BM raporuna göre kalıcı organik kirleticiler azalıyor ancak yeni kimyasallar çevre ve insan sağlığı için risk oluşturmaya devam ediyor

BM araştırması bazı zararlı kimyasalların azaldığını gösteriyor ama yeni riskler ortaya çıkıyor.

Kalıcı organik kirleticiler (POP – Persistent Organic Pollutants), doğada uzun yıllar parçalanmadan kalabilen, kansere, hormonal bozukluklara, bağışıklık sistemi sorunlarına ve üreme sağlığına zarar verebilen kimyasallar arasında yer alıyor. Birleşmiş Milletler Çevre Programı – UNEP tarafından yayımlanan araştırma, Stockholm Sözleşmesi kapsamında 2004’ten beri yasaklanan 12 POP’un küresel düzeyde azaldığını ortaya koyuyor. Ancak bu kimyasalların yerini alan yeni maddeler, benzer tehlikeler yaratıyor.

UNEP raporu: POP’lar çevrede ve insan vücudunda azalmaya başladı

UNEP ve Küresel Çevre Fonu’nun (GEF – Global Environment Facility) desteğiyle gerçekleştirilen küresel çalışma, 42 ülkede hava, su, toprak, gıda ve anne sütü örneklerini analiz etti. 2016-2019 yılları arasında toplanan 900’den fazla numunede, Stockholm Sözleşmesi kapsamında listelenen 30 POP’un varlığı incelendi. Araştırma, 2004’ten bu yana yasaklanan DDT gibi maddelerin insan sütündeki seviyesinin dünya genelinde %70 oranında azaldığını gösterdi.


DDT azaldı ama hala yaygın

  • DDT geçmişte tarım ilaçlamasında yoğun olarak kullanılıyordu ve 2004’te dünya çapında büyük oranda yasaklanmıştı.
  • İnsan sütündeki DDT seviyesi küresel olarak %70 azaldı.
  • Ancak hâlâ en yaygın POP olma özelliğini koruyor, özellikle geçmişte yoğun kullanımı olan ülkelerde.

Yeni kimyasallar da risk taşıyor

  • Dieldrin ve poliklorlu bifeniller (PCB’ler) gibi yasaklı kimyasallar, Afrika, Karayipler ve Latin Amerika’da hava örneklerinde tespit edildi.
  • Endüstrinin yasaklı kimyasallara alternatif olarak sunduğu bazı maddeler, benzer riskler taşıyor.
  • PFAS (per- ve polifloroalkil maddeleri) bu duruma örnek gösteriliyor. PFAS’lar, anne sütü ve içme suyunda yüksek seviyelerde tespit edildi.

Tespit edilmesi daha zor hale geliyor

Rapor, yeni nesil POP’ların tespit edilmesinin önceki kimyasallara kıyasla daha karmaşık hale geldiğini vurguluyor. Özellikle düşük gelirli ülkelerde, analiz süreçleri gelişme kaydediyor ancak laboratuvarların teknik kapasitelerinin daha da artırılması gerekli. UNEP’in küresel laboratuvar değerlendirmeleri programına daha fazla ülke katılmış olsa da POP analizlerinde daha yüksek hassasiyete ulaşılması gerekiyor.

BM raporuna göre kalıcı organik kirleticiler azalıyor ancak yeni kimyasallar çevre ve insan sağlığı için risk oluşturmaya devam ediyor

Uluslararası politikalar genişletiliyor

Stockholm Sözleşmesi’ne uyum ve kimyasal kirlilikle mücadele için küresel eylem planlarının güçlendirilmesi gerekiyor. UNEP bünyesinde atık ve kimyasal yönetimi konusunda yeni bir bilim-politika panelinin kurulması gündemde.

UNEP Kimyasallar ve Sağlık Birimi Başkanı Jacqueline Alvarez, “Hükümetler, yasaklanan bir POP yerine konulan yeni bir kimyasalın kısa sürede yine yasaklanmasını izlemek zorunda kalmamalı. Bu kısır döngüyü kırmak için endüstrinin sürdürülebilir ve güvenli çözümler üretmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Küresel iş birliği artacak

Küresel Çevre Fonu (GEF), POP’lar ve cıva gibi diğer toksik maddelerin izlenmesini artırmak için yeni projeler geliştirdiğini duyurdu. UNEP ise hükumetlerle iş birliğini güçlendirerek, bu kimyasalların çevresel etkilerini azaltmak ve alternatif sürdürülebilir çözümleri teşvik etmek için çalışmalarını sürdüreceğini belirtiyor.

Kimyasal kirliliğe karşı önemli ilerlemeler sağlanmış olsa da, Birleşmiş Milletler bilim insanları ve çevre politikacılarının yeni tehditleri sürekli izleyip yönetmesi gerektiğini vurguluyor. Küresel çabalar bazı POP’ların seviyesini düşürse de, BM raporlarına göre yeni kimyasalların benzer sorunlara yol açmaması için temkinli hareket edilmesi gerekiyor.

İlgili Makaleler


Bir Cevap Bırakın

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz