Küresel Denge Derneği’nin son raporu, İstanbul ve İzmir illerini etkileyen deniz seviyesi yükselmesinin olası etkilerini gözler önüne seriyor. İklim değişimi sonucu deniz seviyesinin yükselmesi, bu iki büyük şehrin çevresini saran denizlere kıyısı olan bölgeleri tehdit ediyor.
İstanbul’da 6 milyondan fazla insanın yaşadığı 120 km²’lik bir alanın sular altında kalma riski bulunurken, tarihi yapılar ve tatil bölgeleri de etkilenebilir. İzmir’de ise tarımsal üretimde sorunlar yaşanabilir. Bu rapor, iklim değişimi bağlamında İstanbul ve İzmir’deki deniz seviyesi yükselmesinin etkilerini inceleyerek, kıyı şehirlerinin geleceği için önemli uyarılarda bulunuyor.
İklim değişimi ve deniz seviyesi yükselmesi
Küresel Denge Derneği’nin raporuna göre, iklim değişimi nedeniyle buzullardaki erime ve deniz seviyesinin yükselmesi risk oluşturuyor. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) senaryolarına dayanarak hazırlanan rapora göre, yüzyılın ortasında deniz seviyesi 0,5 metre, yüzyılın sonunda ise 1 metre yükselebilir. Bu durum özellikle İstanbul ve İzmir gibi kıyı şehirlerini tehdit ediyor.
İstanbul’un riski
İstanbul, deniz seviyesi yükselmesinin etkilerini daha fazla hissedecek şehirlerden biri olarak öne çıkıyor. Özellikle Marmara Denizi’ne kıyısı olan ilçelerde yaşayan 6 milyondan fazla insan risk altında. Şehirde deniz seviyesindeki değişimden etkilenebilecek yaklaşık 120 km²’lik bir alan bulunuyor. Bu alanın neredeyse Maltepe ve Fatih ilçelerinin toplam yüzölçümüne eşdeğer olduğu düşünülüyor.
Rapora göre, İstanbul Boğazı boyunca yer alan tarihi yapılar, saraylar ve camiler deniz seviyesinin yükselmesinden etkilenebilir. Dolmabahçe Sarayı, Beylerbeyi Sarayı, Küçüksu Kasrı gibi önemli yapılar bu tehdit altındaki değerli mirasın sadece birkaç örneğini oluşturuyor. Bu yapıların korunması için kalıcı önlemler alınması gerekiyor.
Ayrıca, deniz seviyesinin yükselmesiyle birlikte İstanbul’un akarsularının bir kısmı sular altında kalabilir. Üsküdar İskelesi ve Kadıköy gibi bölgelerdeki iskelelerde de mühendislik tedbirlerine ihtiyaç duyulabilir.
İzmir ve tatil beldeleri
İzmir, deniz seviyesi yükselmesinin en çok etkileyeceği bölgelerden biri olarak öne çıkıyor. Özellikle İzmir Körfezi’nin bu değişimden ciddi şekilde etkileneceği belirtiliyor. Kordon’daki rıhtımın deniz dalgalarını kırma yeteneğini artırmak için önlemler alınmalıdır. Karşıyaka ve Mavişehir gibi bölgelerde de yeni önlemlere ihtiyaç olabilir.
Deniz seviyesindeki yükselme, İzmir’in tatil beldelerini de tehdit ediyor. Güzelbahçe, Sığacık Koyu, Alaçatı gibi plaj alanlarında daralmalar yaşanabilir. Gediz Deltası Kuş Cenneti gibi önemli doğal alanlar da risk altında bulunuyor.
Deniz suyu ve atıksular
Deniz seviyesinin yükselmesiyle birlikte, deniz suyunun yeraltı sularına karışması riski artıyor. Bu durum özellikle İzmir’deki tarımsal üretim için sorunlar yaratabilir. Ayrıca, raporda Karadeniz’e akan akarsuların deniz seviyesi değişikliğinden etkilenebileceği ve yer altı sularının tuzlanmasına neden olabileceği uyarısında bulunmakta.
Atıksu arıtma tesislerinin deniz seviyesi yükselmesinden etkilenebileceği de raporda vurgulanıyor. İstanbul’daki 16 atıksu arıtma tesisi ve İzmir’deki 20 atıksu arıtma tesisi, risk altında bulunan tesisler arasında yer alıyor.
Çağrı ve sonuç
Raporda, deniz seviyesi yükselmesinin etkilerini izlemek için fırtına kabarmalarına dair verilerin tutulmasının önemine vurgu yapılıyor. Ayrıca, merkezi ve yerel yönetimlerin şehirlerin iklim değişikliğine dayanıklı hale gelmesi için gerekli önlemleri alması gerektiği belirtiliyor.
Deniz seviyesi yükselmesi, ulaşım, kültür ve turizm, emlak, konaklama, yeme-içme ve sağlık gibi birçok sektörü etkileyecek. Bu nedenle, bu sektörlerin etkilerinin daha fazla araştırılması gerekiyor.
Son olarak, İstanbul ve İzmir gibi kıyı şehirlerinin deniz seviyesi yükselmesi sorununa dikkat çekilerek, bu konuda alınması gereken önlemler ve koordineli çalışmaların zorunluluğuna vurgu yapılıyor.
Etkinlikte belirtildiği gibi, bu rapor Türkiye’nin diğer kıyı şehirlerinde deniz seviyesi yükselmesinin etkilerini detaylı olarak incelemek için bir öncül çalışma.
Rapora buradan ulaşabilirsiniz.
Küresel Denge Derneği hakkında
Küresel Denge Derneği, çevre koruma ve iklim değişikliği ile mücadele alanında faaliyet gösteren bir sivil toplum kuruluşudur. 1996 yılından beri çevre bilincini artırmayı ve iklim değişikliği ile mücadeleyi desteklemeyi amaçlamaktadır. Dernek, Türkiye’nin farklı kesimlerinden uzmanların bir araya geldiği bir platform olarak çalışmaktadır ve çeşitli projelerle bu alandaki farkındalığı artırmayı hedeflemektedir.
