Gecikme, Siemens Energy ve Rosatom arasında gerginliğe sebep oldu
Rosatom, Akkuyu Nükleer Santrali’nde ana yatırımcı, teknoloji tedarikçisi, işletmeci ve eğitim sağlayıcısı olarak, santralde kullanılmak üzere elektrik iletim ekipmanı üretimi ve ihracatı için Siemens Energy ile anlaşmıştı. Ancak Siemens Energy’nin Akkuyu Nükleer Santrali’nde kullanılacak ekipman için Almanya’dan uzun süre ihracat izinleri beklemesi, Rosatom’un alternatif tedarikçilere yönelmesine yol açtı. Söz konusu gecikme, Almanya merkezli Siemens Energy ve Rusya’nın devlet nükleer enerji şirketi Rosatom arasında gerilime sebebiyet verirken, bu durum Akkuyu Nükleer Santrali projesinde dikkat çekici gelişmelere neden oluyor.
Almanya’nın ihracat izinleri gecikti
Siemens Energy, Almanya’nın ilgili kontrol kurumlarından uzun süre izin beklediklerini açıkladı. Bu gecikmenin, izinlerin karmaşık onay süreçlerinden ve Almanya’nın nükleer enerji projelerine olan politik hassasiyetinden kaynaklandığı ifade edildi. Şirket sözcüsü Tim Proll-Gerwe, bu izinlerin gecikmesi nedeniyle projede yükümlülüklerinin yerine getirilemediğini belirtti. Almanya’nın nükleer enerjiye temkinli yaklaşımının, bu tür projelere yönelik ihracat izinleri üzerinde etkili oluyor.
Rosatom alternatif ekipmana yöneldi
Rosatom, Siemens Energy’nin gecikmeleri nedeniyle Çinli tedarikçilerle anlaşma yoluna gitti. 2024 yılının Ekim ayında, Rusya Başbakan Yardımcısı Aleksandr Novak, Çin’den sipariş edilen ekipmanın bir kısmının Akkuyu’ya teslim edildiğini doğruladı. Bu durum, Çin’in nükleer enerji projelerinde artan etkisini gösteriyor.
Siemens Energy’nin ihracat izinlerini alması neleri değiştirir?
Son gelişmelerle birlikte Siemens Energy, Almanya’dan gerekli izinleri aldığını ve projeye yönelik olarak ekipman tedariki, montaj takvimini yeniden düzenleme ve ortaklarla iletişim kurma konularında çalışmaya hazır olduğunu duyurdu. Ancak Rosatom tarafından şimdiye kadar alternatif ekipmanların temin edilmiş olması nedeniyle şirketin projeye yeniden dahil edilip edilmeyeceği belirsizliğini koruyor.
Siemens Energy ve Rosatom arasındaki gelecekteki ilişkiler
Siemens Energy, uluslararası yaptırımların önemine dikkat çekerek, Rosatom ile olan iş birliğinin yalnızca yasal zorunluluklarla sınırlı olduğunu ifade ediyor. Mevcut gelişmeler şirketi uluslararası itibar koruma stratejilerine yönlendiriyor. Diğer taraftan durum, Rosatom’un gelecekte Siemens Energy yerine başka ortakları tercih etme ihtimalini artırabilir.
Uluslararası enerji projelerinde Çin’in rolü
Öte yandan Akkuyu ile ilgili yaşanan bu gelişme, Çin’in enerji projelerindeki etkisini artırıyor. DW’nin analizine göre, Çin teknolojilerine duyulan bağımlılık, sadece Akkuyu ile sınırlı değil. Rusya’nın diğer nükleer enerji projelerinde de Çin’in payı giderek büyüyor.
Akkuyu Nükleer Santrali’nin önemi
Akkuyu Nükleer Santrali, Türkiye için sadece enerji ihtiyacını karşılamakla kalmıyor; Rusya, Almanya ve Çin gibi ülkelerin projeye dahil olmasıyla uluslararası enerji iş birlikleriyle çok uluslu bir merkez haline geliyor. Proje, enerji altyapısının çeşitlendirilmesi ve teknolojik transferler sayesinde Türkiye’nin stratejik konumunu güçlendiriyor. Akkuyu Nükleer Santrali Projesi, Türkiye’nin enerji stratejisinde çok boyutlu yaklaşımlar benimsediğini gösteriyor; yenilenebilir enerji kaynaklarına entegrasyon, uluslararası iş birliği ve enerji arz güvenliğinin sağlanması gibi hedefleri bir araya getiriyor. Rosatom ve Siemens Energy arasındaki bu sorun, gelecekte benzer projelerde şeffaflığın ve zamanlamanın ne kadar önemli olduğunu tekrar ortaya koyuyor.
İlgili Makaleler
- Türkiye’nin ilk nükleer güç santrali Akkuyu, 2025’te devrede
- Akkuyu Nükleer Santrali’nde hedef 2028: 4 reaktör devrede olacak
- Akkuyu NGS’de birinci reaktörün türbin şaftı döndürüldü
- Akkuyu Nükleer Santrali’nin uluslararası başarısı: ISO sertifikasyonu onayı
- Akkuyu NGS’nin son durumu: Projenin tamamlanma oranı %90’ı geçti