Antalya’da UNDP ve Türkiye’den önemli kurumların iş birliğiyle düzenlenen sempozyum, Türkiye’nin turkuaz kıyılarını tehdit eden yabancı denizel türler ve bu türlerle mücadele stratejilerini odak noktasına aldı.

 

UNDP Türkiye

UNDP ve Türkiye’den Tarım ve Orman Bakanlığı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı gibi kurumların iş birliğiyle gerçekleştirilen “Denizel İstilacı Türlerle Mücadele” sempozyumu, Antalya’da gerçekleşiyor. Salı günü Antalya’da başlayıp üç gün süren ve Türkiye ile çevre ülkelerden gelen 90’ı aşkın bilim insanı, deniz biyoloğu ve devlet yetkilisinin katılımıyla gerçekleşen bu uluslararası sempozyum, denizel istilacı türlerle mücadelede en etkili stratejileri belirlemeye yönelik yoğun tartışmaları merkezine aldı. Türkiye’nin göz alıcı turkuaz kıyıları, her yıl milyonlarca turisti ağırlıyor ve önemli bir balıkçılık ve turizm kaynağı olarak hizmet ediyor. Ancak, yabancı denizel türlerin istilası, bu ekosistemleri ve ekonomik faaliyetleri tehdit ediyor.

Yabancı türlerin etkileri ve mücadele yolları: Deniz ekosistemlerindeki yabancı istilacılar

Antalya’da düzenlenen bu önemli sempozyum, Türkiye ve çevre ülkelerden deniz bilimcileri, biyologları ve hükümet yetkililerini bir araya getirdi. UNDP, Tarım ve Orman Bakanlığı, ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın desteğiyle yapılan bu toplantı, Türkiye’deki bu konudaki ilk büyük bilimsel etkinlik olarak kayıtlara geçti. UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Louisa Vinton, deniz taşımacılığı uygulamalarının iyileştirilmesinin, istilacı türlerle mücadelede kilit bir rol oynadığını vurguladı.

Denizel İstilacı Türler UNDP ve Türkiye İş Birliği Sürdürülebilir Denizcilikİstilacı türlerin yayılmasında ana etken: Deniz taşımacılığı

Deniz taşımacılığı, yabancı denizel türlerin hızla yayılmasında en büyük etkenlerden biri. Gemi balast suları, istilacı türlerin yeni ekosistemlere taşınmasında başlıca rol oynuyor. Türkiye’deki istilacı türlerin büyük bir kısmı, bu şekilde ülkeye ulaşmış durumda.

Yabancı türlerin yerel ekosistemlere etkisi: Yerel deniz hayatına zararlı etkiler

Yabancı türlerin ekosistemlere girişi, yerel deniz hayatını olumsuz etkiliyor. Aslan balığı, balon balığı ve Kuzey Atlantik deniz yıldızı gibi türler, yerel türlerin popülasyonlarını tehdit ediyor ve balıkçılık sektörüne zarar veriyor. İklim değişikliği ile birleşen bu etkiler, Türkiye’nin denizel ekosistemlerini ciddi şekilde tehdit ediyor.

Uluslararası çözümler ve sözleşmeler: Sürdürülebilir denizcilik için adımlar

2004’te kabul edilen ve 2017’de yürürlüğe giren Gemi Balast Suyu ve Sedimanlarının Kontrolü ve Yönetimi Hakkında Uluslararası Sözleşme, bu sorunla mücadelede önemli bir rol oynuyor. Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) tarafından yönetilen bu sözleşme, gemi balast sularının kullanımı ve boşaltılması üzerindeki kısıtlamaları artırıyor.

Denizel istilacı yabancı türler projesi (MarIAS): Yenilikçi mücadele yöntemleri

GEF tarafından desteklenen MarIAS Projesi, Türkiye’nin dört ana denizinde istilacı türlerle mücadele ediyor. Proje, yerel toplulukları yenilebilir istilacı türleri avlamaya ve tüketmeye teşvik ediyor ve bu alanda yenilikçi yaklaşımlar sunuyor. Denizel İstilacı Türlerle Mücadele sempozyumu, Küresel Çevre Fonu (GEF) tarafından sağlanan 3,3 milyon Dolar finansman ile uygulanan Denizel İstilacı Yabancı Türler Projesi’nin (MarIAS) yürüttüğü faaliyetlerden biri. 

Denizlerimizi koruma altına almak

Bu sempozyum ve ilgili projeler, Türkiye’nin denizel ekosistemlerini koruma çabalarında hayati bir rol oynamakta. Yabancı türlerin etkilerini azaltmak ve yerel ekosistemleri korumak için uluslararası iş birliği ve yerel toplulukların katılımı büyük önem taşımakta. Bu tür girişimlerin desteklenmesi, geleceğimiz için şart.

Bir Cevap Bırakın

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.