Türkiye’de sodyum-iyon ve katı hal pil Ar-Ge’si, yerli lityum tedarikiyle birleşerek yenilenebilir enerjinin yanında ölçeklenebilir depolama için yeni bir eksen oluşturuyor. Bu hat, 2025–2026 bandında küresel ticarileşme ivmesiyle uyumlu ilerliyor.
Hızlı bakış
- Türkiye’de sodyum-iyon ve katı hâl pil Ar-Ge çalışmaları yerli lityum tedarikiyle birleşerek enerji depolamada yeni bir eksen oluşturuyor.
- TÜBİTAK RUTE Laboratuvarı ile üniversitelerde gerçekleştirilen projeler sodyum-iyon ve katı hâl pil teknolojilerinde yerli üretim potansiyelini artırıyor.
- Eskişehir Kırka sahası yerli lityum tedarikinin kilit ayağını oluştururken, bu tedarik hattı yeni nesil pil kimyalarının ölçeklenmesi için stratejik köprü işlevi görüyor.
- Sodyum-iyon teknolojisi şebeke ölçekli depolamada avantaj sağlarken, katı hâl teknolojisi mobilite uygulamaları için orta vadede stratejik bir çözüm alanı sunuyor.
- Yerli Ar-Ge hattı, pilot ölçekten seri üretime geçiş için kritik bir zaman penceresinde; 2025-2026 döneminde ticarileşme ivmesi bekleniyor.
Ar-ge hattı: Sodyum-iyon ve katı hâl üzerine yerli odak
TÜBİTAK RUTE bünyesinde faaliyet gösteren Batarya Ar-Ge ve Test Merkezi, aktif malzeme geliştirme, elektrot üretimi, hücre montajı ve test altyapısıyla Türkiye’nin batarya ekosisteminde merkezî bir konumda yer alıyor. Merkezde kuru oda ortamında kese tipi ve prizmatik hücre üretimi, modül test sistemleri ve yüksek gerilim güvenlik testleri gerçekleştiriliyor. Bu yapı, hem yerli teknolojilerin doğrulamasını hem de sanayi-üniversite iş birliklerinin ölçeklenmesini destekliyor.
Üniversite tarafında da benzer şekilde odaklı araştırma programları hız kazanıyor. Fırat Üniversitesi ve İnönü Üniversitesi iş birliğiyle yürütülen TÜBİTAK destekli bir projede, sodyum-iyon bataryaların katot malzeme optimizasyonu ve düşük sıcaklık performansı üzerine çalışmalar sürüyor. Bu araştırmalar, özellikle termal güvenlik ve dayanım açısından Türkiye’nin sodyum-iyon batarya bilgi birikimini artırıyor.
Katı hal pil teknolojisinde ise Sakarya Üniversitesi bünyesindeki “Katı hal sodyum-iyon pillerinin geliştirilmesi” başlıklı yüksek lisans tezi (STORENERGY projesi kapsamında) dikkat çekiyor. Bu proje, iyon iletkenliği yüksek yeni nesil katı elektrolitler ve stabil anot/katot çiftleri üzerine odaklanıyor. TÜBİTAK’ın “Alternatif Enerji Teknolojileri Bölümü” altında tanımlanan yeni nesil anot-katot kimyaları ve yüksek gerilim elektrolitleri hedefiyle doğrudan örtüşüyor.
Sodyum-iyon teknolojisi, bol hammadde kaynağına dayalı yapısı, düşük üretim maliyeti ve yüksek güvenliği sayesinde şebeke ölçekli enerji depolamada öne çıkarken; katı hâl teknolojisi, enerji yoğunluğu ve güvenlik avantajlarıyla mobilite uygulamaları için orta vadede stratejik bir çözüm alanı oluşturuyor. Türkiye’nin bu Ar-Ge hattı, 2025–2026 döneminde küresel ölçekte hızlanması beklenen ticarileşme dalgasıyla aynı zaman penceresinde ilerliyor.
