Yeşil Hidrojen Üreticileri Derneği (H2DER), hidrojenin Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Kanunu kapsamına alınması için girişim başlattı. Bu adım, Türkiye’nin yenilenebilir enerji stratejisini güçlendirebilir.
Yeşil hidrojenin yenilenebilir enerji yasasına dahil edilmesi gündemde
Yeşil Hidrojen Üreticileri Derneği (H2DER) Başkanı Yusuf Günay, 4 Ağustos 2025 tarihinde yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye’nin mevcut Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanunu’nun hidrojen kaynaklarını kapsamadığını ve bunun değişmesi gerektiğini ifade etti.

Hidrojenin yasal statü kazanması stratejik önem taşıyor
Yusuf Günay, hidrojenin kanuna eklenmesinin yalnızca sembolik değil, aynı zamanda stratejik önem taşıdığını belirterek, “Bu düzenleme ile hidrojen ilk kez Türk mevzuatında yeşil enerji kaynağı olarak tanımlanacak. Hidrojene özel bir otoritenin atanması ve yeşil hidrojen üretim bölgelerinin ilan edilmesi gibi önemli gelişmelerin önünü açacak” ifadelerini kullandı.
Bakanlıklar yeşil hidrojen sektörüne destek verecek
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın hidrojen sektörüne güçlü destek sağlayacağını vurgulayan Günay, yasal düzenlemenin sektördeki yatırımları hızlandıracağına dikkat çekti.
Yeşil hidrojen iklim krizine karşı çözüm olabilir
Son dönemde artan orman yangınlarının iklim krizinin etkilerini açıkça ortaya koyduğunu belirten Günay, yeşil dönüşümün acil olduğunu söyledi. “Hidrojen, yeşil dönüşümün kutup yıldızıdır” ifadesini kullanan Günay, yeşil hidrojenin üretimi sırasında saf oksijen, tüketiminde ise yalnızca suyun açığa çıktığını hatırlattı.
Hidrojen ekonomisi Türkiye’nin yenilenebilir enerji kapasitesini artırabilir
Günay açıklamasında şunları kaydetti: “Fosil yakıtlardan çıkış için hidrojenin alternatifi yok. Elbette bazı zorluklar mevcut ancak dünya genelinde hidrojen ekonomisi hızla gelişiyor. Türkiye’nin güneş ve rüzgâr potansiyelini yeşil hidrojene dönüştürmesi, cari açığı azaltacak ve enerji arz güvenliğini sağlayacaktır. Enerji arz güvenliği, bağımsızlığın temel eşiğidir.”
Marmara’da yeşil hidrojen üretimi için offshore rüzgâr potansiyeli
Türkiye’nin Marmara Bölgesi’nde planlanan offshore (deniz üstü) rüzgâr enerjisi projeleri, yeşil hidrojen üretimi için önemli bir fırsat sunuyor. Bu bölgedeki rüzgâr potansiyelinin hidrojen üretimiyle birleştirilmesi, enerji depolama çözümlerini de destekleyerek enerji arzında sürekliliği sağlayabilir ve Türkiye’nin enerji altyapısını güçlendirebilir. Dünyanın önde gelen ekonomilerinden Almanya da benzer bir stratejiyle yeşil hidrojeni doğalgaz yerine kullanarak sürdürülebilir dönüşüm için uzun vadeli yatırımlar yapıyor. Almanya’nın hidrojen stratejisiyle ilgili detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
Yeşil hidrojen Türkiye’nin enerji ihracat potansiyelini artırabilir
Yeşil hidrojenin yasal olarak tanınmasıyla, Marmara ve diğer kıyı bölgelerinde oluşturulacak özel üretim bölgeleri ile Avrupa’ya yönelik hidrojen ihracatı da mümkün hale gelebilir. Bu durum, Türkiye’nin yenilenebilir enerji stratejisini uluslararası düzeyde daha rekabetçi hale getirebilir.
Sizce hidrojenin yenilenebilir enerji yasasına dahil edilmesi Türkiye’nin yeşil dönüşümüne nasıl katkı sağlar? Görüşlerinizi yorumlarda bizimle paylaşın!
İlgili haberler
- Yeşil hidrojen dönüşümü Türkiye ve dünyada sanayideki rolü
- Yeşil hidrojen Türkiye ve dünyada enerjinin geleceği mi
- Türkiye’nin yeşil hidrojen devrimi H2DER sektörün sesi olurken coğrafya zenginliktir diyor
- Yeşil hidrojen üretimi için özel sanayi bölgeleri önerisi
- Türkiye’nin karbonsuzlaşma sürecinde yenilenebilir hidrojenin rolü
- Almanya yeşil bütçe politikaları ve Türkiye için fırsatlar