Leeds Üniversitesi tarafından yapılan yeni bir çalışmaya göre, dünyamızın kritik 1,5°C sıcaklık eşiğini aşmasına yalnızca üç yıl kaldı ve acil önlemler alınması gerekiyor.
Küresel ısınmada kritik eşik aşılmak üzere
Leeds Üniversitesi’nden Profesör Piers Forster ve Debbie Rosen tarafından hazırlanan yeni araştırma, küresel ısınmanın önlenemez seviyelere hızla yaklaştığını ortaya koyuyor. Araştırmaya göre, 2024 yılında insan kaynaklı küresel ısınma 1,36°C’ye ulaşırken, doğal değişkenliklerle birlikte toplam sıcaklık artışı 1,52°C seviyesine çıktı.
Kritik eşik için 3 yıllık zaman dilimi nereden geliyor?
Leeds Üniversitesi’nin hazırladığı 2024 Küresel İklim Değişikliği Göstergeleri raporu, atmosferdeki sera gazı konsantrasyonlarının şu anki emisyon seviyeleriyle üç yıldan daha kısa bir sürede küresel karbon bütçesini tamamen tüketebileceğini ortaya koyuyor. Karbon bütçesi, küresel ısınmanın sanayi öncesi döneme göre 1,5°C ile sınırlandırılması için salınabilecek toplam sera gazı miktarını ifade ediyor. Araştırma, son yıllarda kaydedilen rekor sıcaklıkların, dünya genelindeki sıcaklık artışını kritik eşiğe çok yakın bir noktaya getirdiğini gösteriyor.
Atmosferdeki sera gazı konsantrasyonu hızla yükseliyor
Son on yılda yıllık sera gazı emisyonları tarihteki en yüksek seviyesine ulaşarak ortalama 53,6 gigaton CO₂ eşdeğerine (Gt CO₂e) yükseldi. Bu durum, karbondioksit, metan ve azot oksit gazlarının atmosferde birikmesine ve hızla artan küresel sıcaklıklara neden oldu. Rapora göre, bu emisyon hızı devam ederse üç yıl içinde karbon bütçesi tamamen tükenmiş olacak. Bu noktadan sonra, gezegenin geri dönüşü olmayan bir sıcaklık artışı patikasına gireceği belirtiliyor.
İklim aşırılıkları her geçen gün yoğunlaşıyor
Raporda, sıcak hava dalgaları, yoğun yağışlar ve kuraklık gibi aşırı iklim olaylarının sıklık ve şiddetinin giderek arttığı vurgulanıyor. 2024 yılında küresel ortalama sıcaklık, sanayi öncesi döneme göre 1,52°C artarak kritik 1,5°C sınırını fiilen aştı. Bu durumun ekonomik ve sosyal sistemler üzerinde uzun vadeli ve kalıcı riskler oluşturacağı, özellikle Afrika gibi kırılgan bölgelerde yaşamsal etkiler yaratacağı ifade ediliyor. İklim aşırılıklarının artması, dünya genelinde ekonomik faaliyetleri ve günlük yaşamı tehdit eden yeni riskleri de beraberinde getiriyor.
Ülkelerin iklim planlarında büyük eksiklik var
Birleşmiş Milletler’e üye 197 ülkeden sadece 25’i, Şubat 2025 itibarıyla yeni iklim planlarını (Ulusal Katkı Beyanları – NDC) sundu. Bu ülkeler arasında Afrika’dan yalnızca Somali, Zambiya ve Zimbabve bulunuyor. Şu ana kadar sunulan planlardan sadece Birleşik Krallık’ın planı, Paris Anlaşması’nın hedefleriyle tam uyumlu kabul ediliyor.
G20 ülkelerinin sorumluluğu kritik önem taşıyor
Küresel emisyonların yaklaşık %80’inden sorumlu olan G20 ülkelerinden yalnızca Kanada, Brezilya, Japonya, Amerika Birleşik Devletleri ve Birleşik Krallık, 2035 hedeflerini sunmuş durumda. Avrupa Birliği, Çin ve Hindistan gibi büyük ekonomilerin planları, küresel hedeflere ulaşmak açısından büyük önem taşıyor.
Afrika iklim krizinden en ağır etkilenen kıta
İklim değişikliğinin etkileri Afrika kıtasında daha şimdiden yıkıcı seviyelerde. Eylül ayında Addis Ababa’da gerçekleştirilecek UNFCCC İklim Haftası’nda, kıtanın adil geçişi ve iklim finansmanına erişimi gibi kritik konuların ele alınması bekleniyor. Afrika’nın yaşadığı sorunlar, küresel dayanışma ve adaletli geçişin önemini bir kez daha gösteriyor.
