Uluslararası Denizcilik Örgütü IMO’nun küresel deniz taşımacılığı karbon fiyatlaması planı ve ABD baskısıyla ertelenen karbon ücreti kararı

Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO), ABD ve Suudi Arabistan’ın baskısıyla gemi emisyonlarına uygulanacak karbon vergisi kararını bir yıl ertelemeye karar verdi.

Hızlı bakış

  • IMO, gemi emisyonlarına küresel karbon ücreti getiren paketin oylamasını bir yıl erteledi.
  • Ertelemede ABD öncülüğündeki karşı blok belirleyici olurken, AB ve iklim kırılgan ülkeler tepki gösterdi.
  • Denizcilik küresel emisyonların yaklaşık %3’ünü oluşturuyor ve belirsizlik yatırım kararlarını öteleyebilir.
  • Türkiye açısından navlun maliyetleri, yakıt dönüşümü ve AB ile uyum süreçlerinde asimetrik riskler doğabilir.
  • COP30 ve bir sonraki IMO oturumları, karbon fiyatlamasının geleceği için kritik eşikler olacak.

IMO’nun “net zero framework” kararı ve karbon fiyatlama planı

Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO), 2025’in başlarında kabul edilen Net Zero Framework kapsamında, 5.000 groston üzerindeki gemilerin karbon emisyonları üzerinden bir ücretlendirme sistemi kurmayı amaçlıyordu. Bu sistem, gemiler fazla emisyon saldıklarında bir tazminat ödemeyi; düşük emisyonlu gemilere ise kredi sağlamayı planlıyordu. Planlanan uygulama 2028’e kadar yürürlüğe girmesi yönündeydi ve yıllık 11–13 milyar dolar gelir oluşturması bekleniyordu.

Daha önce Yeşil Haber’de yayımladığımız “IMO küresel deniz emisyon fiyatlandırması için tarihi adıma hazırlanıyor” başlıklı haberimizde, bu planın detaylarını ve küresel taşımacılık sektörü üzerindeki potansiyel etkilerini ele almıştık. Bugünkü gelişme, o sürecin ertelenen devam halkasını oluşturuyor.


IMO toplantısında ABD öncülüğündeki diplomatik baskı ve bölünmüş oylama sürecini temsil eden uluslararası delegelerABD ve Suudi Arabistan’ın karşı çıkışı: Baskı, tehditler ve diplomasi

ABD, Trump yönetimiyle birlikte bu karbon fiyatlaması planına şiddetle karşı çıktı. Trump, sosyal medya üzerinden “Global Green New Scam Tax on Shipping” ifadesiyle vergiyi eleştirdi ve ülkeleri red oyu vermeye çağırdı. Washington, planı destekleyen ülkelere tarifeler, liman ücretleri veya gemi işlemleri kısıtlamaları gibi karşı önlemlerle tehditte bulunduğu yönünde raporlar var.

Suudi Arabistan da bu baskıyı destekledi; haftalık oturumların sonunda Suudi önerisiyle kararın bir yıl ertelenmesi yönünde bir madde kabul edildi. Oylamada 57 ülke ertelemeyi desteklerken, 49 ülke reddetti, 21 ülke çekimser kaldı. Bazı ülkeler, planın teknik altyapısının henüz hazır olmadığını ve sanayinin adaptasyon gücünü kıstığı gerekçesiyle destek çekiminde bulundu.

Küresel deniz taşımacılığı rotaları ve karbon emisyon ağını gösteren harita görselleştirmesi, karbon fiyatlaması tartışmalarını yansıtıyorErtelenmenin sektörel, iklim ve diplomatik etkileri

Karar, deniz taşımacılığı sektöründe yatırım belirsizliklerine yol açacak. Firma ve liman yatırımları, yakıt dönüşümleri ve teknolojik değişim planları için net yön gerektiriyor. Uluslararası Ticaret Odası, sektörün bu belirsizlikle karşı karşıya kalmasından endişe duyduğunu açıkladı.

