nin önde gelen yeşil enerji şirketlerinden biri olarak, Sakarya Geyve’de 14 yeni rüzgar türbini yatırımıyla çevre dostu projelere imza atıyor. Şirket, bölgedeki yaban hayatını koruma amacıyla bağımsız kurum ve akademisyenler tarafından hazırlanan Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporlarını kamuoyuyla paylaştı. Bu raporlar, santralin yer aldığı bölgede yaşayan 59 kuş türüne zarar verilmediğini ve göç yollarının etkilenmediğini gösteriyor.
Eksim Enerji’nin CEO’su Arkın Akbay, “Yatırımlarımızı planlarken önceliğimiz, ekosistemin dengesi ve yaban hayatının korunmasıdır. Türbin teknolojilerimizi seçerken de bu dengeyi bozmamaya dikkat ediyoruz,” diye belirtti. Özellikle türbinlerin, yerleşim yerlerinden ve yoğun yaban hayatı alanlarından uzak noktalara kurulması bu yaklaşımın önemli bir parçası.
Yaban hayatı üzerindeki olumsuz etkiler: Karşıt görüşler
Buna rağmen, rüzgar türbinlerinin yaban hayatı üzerindeki olumsuz etkileri üzerine yapılan ve sürdürülen çeşitli araştırmalar da bulunuyor. Birleşik Krallık ve ABD’de yapılan bazı çalışmalar, rüzgar türbinlerinin büyük kuş türleri için ölümcül olabileceğini öne sürmekte. Özellikle göç yolları üzerindeki türbinler, kuşların yönlerini değiştirmelerine veya çarpışma sonucu ölüm ve yaralanmalarına neden olabiliyor. İspanya’da yapılan bazı araştırmalarda, rüzgar türbinlerinin akbabalar gibi büyük yırtıcı kuşların yaşamlarını olumsuz etkilediği gözlemleniyor.
Yarasalar da rüzgar türbinlerinin etkilerinden muaf değiller. Rüzgar santralleri, bu türlerin yaşadığı habitatları bölerek onların üreme ve barınma alanlarını daraltabiliyor. Ayrıca, türbinlerin yaydığı gürültü ve titreşimler yarasaların yön bulma yetilerini etkileyebiliyor. Bu nedenle, bazı çevreciler, rüzgar enerjisi yatırımlarının çevresel etkilerinin daha derinlemesine incelenmesi gerektiğini savunuyorlar.
Rüzgar enerjisinde çevre dostu önlemler
Eksim Enerji, çevre dostu bir enerji kaynağı olarak rüzgar türbinlerini doğaya zarar vermeyecek şekilde konumlandırma ve işletme anlayışıyla çalışmalarını yürütüyor. Şirket, kuş göç yollarını ve yaban hayatı üzerindeki olumsuz etkileri minimize etmek için bağımsız kuruluşlardan sürekli raporlar alıyor. Rüzgar türbinlerinin yerleşim yerlerinden uzak, sık orman alanlarından arındırılmış, yüksek rakımlı noktalara kurulması, yaban hayatına zarar verme riskini azaltan önemli bir faktör olarak öne çıkıyor.
Ek olarak, kullanılan türbin teknolojilerinin gürültü seviyelerinin canlıların sağlığına olumsuz etkide bulunmaması ve orman yangınlarına karşı önlemler alınması gibi detaylar da ön planda tutuluyor. CEO Akbay, “Yatırımlarımızda her zaman çevresel sürdürülebilirlik ilkelerini gözetiyoruz ve bilimsel araştırmaların ışığında hareket ediyoruz,” diyor.
Karbon salımını azaltan enerji üretimi
Eksim Enerji, rüzgar enerjisi ile fosil yakıtlara kıyasla sıfıra yakın karbon salımı sağlıyor. 2023 yılında şirket, 2 milyar kWh elektrik üreterek 1.1 milyon ton karbon salımını engellemeyi başardı. 2024 yılında ise bu hedefin üzerine çıkarak Türkiye’nin “Net Sıfır Karbon Salımı” hedeflerine önemli bir katkı sağlanması amaçlanıyor. Bu enerji üretimi, aynı zamanda Türkiye’nin enerji bağımsızlığına katkı sunarken yerel ekonomiye de destek sağlıyor.
Bölgesel istihdama yönelik çalışmalarla, rüzgar santrallerinin bulunduğu bölgelerdeki üniversiteler ve meslek yüksek okullarıyla iş birliği yapılıyor. Bu çabalar, hem temiz enerji dönüşümünü hızlandırıyor hem de yerel ekonomiyi güçlendiriyor.
Temiz enerji yatırımları ve doğanın korunması
Sonuç olarak, rüzgar enerjisi yatırımları çevre dostu bir enerji üretimi sağlarken, yaban hayatına olumsuz etkilerini kabul edilebilir seviyede gerçekleşmesini veya tamamen ortadan kaldırılması için çeşitli bilimsel araştırmalar ve önlemler gerektiriyor. Eksim Enerji gibi şirketler, bu konuda öncü adımlar atarak çevreye duyarlı bir yaklaşımla sürdürülebilir enerji yatırımları yapmaya devam ediyor. Ancak, çevre koruma ve enerji ihtiyacı arasındaki dengeyi sağlamak adına sürekli bir denetim ve araştırma gerekliliği ortada.