Antigua’dan Barbados’a birçok Karayip ada ülkesi, elektrikli ulaşımı benimseyerek hem iklim krizine karşı önlem alıyor hem de ekonomik bağımsızlık kazanıyor.
Antigua ve Barbuda’nın turkuaz sularında sessizce ilerleyen elektrikli minibüsler artık günlük yaşamın parçası. Yerel halk ve turistler, içten yanmalı motorların egzoz gürültüsü olmadan, doğanın sesine karışan çevre dostu ulaşımı tercih ediyor. Bu dönüşüm, sadece bir ulaşım teknolojisi meselesi değil; aynı zamanda bir iklim eylemi ve ekonomik vizyonun yansıması.

Küçük ada devletleri için elektrikli ulaşım bir hayatta kalma stratejisi
Karayip ülkeleri dünya karbon salımına neredeyse hiç katkı yapmamasına rağmen iklim değişikliğinden en ağır şekilde etkileniyor. Bu nedenle Antigua ve Barbuda, Barbados, Grenada, Jamaika, Saint Lucia ile Saint Kitts ve Nevis gibi ada ülkeleri, ulaşım sistemlerini elektrikliye çevirerek hem karbon ayak izlerini azaltıyor hem de yakıt ithalatına olan bağımlılığı sona erdiriyor.
Ekonomik kazanç ve yerel iş imkanları birlikte büyüyor
Elektrikli ulaşım, yakıt ithalat maliyetlerini düşürmenin ötesinde yerel girişimcilere yeni fırsatlar sunuyor. Şarj altyapısı, batarya servisleri, yenilenebilir enerji sistemleri gibi alanlarda uzmanlaşan şirketler hızla çoğalıyor. Bu sayede bölge genelinde nitelikli istihdam artarken, ada ekonomileri de daha dirençli hale geliyor.

Barbados toplu taşımada bölgesel lider konumda
Barbados, 59 elektrikli otobüsüyle şu anda filosunun %89’unu elektrikliye çevirmiş durumda. Bu oran, Karayipler’de bu ölçekte dönüşüm sağlayan ilk ülke olmasını sağlıyor ve dünya çapında da en yüksek dönüşüm oranlarından biri olarak kabul ediliyor. Yıl sonuna kadar bu rakam 120’ye ulaşarak tam dönüşüm sağlanacak. Bu hamle, yılda 4 milyon Dolar yakıt tasarrufu sağlıyor. Proje, Avrupa Birliği hibeleri ve Inter-American Development Bank desteğiyle yürütülen Smart Energy Fund aracılığıyla finanse ediliyor.
Antigua ve Barbuda 2040’a kadar tamamen elektrikli taşıma hedefliyor
Ülkenin Çevre Bakanlığı ve Otobüs Derneği’nin ortak yürüttüğü UNEP (United Nations Environment Programme – Birleşmiş Milletler Çevre Programı) ve GEF (Global Environment Facility – Küresel Çevre Fonu) destekli projeyle, 9 elektrikli minibüs test aşamasında devreye alındı. 2040’a kadar içten yanmalı motorlu araçların ithalatı yasaklanacak. Bu plan, ada genelinde kapsamlı bir geçiş stratejisini içeriyor.

Saint Lucia yeni araç satışlarının %30’unu elektrikli yapmak istiyor
Saint Lucia, 2030 yılına kadar satılan her 3 araçtan birinin elektrikli olmasını amaçlıyor. Teşvikler, altyapı yatırımları ve kapasite geliştirme programlarıyla bu hedef destekleniyor. UNEP destekli projeler sayesinde elektrikli araç politikaları, iş modelleri ve finansman çözümleri de geliştiriliyor.
Saint Kitts ve Nevis güneş enerjili ulaşımı yaygınlaştırmayı planlıyor
Saint Kitts ve Nevis, ulaşıma entegre güneş enerjisi sistemleriyle 2030’a kadar %61 oranında karbon salımını azaltmayı hedefliyor. GEF Küçük Hibeler Programı ile yerel teknisyenler eğitim alırken, kamu altyapısı da elektrikli araçlarla uyumlu hale getiriliyor.

Grenada 2025 itibarıyla sadece hibrit ve elektrikli araç alımına izin verecek
GEF destekli analizlere göre, 2022 yılı itibarıyla ulaşım sektörü ülke emisyonlarının %39’unu oluşturuyor. Bu nedenle Grenada’da geçen yıl elektrikli araçlar ve şarj istasyonları için %100 vergi ve gümrük muafiyeti getirildi. Pilot projelerle düşük karbonlu elektrik sistemleri teşvik ediliyor. Amaç, 2025 itibarıyla yeni araçların tamamen hibrit ya da elektrikli olması.
Jamaika iki tekerlekli ulaşımda elektrikli motorlara teşvik veriyor
Jamaika, elektrikli motosikletler için %10 gümrük indirimi sağladı. Aynı zamanda kamu-özel sektör ortaklıklarıyla daha geniş çaplı e-mobilite dönüşümü hedefleniyor. UNEP ve GEF destekli yeni projeler sayesinde hem altyapı hem de mevzuat reformları hız kazanıyor.