İklim açısından bu erteleme, IMO’nun 2050 net-emisyon hedeflerine ulaşma çabalarını zayıflatabilir. Deniz taşımacılığı şu an küresel emisyonların yaklaşık %3’ünü oluşturuyor ve bu oran, 2050’de %10’a yaklaşabilir.

Diplomatik açıdan bu durum, çok taraflı iklim işbirliğine yönelik güveni zedeleyebilir ve COP30 öncesi tansiyonu artırabilir. Avrupa Birliği yetkilileri ertelemeden “Avrupa liderliğinin yeterli olmadığı” eleştirisi yöneltti. Ayrıca bazı ülkeler bu ertelemeyi, ABD’nin çok taraflı sistemleri çökertme stratejisinin bir parçası olarak değerlendiriyor.

İstanbul Boğazı ve Türk denizcilik altyapısını gösteren sahne, Türkiye’nin karbon fiyatlaması ve yeşil dönüşüm sürecindeki rolünü simgeliyorTürkiye’nin denizcilik sektörü ve iklim politikasına etkileri

Türkiye, stratejik coğrafi konumu ve büyük liman altyapılarıyla küresel taşımacılıktan doğrudan etkilenir. Bu karar, Türk gemi sahipleri, ihracatçılar ve liman işletmecileri açısından belirsiz maliyet riskleri yaratabilir.

AB ile giderek sıkılaşan karbon düzenlemeleri (örneğin CBAM) kapsamında, Türkiye’nin de uyum planları yapması gerekecek. Karbon fiyatlaması ihmal edilmesi, Türkiye’yi regülasyon farklarıyla karşı karşıya bırakabilir.

Firecarrier analiz: ABD’nin hamlesi çok taraflılığı ne kadar zayıflatabilir?

ABD’nin bu hamlesi, küresel iklim mekanizmalarına yönelik güveni sarsabilir. Çok taraflı örgütler (IMO, BM iklim konferansları vb.) karar alma süreçlerinde güçlü ülke çıkarlarının gölgesi altında kalmaktadır. Bu durumda, denge arayışı içerisindeki devletler ya uzlaşmaya yönelir ya da alternatif iklim ittifakları kurar.

İkinci olarak, erteleme süresi içinde fosil yakıtlı gemi altyapısı avantajı olan ülkeler avantaj kazanabilir. Teknoloji liderleri, yeşil yakıt çözümlerini daha erken benimseyip pazara hakim olabilir.

Üçüncü olarak, Türkiye gibi taşımacılık köprüsü rollerindeki ülkeler, ertelemeye rağmen erken hazırlık yapan ülkelerle rekabet edilebilir konumda olabilir. Enerji dönüşümü ve karbon maliyet adaptasyonu, stratejik avantaj yaratabilir.

COP30 öncesi IMO karbon fiyatlaması oylamasını ve iklim diplomasisinin geleceğini temsil eden uluslararası konferans sahnesiBeklenen gelişmeler ve takip edilmesi gereken adımlar

12 ay sonra IMO’nun bu konuyu yeniden oylaması bekleniyor. Erteleme süresince ülkeler lobicilik faaliyetlerini artırabilir, teknik altyapı hazırlıkları sürebilir.

Türkiye’nin liman altyapısı, gemi teknolojisi sektörü ve iklim strateji kurumları bu süreci dikkatle izlemeli. Yeşil yakıt üretimi, karbon uyumu, uluslararası denizcilik anlaşmaları bu süreçte belirleyici olacaktır.

Görüşünüzü paylaşın

IMO kararının ertelenmesi karşısında Türkiye, bölgesel karbon maliyetlerine hazırlık için hangi adımları önceliklendirmeli? Navlun, yakıt dönüşümü ve AB uyumu açısından sizce en kritik hamle nedir?

İlgili Haberler


Bir Cevap Bırakın

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz