Daniel Fırtınası, Eylül 2023’te Akdeniz bölgesine vurdu, Türkiye, Bulgaristan ve Yunanistan’ı sarsarak yüzde 40 daha fazla yağış getirdi.
World Weather Attribution’ın (WWA) kapsamlı bir raporuna göre, bu olayın şiddeti, insan kaynaklı iklim değişikliği nedeniyle 10 katına çıktı. Rapor, atmosferdeki artan karbondioksit seviyelerinin bu tür hava olaylarının sıklığını ve şiddetini artırabileceğini gösteriyor.
Akdeniz Bölgesi’nde iklim değişikliğiyle tetiklenen yağışlar
Eylül 2023’te, Akdeniz bölgesinde birkaç ülkede yoğun yağışlar kaydedildi. Özellikle Daniel adlı düşük basınç sistemi, Yunanistan ve Bulgaristan’da 4-7 Eylül tarihleri arasında çok şiddetli yağışlara neden oldu. Bu yağışlar sonucu, bölgede ciddi sel felaketleri yaşandı. Ayrıca Libya’da, iki büyük barajın yıkılması sonucu 10.000’den fazla kişi kayboldu.
Araştırmacılar, iklim değişikliğinin bu yoğun yağışların oluşma olasılığını ve şiddetini nasıl etkilediğini değerlendirdi. Bulgularına göre, özellikle Türkiye, Bulgaristan ve Yunanistan’da gözlemlenen bir olayın oluşma olasılığı, insan kaynaklı iklim değişikliği nedeniyle 10 kat daha olası hale geldi.
WWA Değerlendirmeleri
İspanya, Yunanistan, Türkiye, Bulgaristan ve Libya’da meydana gelen şiddetli sel, yoğun yağışların neden olduğu bir afetlerdi. İspanya’da bu yağışlar 24 saatten daha kısa bir süre içinde meydana gelirken, Libya’da tam 24 saat ve Yunanistan ile Türkiye’de 4 güne kadar sürdü. Libya ve İspanya için yıllık maksimum 1 günlük yağış miktarının tekrarlanma süresini WWA değerlendirdi ve merkezi Yunanistan ve yukarıda belirtilen daha geniş bölge için ise 4 günlük yağışın tekrarlanma süresine baktı. Değerlendirmenin özetinde, İspanya’daki olayın 10 ila 40 yılda bir, merkezi Yunanistan’daki olayın 80 ila 250 yılda bir, geniş GBT bölgesindeki olayın 5 ila 10 yılda bir ve Libya’daki olayın ise 300 ila 600 yılda bir gerçekleşen bir olay olduğu tespit edildi. Libya’daki olayın büyüklüğü, daha önce kaydedilmiş olayların çok dışında yer alıyor.
Bu tekrarlanma sürelerinin belirsizlikleri oldukça yüksek ve seçilen kesin bölgeye ve veri setine bağlı olarak değişiklik gösteriyor. WWA iklim değişikliğinin rolünü değerlendirmek için gözlem temelli ürünleri ve iklim modellerini birleştiriyor. Yunanistan’ın yanı sıra sel tarafından etkilenen Türkiye ve Bulgaristan bölgeleri üzerindeki 10 yılda bir 4 günlük olayın ve Libya üzerindeki 600 yılda bir 1 günlük maksimum yağış olayının olasılık ve şiddetindeki değişikliklerine bakılıyor. Yunanistan’ı ve Bulgaristan ile Türkiye’nin bazı bölgelerini içeren geniş bölge için, insan kaynaklı iklim değişikliğinin gözlemlenen bu tür bir olayı 10 kat daha olası ve %40 daha şiddetli hale getirdiğini ortaya koyuyorlar. Libya’da gözlemlenen olay, 1,2 °C daha serin bir iklimle karşılaştırıldığında 50 kat daha olası ve %50 daha şiddetli hale geldiğini tespit ediyorlar.
Bu tahminlerdeki belirsizlik yüksek ve herhangi bir tespit edilebilir değişikliğin olmadığı ihtimalini kapsamakta. Ancak, iklim değişikliğinin olayları daha olası hale getirdiğinden emin olmamız için birçok neden var: teorik olarak, mevcut ısınma seviyeleri göz önüne alındığında yağış yoğunluğunda yaklaşık %10’luk bir artışın bekleneceğini biliyoruz. Yunanistan’da bu, şiddetli sıcak dalgaları ve yangınlarla geçen bir yaz oldu. Libya’da, baraj arızalarının gece gerçekleşmesi, suyun yolunda olan herkes için riski artırdı.
Libya’daki süregelen çatışma ve devlet zayıflığı, selin etkilerini artırdı, baraj altyapısının zamanla bakımsız kalmasına ve bozulmasına neden oldu. Ayrıca, ülkenin karşı karşıya olduğu su kıtlığı ve aşırı hava koşulları gibi iklim meselelerine ilişkin ulusal adaptasyon planlamasını ve koordinasyonunu sınırlıyor. Libya’da bu ağır yağış olayı gibi aşırı yağışlardaki artışı ve aynı zamanda ortalama yağıştaki uzun vadeli düşüşü göz önünde bulundurarak altyapıyı tasarlamak ve bakımını yapmak zorunda olan bir zorlukla karşı karşıyayız; özellikle krizlerle boğuşan bir ülke için çok büyük bir çalışma gerekiyor.
Türkiye’de iklim değişikliği ve seller: Alınması gereken önlemler
Türkiye’de, altyapının zayıf olduğu bölgelerde, Daniel Fırtınası nedeniyle yaşanan seller can ve mal kaybına neden oldu. Masdaf Genel Müdürü Vahdettin Yırtmaç, bu tür olaylara karşı alınması gereken önlemlere dikkat çekiyor. Yırtmaç, kabinli atık su pompa sistemlerinin sel baskınlarına karşı etkili bir çözüm olduğunu belirtiyor. Bu pompa sistemleri, sel sularını hızla tahliye edebilir, böylece zararları azaltabilir.
Sadece Türkiye’de değil, dünya genelinde de milyonlarca insanı etkileyen bu tür doğal afetlerin önlenmesi için belediyelere büyük sorumluluklar düşüyor. Yeterli altyapı ve özellikle yeşil teknolojilere yapılan yatırımların, bu tür afetlerin etkilerini azaltabilir.