Finansal düşünce kuruluşu Carbon Tracker’in bugün yayımlanan “Yarım Trilyon Dolar Nasıl Harcanır: Ucuzlayan Yenilenebilir Enerjinin Kömür Yatırımları Bakımından Ekonomik Sonuçları” başlıklı raporunda, kömür yatırımcılarının en az 600 milyar doları boşa harcama riskiyle karşı karşıya olduğu, çünkü belli başlı tüm piyasalarda yeni yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretmenin, yeni kömür santrallerine kıyasla şimdiden daha ucuz hale geldiği uyarısında bulunuluyor.

Rapor ayrıca, dünya genelindeki kömürlü termik santrallerin yüzde 60’ından fazlasının, yeni kurulan yenilenebilir enerji santrallerine kıyasla daha yüksek maliyetli elektrik ürettiğini ortaya koyuyor. En geç 2030 yılına kadar tüm piyasalarda yeni rüzgâr veya güneş enerjisi santrali kurmak, kömür santrallerini işletmeye devam etmekten daha ucuz hale gelecek.

Carbon Tracker’in Enerji ve İşletmeler Bölümü Eşbaşkanı ve raporun yazarlarından Matt Gray şunları söyledi: “Tüm dünyada yenilenebilir enerji kaynakları kömür karşısında rekabet üstünlüğü elde ediyor ve teklif edilen kömür yatırımları atıl varlıklar haline gelerek bizi on yıllar boyunca yüksek maliyetli kömürden elektrik üretimine mahkûm bırakma riski taşıyor.

Piyasa düşük karbonlu enerji dönüşümünü yönlendiriyor ancak hükümetler oralı değil. Hükümetlerin yeni kömür projelerini bir an önce iptal etmeleri ve mevcut kömür santrallerini giderek artan bir hızla devre dışı bırakmaları ekonomik açıdan en mantıklı adım olacaktır.”

HER GÜN BİR KÖMÜR SANTRALİ DEVREDEN ÇIKMALI

Küresel ısınmayı 1,5°C ile sınırlandırmak için küresel düzeyde elektrik üretimindeki kömür kullanımının 2010 yılından 2030’a kadar %80 oranında azaltılması gerekiyor. Bu, 2040’a kadar her gün bir kömür santralinin hizmetten çekilmesi anlamına geliyor.

Dünya genelinde, 499 GW’lık yeni kömür kapasitesi planlama veya inşaat aşamasında. Bu projelerin toplam maliyeti 638 milyar dolar tutarında. Ancak Carbon Tracker, kömür santrallerine yapılan yatırımların geri dönüş sürelerinin genellikle 15 ila 20 yıl olduğu, bu nedenle hükümetlerin ve yatırımcıların geri dönüşünü hiçbir zaman alamayabilecekleri uyarısında bulunuyor.

Rapor, rüzgâr ve güneş enerjisi maliyetlerindeki düşüş ve mevcut karbon ve hava kirliliği düzenlemelerine uyum sağlamak için gereken yatırımlar hesaba katıldığında, kömürün artık hiçbir büyük piyasada en ucuz elektrik üretim kaynağı olmadığı sonucuna ulaşıyor.

analiz, dünya genelinde işletmede, inşaat veya planlama aşamasındaki kömürlü termik santrallerin %95’inin ekonomik profilini değerlendiriyor. Buna halen işletmedeki 6.696 ünite (2.045GW) ve hazırlık aşamasındaki 1.046 ünite (499GW) projeler dahil.

TÜRKİYE’DE KÖMÜRLÜ SANTRAL İŞLETMEK GES KURMAKTAN PAHALI

Türkiye’de planlanan veya inşaat aşamasındaki 33GW’lık kömürlü termik santral kapasitesinin toplam maliyeti 64 milyar dolar. Türkiye’de 19GW olan mevcut kömürlü termik santral kapasitesinin %16’sını işletmek, şimdiden yeni yenilenebilir enerji santrali kurmaktan daha maliyetli hale geldi. Ayrıca rapora göre, 2023’te Türkiye’deki tüm kömürlü termik santraller için geçerli olmak üzere, herhangi bir kömürlü termik santrali işletmek yeni bir güneş enerjisi santrali kurmaktan daha maliyetli olacak.

İnşaat aşamasında 100GW ve planlanan 106GW kömürlü termik santral projesinin bulunduğu Çin’de risk altındaki tutar 158 milyar dolar. Çin’deki mevcut kömürlü termik santral kapasitesi 982 GW ve bu kapasitenin %71’ini işletmek yeni yenilenebilir enerji kapasitesi kurmaktan daha maliyetli.

İnşaat aşamasında 37GW ve planlama aşamasında 29GW kömürlü termik santral projesinin bulunduğu Hindistan’da risk altındaki tutar 80 milyar dolardır. Hindistan’daki mevcut kömür kapasitesi 222GW ve bunun yarısı – %51’i – yeni yenilenebilir enerjiden daha maliyetli.

AB’DE TOPLAM 149 GW KÖMÜRLÜ TERMİK

AB’de ise ağırlıklı olarak Polonya ve Çek Cumhuriyeti’ndeki 7,6 GW’lık yeni kömür gücü dolayısıyla 16 milyar dolar risk altında. AB’nin toplam 149 GW’lık işletmedeki kömürlü termik santral kapasitesinin % 96’sı yeni kurulacak yenilenebilirden daha maliyetli.

ABD 254 GW’lık kömürlü termik santral kapasitesine sahip ve bunun neredeyse yarısı – %47’si- yeni yenilenebilir enerjiden daha maliyetli. ABD’de planlanan yeni kömürlü termik santral bulunmuyor.

Güneydoğu Asya’da planlama veya inşaat aşamasında olan 78 GW’lık kömürlü termik santral kapasitesinin maliyeti 124 milyar dolar. Ancak 2030 yılına kadar yeni yenilenebilir enerji kapasitesi kurmak, mevcut kömür santrallerini işletmekten daha ucuz hale gelecektir.

YÜKSEK MALİYETLE İŞLETİLEN KÖMÜR KAPASİTESİ

Rapor, portföylerini Paris İklim Anlaşması ile uyumlu hale getirmeleri için finans kuruluşlarına ve şirketlere baskı uygulayan giderek artan sayıdaki yatırımcının elini güçlendiriyor.

Serbest fon yöneticisi ve Children’s Investment Fund Foundation (CIFF) kurucularından milyarder    Sör Christopher Hohn, başlıca AB ve Birleşik Krallık merkez bankalarına ve finans kuruluşlarına kömüre finansman sağlamayı durdurma çağrısı yaptı ve yeni kömür projelerini finanse etmeye devam etmeleri halinde Barclays, HSBC ve Standard Chartered’i dava açmakla tehdit etti.

Sör Hohn, CIFF’ın web sitesinde yer alan açıklamasında şunları ifade etti: “Kömür, tek başına, küresel düzeydeki sera gazı emisyonlarının en büyük kaynağı ve kömürün elektrik sektöründe kullanılmaya devam etmesinin getirdiği riskler finans sistemi ve düzenleyiciler tarafından yeterli düzeyde ele alınmıyor.”

Güçlü karbon fiyatı ve yenilenebilir enerjiye yıllardır yapılan yatırımlar sayesinde kömür AB’de hükmünü yitirmek üzere. ABD’deki muazzam yenilenebilir enerji kaynakları, Çin’deki düşük sermaye maliyetleri ve Hindistan’da düşük maliyet politikaları dikkate alındığında, bu ülkelerin de AB’nin pek gerisinde kalmayacağı anlaşılıyor.

Güneydoğu Asya ülkeleri geriden geliyor, çünkü henüz olgunlaşmamış enerji piyasaları küresel finansman çekmeyi zorlaştırıyor ve Çin, Japonya ve Güney Kore hükümetleri kömür yatırımlarını desteklemeye devam ediyor.