Yerli lityum tedariki: Kırka’nın rolü ve hücre kimyası için köprü
Eskişehir Kırka’da bor süreçlerinden kazanılan lityum karbonat üretimi, yerli tedarik zincirinin temel taşlarından biri olarak öne çıkıyor. Yerli lityum; LFP, NMC gibi farklı hücre kimyaları için kritik bir girdi sağlayarak hem ithalat bağımlılığını azaltma hem de batarya değer zincirinde yerlileşme oranını artırma potansiyeli taşıyor. Bu tedarik hattının istikrarlı ve izlenebilir biçimde büyümesi, sodyum-iyon ve katı hâl gibi yeni nesil yaklaşımların ölçeklenmesiyle birlikte değerlendirildiğinde stratejik bir köprü işlevi görüyor.
Uygulama perspektifi: Şebekede sodyum-iyon, mobilitede katı hal vizyonu
Türkiye’nin hızla artan güneş ve rüzgar kapasitesi, şebekede esneklik ve maliyet etkin depolama gerektiriyor. Bu denklemde sodyum-iyon, güvenlik ve toplam sahip olma maliyeti avantajlarıyla istasyoner depolamada doğal bir aday olarak konumlanıyor. Katı hal ise menzil, güvenlik ve enerji yoğunluğu gereksinimi yüksek olan mobilite uygulamalarında orta vadeli bir hedef olarak öne çıkıyor. Kısa vadede lityum-iyon çözümler yaygınlığını sürdürürken, yerli Ar-Ge hattı farklı kullanım senaryolarına uygun kimyaları konumlandırarak geçişi hızlandırabilir.
Politika ve sanayi etkileşimi: Ölçek, standart ve tedarik güvenliği
Ar-Ge’nin ticarileşmeye dönüşmesi için pilot hatlardan seri üretime geçişte standart test altyapısı, kalite güvencesi ve sertifikasyon süreçlerinin şeffaf biçimde işletilmesi önem taşıyor. Yerli lityum tedarikinin sürekliliği, bileşen ve ekipman üreticileriyle entegrasyon ve finansman mekanizmaları; hücre, modül ve sistem düzeyinde yerli katma değeri artırmanın ana kaldıraçları olarak öne çıkıyor. Bu çerçevede kamu ve özel sektör koordinasyonu, teknoloji yol haritasının zamana bağlı hedeflerle uyumlu tutulmasını kolaylaştıracak.
Firecarrier yorumu: Enerji bağımsızlığı ve küresel rekabet için “li-na-katı hal” ekseni
Türkiye’nin lityum tedarikiyle desteklenen sodyum-iyon ve katı hal Ar-Ge hattı, yenilenebilirlerin yanına güvenli ve ekonomik depolama ekleyerek arz güvenliği ve şebeke esnekliğini güçlendirme potansiyeli taşıyor. Bu üçlü sadece teknik bir çözüm değil; aynı zamanda tedarik zinciri güvenliği, dışa bağımlılığın azaltılması ve yüksek katma değerli üretimde rekabet gücü açısından stratejik bir eksen sunuyor.
Önümüzdeki hafta, Firecarrier’da bu ekseni küresel bağlamda ele alacağız. Türkiye’nin konumu, ana rakip ve muadil ekosistemler, zamanlama riskleri ve ölçek ekonomileri açısından olası senaryoları karşılaştırmalı olarak inceleyeceğiz.
Yorumlarınızı ve görüşlerinizi aşağıda bizimle paylaşabilir misiniz? Türkiye’nin “Li-Na-katı hâl” üçgeninde sizce en kritik adım hangisi?
İlgili haberler
- Türkiye’nin batarya yatırımları: 2024’te 1 milyar dolari aştı
- Türkiye’nin ilk yerli batarya enerji depolama sistemi
- YEO Teknoloji ve Great Power güçlerini birleştirdi: Küresel batarya pazarında yeni bir oyuncu doğuyor
- Sodyum-iyon piller lityumun yerini alabilir mi?


















