Depolamalı kapasite tahsisi Türkiye rüzgar sanayisi Yerli motor üretimi

Türkiye, depolamalı RES ve GES projelerine yönelik mevzuat adımlarını ilerletirken, yerli motor ve jeneratör üretiminde büyüyen sanayi kapasitesiyle rüzgar enerjisinde yeni bir yapısal eksen oluşturuyor. Bu gelişmeler hem arz güvenliğini hem de sanayi rekabetini güçlendiren bütüncül bir dönüşüme işaret ediyor.

Hızlı bakış

  • Türkiye, depolamalı RES ve GES projelerinde mevzuat adımlarını hızlandırarak mevcut kurulu gücün daha verimli kullanılmasını hedefliyor.
  • 2020’den bu yana gelişen depolama mevzuatı ile 6.000’i aşkın başvuru sonucunda yaklaşık 34 GW’lık rüzgar ve güneş kapasitesi yatırımcılara tahsis edildi.
  • Süper İzin Kanunu, yenilenebilir projelerde izin süreçlerini sadeleştirerek depolamalı yatırımların daha hızlı hayata geçmesine zemin hazırlıyor.
  • TÜREB’in AEMOT ziyareti, yerli motor ve jeneratör üretiminin rüzgar sanayisinde stratejik bir rol üstlendiğini ve sanayi politikasının merkezine yerleştiğini gösteriyor.
  • Depolama altyapısı, yerli üretim ve hızlanan izin rejimi birleştiğinde, Türkiye rüzgar 3.0 olarak tanımlanabilecek yeni bir enerji-ekonomi eksenine geçiş yapıyor.

Depolamalı rüzgar ve güneş projelerinde yeni uygulama dönemi

Depolamalı kapasite tahsisi Türkiye rüzgar sanayisi Yerli motor üretimi
TÜREB Başkanı Dr. İbrahim Erden

11 Kasım 2025 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan karara göre, elektrik üretim lisansı sahipleri 1 Aralık 2025 – 28 Şubat 2026 döneminde TEİAŞ veya ilgili dağıtım şirketlerine yapacakları başvuruyla anlaşma güçlerinin üzerinde elektrik verebilecek. Karar, rüzgar ve güneş santrallerinde kurulu olan ilave mekanik veya DC güçlerin belirli bir süreyle idari sınırlara takılmadan kullanılabilmesine imkan tanıyarak mevcut tesislerin verimliliğini artırmayı hedefliyor.

TÜREB yönetim kurulu başkanı İbrahim Erden, düzenlemenin arz güvenliği için her megavatın önemini vurguladığını, ayrıca Türkiye’nin orta ve uzun vadeli enerji bağımsızlığı vizyonuyla uyumlu olduğunu ifade ediyor. Bu adım, mevcut RES ve GES’lerin sisteme daha esnek ve güçlü biçimde katkı vermesini sağlayarak kurulu gücün daha etkin kullanılmasına destek sunuyor.


Depolamalı kapasite tahsisi Yerli motor üretimi Türkiye rüzgar sanayisiDepolama mevzuatının kademeli gelişimi

Türkiye’de elektrik depolama faaliyetlerine yönelik mevzuat çalışmaları 2020 yılında başladı. 9 Mayıs 2021’de yürürlüğe giren Elektrik Piyasasında Depolama Faaliyetleri Yönetmeliği ile depolama ilk kez yasal çerçeveye dahil edildi. 26 Mayıs 2022 tarihli Enerji Yatırımları Takip ve Koordinasyon Kurulu toplantısında, rüzgar ve güneş tesislerinde bütünleşik depolama şartıyla kapasite yarışması yapılmaksızın üretim lisansı alınabilmesinin önü açıldı ve kapasite artışlarına depolama şartı getirildi.

5 Temmuz 2022’de yayımlanan 7417 sayılı Kanun ile depolama tesisi kurmayı taahhüt eden şirketlere, depolama gücü kadar RES/GES ön lisansı verilmesine yönelik düzenleme yapıldı. Ardından 19 Kasım 2022’de yayımlanan kapsamlı değişikliklerle birçok yönetmelik, depolama faaliyetlerini kapsayacak şekilde güncellendi.

Bu düzenlemelerin ardından başlayan başvuru sürecinde yaklaşık bir yıl içinde 6.000’in üzerinde proje başvurusu yapıldı ve toplam başvuru büyüklüğü 260 GW seviyelerini aştı. Değerlendirmeler sonucunda 700’ün üzerinde proje ve yüzlerce yatırımcı için yaklaşık 34 GW’lık RES/GES kapasitesi tahsis edildi. Bu rakam, depolamalı projelerin henüz devreye girmediğini; ancak yatırımcıya tahsis edilen potansiyel kurulu gücü temsil ediyor.