PİYASA DİNAMİKLERİ KÖMÜRÜ ORTADAN KALDIRACAK

Rapor, yenilenebilir enerji yatırımcılarının düşük maliyetlerinin fiyatlara yansıyacağı serbest piyasa ortamlarında, piyasa dinamiklerinin kömürü ortadan kaldıracağı sonucuna ulaşıyor.

Ancak rapor, piyasa düzenlemelerinin kömüre haksız bir şekilde ekonomik avantaj sağlaması nedeniyle, dünya genelinde bazı hükümetlerin yeni kömürlü termik santral kurulmasını teşvik ve finanse etmeyi sürdürdüğünü kaydediyor. Ayrıca bazı düzenlenmiş ve kısmen düzenlenmiş piyasalarda hükümetler, kömürün yüksek maliyetinin elektrik faturaları üzerinden tüketiciye aktarılmasına izin veriyor ya da vergi mükelleflerinin ödediği parayı kömür işletmecilerini sübvanse etmekte kullanarak, elektriği üretim maliyetinden daha düşük fiyatlara satabiliyor.

DÜŞÜK KARBONLU EKONOMİYE GEÇİŞİ TIKAYACAK

Carbon Tracker’in Enerji ve İşletmeler Bölümü Eşbaşkanı ve raporun yazarlarından Sriya Sundaresankonuyla ilgili şunları ifade etti: “Kömürün devre dışı bırakılmasının seçmenlerin milyarlarca dolar tasarruf etmesini sağlayacağı ve ekonomilerin daha rekabetçi hale geleceği bir ortamda yatırımcılar, hükümetlerin kömüre verdikleri desteğin süreceğine bel bağlamak konusunda dikkatli olmalılar.”

Rapor hükümetlere, yenilenebilir enerjilerin kömürle eşit şartlar altında rekabet edebilmesini sağlayacak şekilde piyasa denetimini kaldırma; yeni kömür projelerini iptal etme ve mevcut kömür filosunu aşamalı olarak devre dışı bırakma ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kendi enerji sistemlerine azami ölçüde değer katmasını sağlayacak düzenlemeler getirme çağrısı yapıyor.

Rapor şu uyarıda bulunuyor: “Bu adımların atılmaması atıl varlık riskini artıracak ve kapasite fazlasına neden olacaktır. Bu da dolayısıyla elektrik fiyatlarını baskılayacak, yenilenebilir enerjiye yönelik olumsuz yatırım sinyali oluşturacak ve nihayetinde düşük karbonlu ekonomiye geçiş sürecinin tıkanmasına neden olacaktır.”

KARŞILAŞTIRMA METODOLOJİSİ

Carbon Tracker, karasal rüzgâr ve şebeke ölçeğinde fotovoltaik güneş enerjisinin seviyelendirilmiş maliyetini, kömürün seviyelendirilmiş maliyeti ve kömürün uzun vadedeki marjinal maliyeti ile karşılaştırmıştır.

Yakıt ve bakım maliyetini, mevcut veya onaylanmış karbon fiyatlandırmasını ve hava kirliliği politikalarını dikkate alarak, her bir kömür santralinin işletme maliyetini hesaplamıştır. Bloomberg’den elde edilen kömür yakıt fiyatı verilerini ve Uluslararası Enerji Ajansı’ndan sağlanan kömür sermaye maliyeti verilerini kullanmıştır.

Rüzgâr ve güneş enerjisine ilişkin sermaye maliyetlerini ve kurulum projeksiyonlarını Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı’ndan edinmiştir.

Carbon Tracker’a tescilli Küresel Kömürden Elektrik Üretimi Ekonomisi Modeli (GPEM) işletmedeki, inşa aşamasındaki ve planlanan kömürlü termik santrallerin %95’ini izlemekte ve üç aylık dönemlerle güncellenmektedir.

Content Protection by DMCA.com

Bir Cevap Bırakın

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.