Çin Uluslararası Radyosu’nun (CRI) haberine göre, ABD Başkanı Donald Trump, ülkesini Paris Anlaşması’ndan çıkarmak için -muhtemelen bilerek- yanlış ve aldatıcı gerekçeler kullandı. Örneğin Çin’in ve Hindistan’ın dünyanın en büyük hava kirleticileri olduğunu öne sürmesi ve ABD’yi çevre mücadelesinin lideri gibi göstermesi yanlış ve haksızdı. Karbon salınım miktarları bu ters argümanlardan birisi.
AB Komisyonu’nun verilerine göre Çin, yılda 10,64 milyar ton gaz ile en yüksek hacimde karbondioksit üretiyor. Aynı türden üretim ABD için 5,17 milyar ton, Hindistan için 2,45 milyar ton. Ancak bu mutlak değerler ”kişi başına yıllık salınım” miktarlarına indirgenmezse bir şey ifade etmiyor. Bu ise toplam miktarın nüfusa bölünmesiyle bulunuyor.
ABD KİŞİ BAŞINA 16.07 TON KİRLETİCİYLE BİRİNCİ
Buna göre de, ABD kişi başına 16, 07 tonla kirletici ülkelerin başında geliyor. Çin’in 7,73 ton, AB ülkelerinin ortalama 6,87 ton, Hindistan’ın ise 1,87 ton yıllık salınımı var. Bir başka deyişle, dünya havasını kirleten ve ısınmaya neden olan gazlardan bir ABD yurttaşı, bir Çin yurttaşına veya bir Avrupalıya göre iki kattan fazla üretiyor; bir Hindistan yurttaşından 9 kat fazla gaz salınımı yaratıyor.
Dünya üzerinde kişi başına kirleticilik konusunda ABD yurttaşını geçen bir avuç ülke yurttaşı var: Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Kuveyt, Estonya… Bütün bu istatistik veriler Trump’ın “çevre mücadelesi liderliği” iddiasının tam tersinin geçerli olduğunu kanıtlıyor. Öte yandan Trump, COP21 Anlaşması uyarınca, kömür üretiminin yalnızca ABD’de yasaklandığını, Çin’in üretime devam edeceğini ileri sürüyor. Oysa bu anlaşma hiçbir konuda hiçbir yasaklama getirmiyor; yalnızca her ülke için belirli hedefler saptıyor.
Nitekim Çin, 2017 itibariyle, 100’den fazla kömürle çalışan enerji tesisinin yapımından vazgeçtiğini ilan etmiştir. Sera etkili -ısınmaya neden olan- gaz üreten bu türden fosil enerji kullanımının, Çin’de 2013’ten beri azalmakta olduğu bilinmektedir.