Maden yasası zeytinlik düzenlemesi Süper izin kurulu yetkileri ÇED süreci değişiklikleri

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bugün görüşülmeye başlanan yeni torba yasa teklifi, bir yanda “enerji arz güvenliği” vaat ederken, diğer yanda zeytinlikleri, ormanları ve korunan alanları madenciliğe açma riski nedeniyle çevre örgütleri ve muhalefetin sert tepkisiyle karşılaşıyor.

Güncelleme: Kamuoyunda yoğun tartışmalara neden olan maden torba yasası, TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi. Yasayla ilgili tüm detaylar, getirdiği yenilikler ve çevresel etkilerine yönelik derinlemesine analizimizi buradan okuyabilirsiniz.

Maden yasası zeytinlik düzenlemesi Süper izin kurulu yetkileri ÇED süreci değişiklikleriTürkiye’nin enerji ve çevre politikaları, bir kez daha kritik bir kavşakta. 13 Haziran 2025’te AK Parti milletvekilleri tarafından TBMM Başkanlığı’na sunulan “Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”, kısa sürede ülkenin ana gündem maddelerinden biri haline geldi. Toplam 21 maddeden oluşan bu torba yasa, bir yandan yenilenebilir enerji yatırımlarını hızlandırmayı ve yerli kömür santrallerinin hammadde sorunlarını çözmeyi vaat ederken, diğer yandan içerdiği radikal düzenlemelerle doğa koruma savunucularını, meslek odalarını ve muhalefet partilerini ayağa kaldırdı. Bu teklifin en çok tartışılan yönü, zeytinlikler, ormanlar, meralar ve hatta sit alanları gibi hassas ekosistemlerin madencilik faaliyetlerine açılmasının önünü açması ve çevresel denetim mekanizmalarını zayıflatmasıdır.


Teklifin zamanlaması da mevcut gerilimi artırıyor. Hükümetin 2025’in başında Meclis’e getirdiği İklim Kanunu teklifinin, sivil toplumdan gelen yoğun itirazlar üzerine Nisan ayında geri çekilmesinden sadece birkaç ay sonrasına denk gelmesi, Türkiye’nin çevre ve iklim politikalarındaki belirsizliği derinleştiren bir adım olarak yorumlanıyor.

Meclis koridorlarından komisyonlara: Gergin ilerleyen yasama süreci

Teklif, 19 Haziran 2025’te Sanayi, Ticaret, Enerji ve Tabii Kaynaklar Komisyonu’nda hararetli tartışmaların ardından kabul edildi. Basına yansıyan bilgilere göre, komisyon toplantısına çevre örgütlerinin temsilcileri alınmazken, iktidar ve muhalefet milletvekilleri arasında sert tartışmalar yaşandı. Komisyondan geçen teklifin, TBMM Genel Kurulu’ndaki görüşmelerinin bugün (25 Haziran 2025 Çarşamba) başlaması planlanıyor. Meclis aritmetiği, teklifin Cumhur İttifakı oylarıyla yasalaşmasına kesin gözüyle bakılmasına neden olurken, muhalefet partileri şimdiden Anayasa’ya aykırılık iddialarını gündeme getirdi. Özellikle Anayasa’nın tarım arazileri, meralar ve ormanların korunmasına dair 45. ve 169. maddelerinin ihlal edildiği savunuluyor. Ana muhalefet partisi CHP, yasanın bu haliyle geçmesi durumunda iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvuracaklarını açıkladı.

Torba yasanın içindekiler: En kritik ve tartışmalı 4 değişiklik

Teklif, Maden Kanunu başta olmak üzere Çevre Kanunu, Mera Kanunu, Zeytincilik Kanunu ve Orman Kanunu gibi birçok temel yasada köklü değişiklikler içeriyor. İşte öne çıkan ve en çok tartışma yaratan düzenlemeler:

1. ‘Süper İzin’ Kurulu: Bürokrasinin baypası mı, denetimin sonu mu?