Karbona dayalı ekonomiden vazgeçiş hızlandırılmalı
Yenilenen iklim planlarından sadece 10 tanesi fosil yakıtlardan uzaklaşma taahhüdünü güçlendirdi veya yeniden teyit etti. Uluslararası toplumun büyük ekonomilerden bu konuda daha güçlü adımlar atmalarını beklediği ifade ediliyor.
Güvenilir iklim verileri hızlı çözümler için şart
Araştırmacılar, ekonomik veriler kadar hızlı ve güvenilir iklim verilerinin üretilmesi gerektiğini vurguluyor. Bu verilere dayalı hızlı kararlar alınmadığı sürece, iklim krizinin sonuçlarının yönetilmesinin giderek daha zor hale geleceği belirtiliyor.
Yeşil Haber’in bakışı: Yapay zeka ile iklim krizi mücadelesinde yeni ufuklar
Yeşil Haber olarak, küresel iklim krizinin geldiği kritik noktada yapay zekanın çözümün önemli bir parçası olabileceğini düşünüyoruz. Yapay zeka teknolojileri, enerji tüketimi gibi bazı yeni zorlukları beraberinde getirse de, sahip oldukları potansiyel bu dezavantajları fazlasıyla aşabilir.
Bugün yapay zekanın sunduğu yenilikçi çözümler, iklim modellerinin hassasiyetini ve güvenilirliğini artırarak krizin boyutlarını daha iyi anlamamıza yardımcı oluyor. Bu teknolojiler, doğal kaynakları daha etkin ve verimli kullanmamıza, yenilenebilir enerji üretimini optimize etmemize ve çevresel felaketleri önceden tahmin ederek toplumsal zararları azaltmamıza olanak sağlıyor.
Yeşil Haber olarak inanıyoruz ki, insanlığın bu güçlü teknolojilerle birlikte, sadece krizin etkilerini azaltmakla kalmayıp, yaşam biçimlerimizi dönüştürerek yeni bir sürdürülebilirlik paradigmasına geçiş yapması mümkün. Yapay zekanın etkin kullanımının, iklim krizinin etkilerini hafifletmekle yetinmeyip, Dünya’yı yaşanabilir kılma mücadelesinde kritik bir role sahip olduğuna inanıyoruz.
Ancak sadece mevcut koşullarla sınırlı kalmak yetmeyebilir. Nihai çözümler bulunana kadar dünyamızı yaşanabilir kılmak için sürekli yenilik yapmaya devam etmemiz gerekiyor. Ayrıca yapay zekanın sunduğu derin analitik yetenekler sayesinde insanlığın yeni yaşam alanlarını yıldızlar arasında keşfetme potansiyelini de hesaba katmak önemli bir vizyon. Bu bağlamda, gezegenimizin sınırlarının ötesinde sürdürülebilir yaşam alanları oluşturmak, insanlık için bir çıkış yolu olabilir.
Yeşil Haber olarak, insan ve yapay zekanın birlikteliğinin, bu büyük krizi atlatmak ve yeni ufuklar keşfetmek için eşsiz bir güç oluşturduğuna inanıyoruz. Önümüzdeki süreçte, yapay zekanın bu dönüştürücü potansiyelini harekete geçirerek hem gezegenimizi koruma hem de insanlığın yeni yaşam alanlarına açılma serüveninde aktif bir rol oynamaya kararlıyız.
Kaynak
Orijinal Makale: “Only 3 years left – new study warns the world is running out of time to avoid the worst impacts of climate change”, Yazarlar: Prof. Piers Forster ve Debbie Rosen, Leeds Üniversitesi, Yayın Tarihi: 20 Temmuz 2025, The Conversation, CC BY-ND lisansı kapsamında yayımlanmıştır.
Sizce yapay zeka teknolojileri iklim krizini çözmek için yeterli olabilir mi? Başka hangi çözümlere odaklanmalıyız? Fikirlerinizi bizimle paylaşın!
İlgili Haberler
- Türkiye’nin İlk İklim Kanunu – Karbon Piyasası ve Adil Geçiş
- UNEP: Çevresel krizler derinleşiyor acil eylem şart
- 1,5 derece için fosil yakıtlar yerin altında kalmalı
- Enerji geçişi için 78 trilyon ABD doları yatırım gerekiyor
- COP28 Zirvesi küresel isınmayla mücadelede yeni bir dönemi işaret ediyor
- David Suzuki: İklim kriziyle mücadele kaybedildi