Ulaşım kaynaklı karbon salımı Latin Amerika ve Karayipler’de %38’e ulaştı
Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, hava kirliliği—özellikle ulaşım kaynaklı emisyonlar—her yıl milyonlarca insanın ölümüne neden oluyor. Karayipler, bu sorunu elektrikli araçlarla aşarken aynı zamanda enerji sektörünü de dönüştürmek için adım atıyor. Araçtan şebekeye (V2G) entegrasyon, yenilenebilir enerjinin istikrarlı kullanımı için büyük potansiyel taşıyor.
Karayip Elektrikli Ulaşım Forumu Nisan 2025’te Antigua’da
UNEP, GIZ NDC-TEC ve Antigua Çevre Bakanlığı’nın ortaklığıyla düzenlenecek Karayip Elektrikli Ulaşım Forumu, 7–10 Nisan 2025 tarihleri arasında yapılacak. Forumda elektrikli ulaşıma geçişte karşılaşılan altyapı, maliyet ve mevzuat sorunları ele alınacak.

Küresel Güney’de 60’tan fazla ülkeye destek veren UNEP programı örnek oluyor
UNEP’in GEF destekli Global Electric Mobility Programme, şu anda 130 milyon Dolarlık bir bütçeyle 60’tan fazla ülkeye teknik destek, mevzuat danışmanlığı ve finansal kaynak sağlıyor. Türkiye bu programa doğrudan dahil olmasa da, benzer küresel destek mekanizmalarıyla e-mobilite dönüşümünden faydalanabilir. Program, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası, Dünya Bankası ve Asya Kalkınma Bankası gibi kuruluşlarla iş birliği içinde yürütülüyor. Bu küresel gelişmeler ışığında, Türkiye’de de benzer adımlar atılıyor ve ulusal düzeyde kapsamlı bir dönüşüm hedefleniyor.
Türkiye elektrikli ulaşımda ulusal strateji ve yerli üretimle ilerliyor
Türkiye’de e-mobilite dönüşümü giderek hız kazanıyor. 2023 itibarıyla yürürlüğe giren “Ulusal Temiz Ulaştırma Stratejisi” kapsamında, şehir içi toplu taşıma filolarının elektrikliye dönüşümü teşvik ediliyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, yerli batarya üretimi ve şarj altyapısının geliştirilmesi için önemli destek programları uyguluyor. TOGG gibi yerli üreticilerin pazara girmesiyle birlikte elektrikli araç sahipliği yaygınlaşırken, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı da araçtan şebekeye (V2G) geçişi destekleyen pilot projeleri hayata geçirmeye hazırlanıyor. Türkiye’nin 2030 yılına kadar elektrikli araç satışlarını %30’a çıkarmayı hedeflediği ifade ediliyor. Bölgesel enerji güvenliği ve net sıfır hedefleri doğrultusunda Türkiye’nin, bu küresel deneyimlerden ilham alarak kendi modelini geliştirmesi kritik önem taşıyor.

Karayipler’den Türkiye’ye: Net sıfır yolculuğu
Küçük ada devletlerinin taşıma ve enerji sistemlerini entegre ederek karbon nötr ekonomilere geçişi, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için de ilham verici olabilir. Elektrikli araçların enerji depolama kapasitesiyle birleşen bu model, iklim direnci ve enerji güvenliğinin bir arada mümkün olduğunu kanıtlıyor.
Elektrikli ulaşım adımları, dirençli geleceklerin temeli olabilir
Karayipler’in gösterdiği dönüşüm, yalnızca ulaşım sistemlerini değil, tüm enerji ve ekonomi politikalarını yeniden tanımlayan bir model sunuyor. Küçük ada devletlerinin sınırlı kaynaklara rağmen attığı bu cesur adımlar, elektrikli ulaşımın küresel ölçekte nasıl bir kaldıraç olabileceğini kanıtlıyor. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler açısından bu örnekler, iklim direnci ve enerji bağımsızlığı için atılması gereken adımları somutlaştırıyor. Önümüzdeki yıllarda hem Karayipler’de hem de dünya genelinde e-mobilite yatırımlarının hız kazanması beklenirken, bu dönüşümün sosyal, ekonomik ve çevresel etkileri çok daha görünür hale gelecek.
İlgili Makaleler
- Belediyelerde sürdürülebilir ulaşım: Elektrikli çevreci çözümler
- Türkiye’de elektrikli araç sayısı 198 bine ulaştı: Şarj altyapısı nasıl gelişiyor?
- Renault Filante Record 2025: Elektrikli ulaşımın geleceği
- Karsan e-JEST ile Santa Maria’nın ilk elektrikli minibüsleri yola çıktı
- MAN’ın ilk elektrikli kamyonu eTruck yollarda

