Süper izin kurulu yetkileri ÇED süreci değişiklikleri Maden yasası zeytinlik düzenlemesiTeklif, maden ruhsat süreçlerini hızlandırmak amacıyla özel bir “Kurul” oluşturulmasını öngörüyor. Cumhurbaşkanı Yardımcısı başkanlığında bakanlık temsilcilerinden oluşacak bu kurul, özellikle IV. Grup madenler ile “stratejik ve kritik madenler” konusunda nihai karar mercii olacak. Eğer bir kamu kurumu stratejik bir projeye izin vermezse, bu Kurul “üstün kamu yararı” çerçevesinde o kurumun kararını baypas ederek projeye onay verebilecek. TEMA Vakfı Başkanı Deniz Ataç, bu mekanizmayı, “vahşi madencilik faaliyetleri önündeki tüm engelleri kaldıracak ‘süper izin’ düzeni” olarak nitelendirirken, çevre hukukçuları bilimsel ve hukuki denetimin tamamen devre dışı kalmasından endişe ediyor.

2. Zeytinlikler: Enerji uğruna feda mı ediliyor?

Kamuoyunda en büyük tepkiyi çeken madde, zeytin ağaçlarıyla kaplı alanlarda madencilik faaliyetlerine izin verilmesi. Teklifin 11. maddesine eklenen geçici hüküm, elektrik üretimi amacıyla yürütülen madencilik faaliyetlerinin “doğayla uyumlu şekilde” zeytinliklerde yapılabilmesinin önünü açıyor. Mevcut 3573 sayılı Zeytinciliği Koruma Kanunu’na göre zeytinliklere 3 kilometre mesafede toz ve duman çıkaran tesis kurulması yasakken, yeni düzenleme bu korumayı fiilen ortadan kaldırıyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, “kamu yararı” gerekçesiyle zeytin ağaçlarının “taşınması” şartıyla bu izinleri verebilecek. Ancak uzmanlar ve ziraat odaları, bu maddenin özellikle Muğla’nın Milas-Yatağan bölgesindeki kömür madenleri için hazırlandığını vurguluyor. Komisyon görüşmeleri sırasında söz alan CHP’li vekil Orhan Sarıbal, “100 yaşındaki bir zeytin ağacı taşınamaz; ‘zeytini taşıyorum’ demek ‘kökünü kurutuyorum’ demektir,” diyerek bu yaklaşıma sert tepki gösterdi. Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) da zeytinliklerin taşınması fikrinin bilimsel gerçeklerle bağdaşmadığını ve ekolojik bir yıkıma neden olacağını belirtiyor. Ayrıca bölgedeki Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği gibi yerel örgütler de benzer ekolojik kaygıları dile getiriyor.

3. Ormanlar ve meralar: Koruma kalkanı zayıflıyor mu?

Teklif, Devlet ormanlarında madencilik faaliyetleri için Orman Genel Müdürlüğü’nün 3 ay içinde bedelsiz izin vermesini zorunlu kılıyor. Daha da önemlisi, Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nün (MAPEG) ormanlık alanlarda verdiği izinler, ÇED sürecinde “uygun görüş” yerine geçecek. Yani Orman Genel Müdürlüğü’nün izni otomatik olarak çevresel onay sayılacak ve orman yönetiminin denetim yetkisi zayıflatılacak. Ek olarak, yenilenebilir enerji santralleri kurulması amacıyla meralar, yaylak ve kışlak alanları için Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na (EPDK) 2030’a kadar “acele kamulaştırma” kararı alma yetkisi veriliyor. TMMOB, bu durumun kırsal alanlarda büyük bir tahribata ve gıda güvenliğinin zedelenmesine yol açacağını savunuyor.

4. ÇED süreçleri: Hızlandırma mı, işlevsizleştirme mi?

ÇED süreci değişiklikleri Süper izin kurulu yetkileri Maden yasası zeytinlik düzenlemesiÇevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) mekanizması da önemli ölçüde değişiyor. Teklife göre, bir proje için ÇED süreci devam ederken diğer idari izin ve ruhsat süreçlerine başlanabilecek. İlgili kurumlar proje hakkında görüşlerini en geç 3 ay içinde bildirmek zorunda kalacak ve belirtilen sürede cevap vermeyen kurumun görüşü “olumlu” kabul edilecek. Mevcut uygulamada kurumların görüşü beklenmeden projeye başlanamazken, yeni sistemde kurumların üç ay içinde görüş vermemesi durumunda otomatik olumlu görüş sayılması, çevresel denetimin zayıflamasına yol açabilir. TEMA Vakfı, “Zaten gerektiği gibi yürümeyen ÇED süreçleri, bu düzenlemeyle neredeyse tamamen devre dışı bırakılıyor,” diyerek, bu “sessiz kalarak onay” mekanizmasının projeleri denetimsiz bırakacağından endişe ediyor.

