AB’nin 2040 net emisyon hedefi, Türkiye’nin CBAM ve ETS süreciyle birleşerek yeni bir yeşil sanayi dönemi başlatıyor. Bu dönüşüm, Türkiye’yi Avrupa’nın yeşil geçişinde stratejik bir köprü konumuna taşıyor.

Hızlı bakış

  • AB, 1990 seviyelerine göre 2040 yılına kadar sera gazı emisyonlarını %90 azaltmayı hedefliyor.
  • Yeni iklim yasası, ETS ve CBAM sistemlerinin daha sıkı biçimde entegre olmasını öngörüyor.
  • 2036’dan itibaren uluslararası karbon kredilerinin sınırlı kullanımı planlanıyor.
  • CBAM 2026’da mali yükümlülük aşamasına geçerken, Türkiye’nin ihracat sektörü dönüşüm sürecinde.
  • Türkiye, 2025’te yürürlüğe giren İklim Kanunu ile ulusal ETS altyapısını hazırlıyor.
  • 2040 vizyonu, Türkiye’yi Avrupa’nın yeşil sanayi dönüşümünde stratejik köprü haline getirebilir.

AB’nin 2040 hedefi: Sanayi için yeni oyun kuralları

Avrupa Komisyonu, 1990 seviyelerine göre sera gazı emisyonlarını 2040 yılına kadar %90 azaltmayı öngören taslağı Temmuz 2025’te duyurdu. Bu hedef, 2030 için belirlenen %55’lik azaltım planının devamı niteliğinde olup, 2050 yılına kadar iklim nötrlüğü yolundaki en kritik basamak olarak görülüyor.

Yeni yasa, enerji yoğun sanayilerde karbon fiyatlamasının sertleşeceğini, AB Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) ile Karbon Sınır Düzenleme Mekanizması (CBAM) arasında daha sıkı entegrasyon olacağını işaret ediyor.


Yeni 2040 hedefi: İklim yasasında kritik revizyon

Avrupa Komisyonu Temmuz 2025’te İklim Yasası’nı değiştirerek, AB genelinde 1990 seviyelerine göre %90 net sera gazı azaltımı hedefini bağlayıcı hale getirmeyi önerdi. Bu hedef, 2030’da geçerli olan %55 azaltımın üzerine koyarak 2050 iklim nötrlüğü hedefine giden en önemli basamak olarak tanımlanıyor.

Bu adım, AB’nin 2030 sonrası dönemi için sanayi, yatırımcı ve hükümetlere daha öngörülebilir bir çerçeve sunarak uzun vadeli planlamayı güçlendiriyor.

Yeni 2040 hedefi: İklim yasasında kritik revizyon

Avrupa Komisyonu Temmuz 2025’te İklim Yasası’nı değiştirerek, AB genelinde 1990 seviyelerine göre %90 net sera gazı azaltımı hedefini bağlayıcı hale getirmeyi önerdi. Bu hedef, 2030’da geçerli olan %55 azaltımın üzerine koyarak 2050 iklim nötrlüğü hedefine giden en önemli basamak olarak tanımlanıyor.

Bu adım, AB’nin 2030 sonrası dönemi için sanayi, yatırımcı ve hükümetlere daha öngörülebilir bir çerçeve sunarak uzun vadeli planlamayı güçlendiriyor.

CBAM ve Türkiye: 2026 mali dönemi öncesi risk haritası

AB’nin CBAM düzenlemesi, 2026 itibarıyla mali yükümlülük aşamasına geçecek. Türkiye’den AB’ye ihracat yapan çelik, çimento, alüminyum ve gübre sektörleri, doğrudan karbon fiyatlamasına tabi olacak. CBAM 2026 Türkiye ihracat ETS süreci analizimizde belirtildiği gibi, Türk sanayisi bu döneme hem finansal hem de teknik açıdan hazırlık yapmak zorunda.

CBAM yalnızca bir ticaret aracı değil, AB’nin küresel karbon maliyetini sınır ötesine taşıyan bir politika. Türkiye açısından bu, ihracatta karbon ayak izini azaltmanın rekabet koşulu haline geldiği anlamına geliyor.

Türkiye’nin ETS altyapısı ve iklim yasası

Türkiye, 9 Temmuz 2025’te kabul ettiği İklim Kanunu ile ulusal Emisyon Ticaret Sistemi (ETS)nin hukuki temelini attı. AB ve Türkiye iklim diyaloğu analizimizde de belirtildiği gibi, Türkiye bu yasal zeminle birlikte CBAM’a uyum sürecini hızlandırıyor. Pilot ETS uygulamaları, 2026 itibarıyla enerji ve çimento sektörlerinde test edilecek.

Ayrıca ihracatçılar için karbon yönetimi danışmanlığı, yeşil finansman ve teknoloji dönüşüm destekleri içeren yeni programlar devreye giriyor. Bu hamleler, Türk firmalarının AB piyasasında “karbon uyumlu üretici” statüsü kazanmasını hedefliyor.

2040 perspektifi: Türkiye için “Fire-carrier” rolü

Firecarrier analizine göre AB’nin 2040 hedefi, Türkiye’nin ekonomik yönünü yeniden tanımlayabilir. Üç stratejik eksen öne çıkıyor:

1. İhracat zincirlerinde karbon fiyatını üretim planlamasına entegre etmek, 2. Yeşil finansman akışlarında AB standartlarına tam uyum sağlamak, 3. Bölgesel enerji ticaretinde Türkiye’yi “yeşil köprü ülke” konumuna taşımak.

Bu strateji, Türkiye’nin yalnızca uyum sağlayan değil, yeşil dönüşümün yön verici aktörü haline gelmesini mümkün kılıyor. Türkiye CBAM baskısı ve yeşil ekonomi dönüşümü analizimiz de bu geçişin zeminini çizmişti.

Sanayi ve finans kesişimi: Sürdürülebilir kalkınma için yeni oyun alanı

AB’nin 2040 hedefi ve CBAM reformları, sadece enerji yoğun sektörleri değil; bankacılıktan lojistiğe tüm değer zincirini yeniden şekillendiriyor. AB sanayisi ETS-CBAM reform çağrısı yazımızda yer aldığı gibi, Avrupa şirketleri reform talep ederken, Türkiye bu boşluğu yenilikçi finansman araçları ve teknoloji yatırımlarıyla doldurabilir.

Bu dönüşüm, Türkiye’yi “uyum sağlayan ülke” kimliğinden çıkarıp “yeşil sanayi üretim üssü” statüsüne taşıyabilir.

AB içi tartışmalar ve COP30 öncesi belirsizlik

22 Ekim 2025 itibarıyla çevre bakanları, 2035 ve 2040 ulusal hedeflerinde uzlaşamadı. Tartışmalar, yeni ETS2 sisteminin kapsamı, fiyat istikrar mekanizmaları ve gelir paylaşımında yoğunlaşıyor. Bu durum, COP30 öncesi AB’nin Paris Anlaşması kapsamındaki güncellenmiş ulusal katkı beyanını (NDC) zayıflatma riski taşıyor.

AB’nin bu iç belirsizliği, Türkiye gibi aday ekonomiler için fırsat penceresi yaratabilir: erken uyum sağlayan ülkeler, Avrupa’nın yatırım ve teknoloji akışında öncelikli konuma geçebilir.

Yeşil Haber ekosisteminde CBAM ekseninde bilgi merkezi

Yeşil Haber, CBAM ve ETS gündeminin Türkiye’deki gelişimini ilk günden bu yana adım adım izliyor. Balkan enerji şirketlerinin etkilenmesinden (ilgili haber) Türkiye’nin ulusal ETS tasarımına kadar uzanan bu süreçte, AB’nin 2040 hedefi yeni bir çerçeve sunuyor.

Sizce Türkiye, AB’nin 2040 iklim hedefi karşısında gerçekten bir “yeşil köprü” olabilir mi? Yorumlarda düşüncelerinizi paylaşın – sizce en kritik adım hangi sektörlerde atılmalı?

İlgili haberler


Bir Cevap Bırakın

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz