Abdi İbrahim, 1 Ocak’tan itibaren İstanbul Esenyurt Üretim Kompleksi’nde bulunan tüm üretim tesislerindeki enerji ihtiyacını güneş ve rüzgar enerjisi santrallerinden karşılayarak, yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanmaya başlayacak.

Şirketten yapılan açıklamaya göre, Abdi İbrahim Esenyurt Üretim Kompleksi’nde 2020 yılı enerji tüketiminin 44 milyon 405 bin 118 kilowatt saat enerjiye ulaşacağı tahmin ediliyor.

Abdi İbrahim yüzde 100 yenilenebilir enerji kullanımına geçmesiyle birlikte 15 bin 868 evin elektrik tüketimine eşdeğer olan enerjiyi yenilenebilir kaynaklardan karşılayacak. Ayrıca 9 bin 737 aracın karbon emisyon salımı önlenmiş olacak.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Abdi İbrahim Kamu İlişkileri ve Kurumsal İletişim Direktörü Dr. M. Oğuzcan Bülbül, Abdi İbrahim’in yenilenebilir enerji kullanımı uygulamasının ilk olarak üretimde başlayacağını, ardından kademeli olarak tedarik sürecinden ham madde alımına, pazarlama ve satış aşamasından son tüketiciye kadar devam eden tüm yolculukta uygulanarak, 2030 yılında şirketin karbon ayak izinin sıfıra getirilmesinin hedeflendiğini belirtti.

YÜZDE 100 YENİLENEBİLİR ENERJİ SEKTÖRDE İLK

Abdi İbrahim’in 2025 vizyonu kapsamında sürdürülebilirlik stratejisinde öncelikli alanları belirlediğini kaydeden Bülbül, sözlerini şöyle sürdürdü: “1500’den fazla paydaşımızla yaptığımız çalışma kapsamında Birleşmiş Milletler 2030 gündemini dikkate alarak Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarından 8’ine aynı anda dokunabilecek şekilde belirlediğimiz bu alanları şirketimizin 3 değeri olan cesaret, tutku ve sorumluluk altında kümeleyerek öncelikli faaliyet alanlarımızı belirledik.

Sorumluluk başlığı altında yer alan iklim değişikliği ve enerji yönetimi alanında somut ve model teşkil edecek bir adım atmak istedik. Türkiye’deki üretim tesisimizin tamamında kullandığımız elektriğin yenilenebilir olmasını sağladık. Abdi İbrahim bu adımıyla tüm üretiminde yüzde 100 yenilenebilir enerji kullanarak bu konuda sektöründe bir ilk olmayı başardı.”

SÜRDÜRÜLEBİLİR STRATEJİMİZİ GÖZDEN GEÇİRECEĞİZ

Bülbül, Türkiye’de kendi alanında uzun yıllardır devam eden liderliğin yanı sıra uluslararası pazarlarda da etki gücünü her geçen gün artıran bir şirket olarak, dünyayı yakından takip ettiklerini ve iş hedefleri ile sürdürülebilirlik hedeflerini uyumlandıracak çalışmalar yürüttüklerini belirtti.

Şirketin tüm faaliyetlerini sürdürülebilirlik, sürdürülebilir kalkınma ve kurumsal sosyal sorumluluk alanında bir guru olan John Elkington tarafından geliştirilen üç boyutlu bakış açısı Triple Bottom Line (TBL) ile planladıklarını aktaran Bülbül, “Bu sayede, şirketimizin performansını sadece hissedarlarımız için yaratılan pozitif finansal sonuçlarla değil, bunun yanında toplum ve çevre için yarattığımız pozitif etkileri de dikkate alarak ölçme şansına sahip oluyoruz.

Üç farklı açıdan şirketin elde ettiği sonuçları değerlendirmek, içinde bulunduğumuz ekosistemdeki tüm paydaşlara olan etkimizi daha geniş açıdan görebilmemizi, bu etkileri daha bütünsel olarak değerlendirebilmemizi ve şirket olarak sürdürülebilirlik stratejimizi gözden geçirerek önümüzdeki 5 ve 10 yıllık dönemde bu alanda atacağımız adımları daha net ve ölçülebilir hale getirebilmemizi sağlıyor.” diye konuştu.

“DÜNYANIN YAŞANABİLİR OLMASINI ÖNEMSİYORUZ”

Bülbül, 2020 yılı itibarıyla sürdürülebilirlik çalışmalarını hızlandıracaklarını belirterek, şunları kaydetti: “Çevrenin korunması, doğal kaynakların etkin kullanılması, atıklarımızın öncelikli olarak kaynağında azaltılıp ayrıştırılması, geri dönüşüme kazandırılması ve en uygun yöntemlerle bertaraf edilmesi, bunun yanı sıra topluma değer katan sosyal projelere zaman ve kaynak ayrılması iş stratejimizin vazgeçilmez parçaları olmaya devam edecek.

Sürdürülebilirlik hedeflerimize ulaşabilmek için lojistik aşamasında elektrikli araçlar ve elektrikli tırların kullanımı, ambalaj atıklarının azaltılabilmesi veya doğaya daha az zararlı yeni ambalaj türlerinin geliştirilebilmesi için Türkiye’nin bu alandaki en iyi şirketleri ve start-up’lar ile her kademede iş birlikleri arayışı içindeyiz.

Bunun dışında, CDP ve RE100 gibi şirketimizin sürdürülebilirlik alanındaki atılımını paylaşabileceği ve üyelerinin engin tecrübelerinden faydalanabileceği oluşumlara üye olmayı ve orta vadede şirketimize “B Corp Sertifikası” kazandırmayı diğer önemli hedeflerimiz olarak görüyoruz.

TÜRK ŞİRKETLERİNE İLHAM OLMAYI İSTİYORUZ

Bu platformlarda şirketimizi temsil etmeyi, yüzde 100 yerli ve 108 yıllık bir Türk ilaç şirketi olarak önemli bir sorumluluk olarak görüyoruz. Bunun yanı sıra bu hedeflerin, Avrupa ve ABD pazarına önümüzdeki dönemde yapacağımız yatırımlar açısından da bize değer katacağını düşünüyoruz.

Türkiye’de ilaç sektöründe birçok ilki başarmış olmanın verdiği güvenle, sürdürülebilirlik alanında atacağımız adımlarla gelecek nesillere daha yaşanabilir ve daha yeşil bir dünya bırakabilmeyi ve başta ilaç sanayi olmak üzere tüm Türk şirketlerine ilham olmayı arzu ediyoruz.”

Content Protection by DMCA.com

Bir Cevap Bırakın

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.