İki zıt kutup: Teklifi destekleyenler ve karşı çıkanlar ne diyor?

Yasa teklifi, toplumun farklı kesimlerini keskin bir şekilde ikiye bölmüş durumda.

Destekleyenlerin argümanları: ‘Enerji bağımsızlığı ve yatırım ortamı için şart’

Hükümet kanadı ve bazı sektör temsilcileri, düzenlemelerin Türkiye’nin bürokratik engelleri kaldırarak yatırımları hızlandıracağını savunuyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı yetkilileri, Türkiye’nin elektrikte dışa bağımlılığını azaltmak için yerli kömür gibi kaynakların tam kapasite kullanılmasının kritik olduğunu belirtiyor. Enerji Yatırımcıları Derneği (GÜYAD) Başkanı Cem Özkök ise, özellikle EPDK’ya verilen acele kamulaştırma yetkisi ve izin süreçlerinin hızlandırılmasını, “Yatırımcıların idari süreçlerde karşılaştığı zorlukların giderilmesi ve öngörülebilirliğin artırılması yönündeki taleplerimiz karşılık buldu,” sözleriyle olumlu bir adım olarak değerlendirdi.

Süper izin kurulu yetkileri ÇED süreci değişiklikleri Maden yasası zeytinlik düzenlemesiKarşı çıkanların argümanları: ‘Geri dönüşü olmayan ekolojik ve toplumsal yıkım’

TEMA, WWF-Türkiye, TMMOB gibi kuruluşlar, barolar ve muhalefet partileri ise teklifin “doğanın ve yaşam alanlarının yağmalanması” anlamına geldiğini savunuyor. Temel eleştiri, teklifin Türkiye’nin 2053 net sıfır emisyon hedefi gibi iklim taahhütleriyle çelişmesi, Anayasa’nın ilgili koruma maddelerini ihlal etmesi ve doğal karbon yutakları olan orman ve zeytinlikleri geri dönülemez şekilde tahrip etmesidir. WWF-Türkiye, teklifin gerekçesinde AB’nin yenilenebilir enerji rehberlerine atıf yapılmasının yanıltıcı olduğunu, zira “yenilenebilir enerji adına doğa tahribatının kabul edilemeyeceğini” ve AB’nin doğa koruma ilkeleriyle uyumlu bir geçişi önerdiğini vurguladı. Türkiye Barolar Birliği (TBB) ise teklifin çevre hukuku ilkelerini zedelediğini ve Anayasal ilkelerle bağdaşmadığını açıkladı.

Yeşil Haber değerlendirmesi: Olası sonuçlar ve Türkiye’nin yol ayrımı

TBMM’deki bu torba yasa teklifi, Türkiye’nin kalkınma politikaları ile çevre koruma arasındaki fay hattını yeniden gün yüzüne çıkarmış durumda. Teklif yasalaşırsa, kısa vadede madencilik ve enerji projelerinde bürokratik süreçlerin hızlanmasıyla bir ivmelenme yaşanabilir. Ancak orta ve uzun vadede, bu yasal değişikliklerin çevresel ve toplumsal maliyetinin ağır olma riski bulunuyor. Doğal alanların tahribatı, su kaynaklarının kirlenmesi ve tarımsal üretimin zarar görmesi gibi etkiler, geri dönüşü olmayan sonuçlar doğurabilir.

Hukuki cephede ise, muhalefetin yasayı Anayasa Mahkemesi’ne taşıma kararlılığı, uzun bir yargı sürecinin başlayacağını gösteriyor. Uluslararası alanda ise Türkiye’nin, Avrupa Yeşil Mutabakatı gibi süreçlere uyum sağlamaya çalıştığı bir dönemde, kömür madenciliği için zeytinlikleri feda eden bir yasa çıkarması, yeşil dönüşüm konusundaki kredibilitesine zarar verebilir. Sonuç olarak, bu yasa teklifinin akıbeti, sadece bugünün enerji ihtiyacını değil, gelecek nesillerin çevre hakkını ve Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınma rotasını da derinden etkileyecektir.

Sizce maden yasası teklifi Türkiye’nin enerji ve çevre politikalarını nasıl etkileyecek? Görüşlerinizi yorumlarda paylaşabilirsiniz.

İlgili haberler

 


Bir Cevap Bırakın

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz