Hindistan’da çelik üretiminin iki katına çıkarılması planlanıyor, ancak bu durum hem ulusal net sıfır hedefini hem de küresel sera gazı azaltım çabalarını riske atabilir.
Dünya genelinde sera gazı salımının yaklaşık %9’u çelik sanayi kaynaklı. Uluslararası Enerji Ajansı’na (IEA) göre 2030 yılına kadar çelik üretim endüstrisinin, kapasitesinin %37’sinin düşük emisyonlu elektrik ark ocağı teknolojisine geçmesi gerekiyor. Ancak Global Energy Monitor‘ün (GEM) verileri, bu hedefin sadece %36’sına ulaşılabileceğini ve bu sapmanın önemli bir kısmının Hindistan kaynaklı olduğunu ortaya koyuyor. Global Energy Monitor, dünya genelindeki enerji projelerini izleyen ve şeffaflık ile sürdürülebilirlik odaklı analizler sunan bağımsız bir araştırma kuruluşu.
Yeni kapasite planlarının yarısı kömüre bağlı
Hindistan, artan iç talep ve altyapı projelerinin ihtiyacına yanıt olarak 2030’a kadar yıllık çelik üretim kapasitesini 200 milyon tondan 330 milyon tona çıkarmayı hedefliyor. Bu artış aynı zamanda ihracat potansiyelini de güçlendirmeyi amaçlıyor. GEM’e göre dünyada planlama aşamasındaki toplam 352 milyon tonluk yeni çelik kapasitesinin %40’ı Hindistan’da yer alıyor. Bu kapasitenin ise %50’den fazlası kömüre dayalı geleneksel yöntemlere dayanıyor. Bu durum, Hindistan’ı dünyada yeni kömüre bağlı çelik kapasitesi artışında, başı çeken ülke konumuna getiriyor.
Hindistan’ın çelik üretiminde yoğun karbon salınımı
Hindistan’da her bir ton çelik için ortalama 2.6 ton karbon dioksit salınıyor. Bu yüksek oran, başta kömüre dayalı yüksek fırın teknolojisinin yaygın kullanımı olmak üzere, düşük kaliteli hammaddeye bağımlılık ve hurda çelik kullanımının sınırlı olması gibi etkenlerden kaynaklanıyor. Bu oran dünya ortalamasından yaklaşık %25 daha yüksek. Bu farkın temel nedenleri ise şunlar: Ucuz yerli kömüre erişimin kolay olması, mevcut yüksek fırın filosunun nispeten yeni ve uzun ömürlü olması (20-25 yıl), doğal gaz ve çelik hurdası eksikliği ile hurda geri dönüşüm ekosisteminin halen kayıt dışı işliyor olması.
Planların sadece %8’i hayata geçti, yön değişikliği mümkün
Rapor yazarları, Hindistan’ın halen çelik stratejisini değiştirebileceğini belirtiyor. Planlanan kapasitenin yalnızca %8’i fiilen inşaat aşamasına gelmiş durumda. Bu da kalan yatırımların daha düşük emisyonlu alternatif teknolojilerle hayata geçirilmesi için önemli bir fırsat sunuyor. Elektrik ark ocakları, doğrudan indirgenmiş demir teknolojileri ve yeşil hidrojenle çalışan çelik üretim sistemleri bu dönüşümde ön plana çıkan seçenekler arasında yer alıyor. Bu da geri kalan büyük oranda gelişim hattının daha çevreci yöntemlere kaydırılması için bir fırsat olduğuna işaret ediyor.
Karbon vergileri Hindistan’ın rekabetini vurabilir
Her ne kadar Hindistan’da çelik ihracatı genel üretimin ufak bir bölümünü oluştursa da, Avrupa Birliği gibi pazarlarda yakında devreye girecek karbon sınır mekanizması bu ihracatı sekteye uğratabilir. Bu mekanizma, ithal edilen ürünlerin üretimindeki karbon salımı dikkate alınarak, Avrupa Birliği gibi pazarlarda ek vergiler uygulanmasını öngörüyor. Amaç, daha karbon yoğun üretim yapan ülkelerin düşük maliyetle rekabet avantajı sağlamasını engellemek. Uzmanlara göre Hindistan, uzun vadeli rekabet avantajı sağlamak adına kısa vadeli teknolojik yatırım maliyetlerini göze alarak çeliğini temizleştirme yoluna gitmeli.
Dünya için çelikte yeşil dönüşüme Hindistan damgası
Global Energy Monitor’de Küresel Demir ve Çelik Takibi projesinin yöneticisi olan Astrid Grigsby-Schulte, “Eğer Hindistan yeşil çelik üretimi planlarını artırmazsa, dünya genelindeki çelik sektörü hedeflerini tutturamayacak. Hindistan nasıl giderse, dünya da öyle gider” diyerek çağrıda bulundu.
Hindistan bir yandan 2070 net sıfır hedefini korurken, diğer yandan 500 GW yenilenebilir enerji hedefini de bu on yıl içinde hayata geçirmeyi planlıyor. Ancak çelik gibi karbon yoğun sanayilerin hızlı bir şekilde büyümesi, yenilenebilir enerjiyle elde edilen emisyon azaltımını dengeleyerek toplam emisyon artışına neden olabilir. Bu durum, Hindistan’ın 2070 net sıfır ve 2030 yenilenebilir enerji hedeflerinin tutarlılığını zedeleyebilir.
İlgili Makaleler
- Türkiye çelik sektörünün karbonsuzlaşması: Sorumluluk yüzde 7
- Yeşil çelik üretiminde Tosyalı V-Green ile düşük karbon ayak izi
- Yeşil çelik: Erdemir ve İsdemir 3,2 milyar dolarlık yeşil dönüşüme başlıyor
- EY Türkiye: Yeşil hidrojen analizi ve SKDM sektörel etkileri
- Çelik endüstrisine temiz enerji çağrısı