Türkiye rüzgar sanayisi Depolamalı kapasite tahsisi Yerli motor üretimi Depolamalı projelerin maliyet ve arz güvenliği etkisi

Depolamalı RES ve GES projelerinde kapasite tahsislerinin bedelsiz yapılması, katkı payı veya edinim maliyeti oluşmaması nedeniyle yatırımcıların toplam proje maliyetlerini dolaylı olarak azaltıyor. Bu durum, projelerin finansmana erişimini kolaylaştırarak yatırımların daha kısa sürede ve daha düşük öz kaynak ihtiyacıyla hayata geçirilmesini destekliyor.

Depolamalı yenilenebilir enerji projeleri, Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığını azaltma hedefi, enerji ithalat maliyetlerinin düşürülmesi, 2053 net sıfır vizyonu ve tüketiciye daha rekabetçi fiyatlarla elektrik sağlanması gibi temel başlıklarda kritik rol oynuyor. Depolama sayesinde rüzgar ve güneş santrallerinin şebekeye entegrasyonu güçleniyor, iletim ve dağıtım sisteminin esnekliği artıyor ve daha fazla yenilenebilir kaynağın güvenli şekilde dahil edilebilmesi mümkün hale geliyor.

Son iki yıldaki kuraklık nedeniyle hidroelektrik üretimde yaşanan düşüş, depolamalı projelerin tamamlanarak devreye alınmasının arz güvenliği açısından önemini daha görünür kılıyor. TÜREB, kamu kurumları ve yatırımcıların koordinasyonunun hızlanması halinde bu projelerin sistem için önemli bir dengeleme kapasitesi sunacağını belirtiyor.

Süper İzin Kanunu’nun açtığı yeni yatırım çerçevesi

Yenilenebilir enerji projeleri için Temmuz 2025’te kabul edilen Süper İzin Kanunu, uzun süredir sektörün hızını etkileyen izin süreçlerini sadeleştirmeyi ve yatırımcılar için daha öngörülebilir bir çerçeve oluşturmayı amaçlıyor. TÜREB, kanunun depolamalı projelerin hayata geçiş süresini kısaltarak yenilenebilir kapasitenin sisteme entegrasyonunu kolaylaştıracağını belirtiyor.

Kanunun ardından ikincil mevzuatta yapılacak düzenlemelerin hızlı biçimde tamamlanması, yatırımcıların karşılaştığı gecikme ve belirsizliklerin azalmasına katkı sağlayarak depolamalı RES ve GES projelerinin hayata geçmesini hızlandırabilir. Bu çerçeve, Türkiye’nin 2035 yenilenebilir enerji hedeflerini destekleyen önemli bir altyapı oluşturuyor.

Yerli motor üretimi Türkiye rüzgar sanayisi Depolamalı kapasite tahsisiTÜREB’in Aksaray ziyareti ve yerli teknoloji üretimindeki gelişmeler

Depolama alanında atılan adımlarla eş zamanlı olarak, rüzgar enerjisinin sanayi boyutunda da güçlü bir yerli üretim kapasitesi gelişiyor. 2025’in ilk yarısı itibarıyla Türkiye’nin rüzgar enerjisi kurulu gücü yaklaşık 14,5 GW seviyesinde ve yılın ilk yarısında toplam elektriğin %12,25’i rüzgardan üretildi.

Yerli motor üretimi Depolamalı kapasite tahsisi Türkiye rüzgar sanayisi TÜREB, üyelerle iş birliklerini güçlendirmek amacıyla yönetim kurulu toplantısını Aksaray’daki AEMOT Electric Motor & Generator tesisinde gerçekleştirdi. Toplantıya T.C. sanayi bakan yardımcısı Kasım Gönüllü de katıldı. TÜREB heyeti ayrıca Aksaray valisi Mehmet Ali Kumbuzoğlu’nu ziyaret ederek rüzgar sanayisi ve bölgesel kalkınma üzerine görüş alışverişinde bulundu.

TÜREB yönetim kurulu başkanı İbrahim Erden, üyelerin sektör için taşıdığı stratejik önemi vurgulayarak üretim tesislerinin sahada yerinde incelenmesinin, rüzgar sanayisinin gelişimi açısından önemli olduğunu ifade etti.

Türkiye rüzgar sanayisi Yerli motor üretimi Depolamalı kapasite tahsisi AEMOT’un üretim kapasitesi ve ürün yelpazesi

AEMOT motors yönetim kurulu başkanı Osman Altuntaş, yüksek verimlilikte elektrik motorları üreterek sanayi işletmelerinin enerji tüketimini azaltmaya katkı sağladıklarını belirtti. Firma; rüzgar türbini jeneratörleri, hidro jeneratörler ve elektrikli araç motorlarında geliştirdiği teknoloji ile yenilenebilir enerji ekosisteminin önemli bir parçası olmayı hedefliyor.

AEMOT motors genel müdürü Sami Akdoğan, yaklaşık 2 milyon metrekare alanda kurulu fabrikalarında yılda 120 bin motor ürettiklerini açıkladı. Şirket, genel maksat motorlardan yenilenebilir enerji jeneratörlerine ve elektrikli araç motorlarına uzanan geniş ürün gamıyla rüzgar sektöründe önemli bir tedarikçi konumunda.

AEMOT tesisinde yapılan incelemelerin ardından TÜREB heyeti yönetim kurulu toplantısını tamamladı. Ziyaret, rüzgar enerjisinin yalnızca elektrik üretimi açısından değil, aynı zamanda yerli motor, jeneratör ve ileri imalat kabiliyetleriyle Türkiye’nin sanayi politikası ve ihracat vizyonu açısından da kritik bir alan haline geldiğini ortaya koyuyor.

Yerli motor üretimi Türkiye rüzgar sanayisi Depolamalı kapasite tahsisi Rüzgar sanayisinin büyüyen ekonomik ve ihracat potansiyeli

Türkiye’de rüzgar enerjisi sanayisi; kanat, kule, dişli kutusu, jeneratör ve güç elektroniği bileşenlerini kapsayan geniş bir tedarik zinciriyle önemli bir ekonomik büyüklüğe ulaşmış durumda. Yüksek verimlilikte motor ve jeneratör üretimi, sanayi işletmelerinin enerji maliyetlerini düşürürken, yerli türbin bileşenlerinin gelişmesi dış ticaret açığının azaltılmasına katkı sunuyor.

Elektrikli araç motoru ve yenilenebilir enerji jeneratörü üretimindeki uzmanlaşma, Türkiye’nin hem Avrupa yeşil mutabakat sürecine uyumunda hem de yeni ihracat pazarlarına erişiminde önemli bir rol üstlenebilir. Depolamalı projelerdeki ilerleme ile bir araya geldiğinde, yerli rüzgar sanayisi önümüzdeki on yılda bölgesel bir üretim ve teknoloji merkezi haline gelebilir.

Türkiye rüzgar sanayisi Yerli motor üretimi Depolamalı kapasite tahsisi Firecarrier analizi: rüzgar 3.0 ekseninde depolama, yerli üretim ve izin rejimi

TÜREB’in depolamalı projelere ilişkin açıklamaları ile yerli üretim tesislerine yönelik değerlendirmeleri birlikte ele alındığında, Türkiye’nin rüzgar enerjisinde yeni bir yapısal faza geçtiği görülüyor. Firecarrier perspektifine göre bu faz, depolama altyapısı, yerli yüksek teknoloji üretimi ve hızlandırılmış izin rejiminin eş zamanlı devreye girdiği rüzgar 3.0 eksenini oluşturuyor.

Depolama, RES ve GES santrallerini yalnızca anlık üretim yapan tesislerden çıkararak şebekeye esneklik ve dengeleme hizmeti sunan altyapılar haline getiriyor. Bu sayede sistemin yenilenebilir enerji entegrasyon kapasitesi güçleniyor.

Yerli motor ve jeneratör üretimi, rüzgar sanayisinin stratejik bağımsızlığını pekiştiriyor. AEMOT’un geniş ürün portföyü, Türkiye’nin rüzgar teknolojilerinde kendi kendine yeterliliğini artırma potansiyelini gösteriyor. Bu durum, YEKA projelerinde yerli ekipman kullanımını güçlendiren sanayi politikalarını da destekliyor.

Süper İzin Kanunu’nun sadeleştirdiği izin süreçleri, hem depolamalı projelerin hem de yerli ekipmanla geliştirilen yeni yatırımların devreye giriş süresini kısaltarak yatırım hızını artırma potansiyeli taşıyor. Bu üç unsur bir araya geldiğinde, Türkiye yalnızca daha fazla rüzgar kapasitesi kuran bir ülke değil; kendi enerji-ekonomi mimarisini inşa eden bir ülke konumuna geçiyor.

Rüzgar 3.0 olarak tanımlanabilecek bu yeni eksen, doğru uygulandığında Türkiye’yi 2035’e kadar Avrupa’da enerji dönüşümünde en hızlı ilerleyen ülkelerden biri haline getirme potansiyeli taşıyor.

Siz ne düşünüyorsunuz? Depolamalı RES ve GES projeleri ile yerli rüzgar sanayisinin Türkiye’nin enerji dönüşümündeki rolü hakkında görüşlerinizi yorumlarda bizimle paylaşın.

İlgili haberler

 

View this post on Instagram

 

A post shared by Yeşil Haber (@yesilhabernet)


Bir Cevap Bırakın

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz