SİBEL AKBAY/ÖZEL HABER
Şişecam Topluluğu Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdürü Prof. Dr. Ahmet Kırman, grup olarak cam üretme süreci dahilinde enerji tüketirken verimli olmak için çaba gösterdiklerini, aynı zamanda da enerji tasarrufu sağlayan yeni ürünler ve projeler üzerinde çalıştıklarını kaydetti.
Kırman, Yeşil Haber’e verdiği özel röportajda, enerji yoğun bir sektör olan cam sanayinde faaliyet gösteren topluluğun 1980 yılından beri enerji verimliliği çalışmalarını ön plana çıkarttığını ve cam geri dönüşüm projelerinin de topluluğun bu kapsamda üzerinde durduğu çalışmalardan olduğunu vurguladı.
Türkiye’de cam dönüşüm oranının şu anda yüzde 19’lar civarında olduğunu ve bunun Avrupa’daki emsal oran olan yüzde 80-85’lere gelmesi için çaba gösterilmesi gerektiğini kaydeden Kırman, şöyle konuştu: “Cam dönüşüm oranını arttırmamız lazım. Bu Türkiye’de yapmamız gereken önemli işlerden biri. Şu an dönüşüm yapılan cam miktarı yaklaşık 145 bin tona denk geliyor. Önümüzdeki 5 yıllık dönemde dönüşüm oranının yüzde 45’e çıkartılması planlanıyor. Avrupa’da yüksek oranda cam dönüşümünün sağladığı enerji tasarrufu inanılmaz boyutta. Sürdürülebilir bir cam geri dönüşüm sistemi kurulmasıyla karbon salımı azalacak ve sağlanacak enerji tasarrufuyla ülke ekonomisine katkı artacak.”
Kırman, bu potansiyeli harekete geçirmek için Haziran 2016’da Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’yla (EBRD) cam dönüşüm bilincine odaklanan bir ortaklığı hayata geçirdiklerini belirtti. Şişecam ve EBRD’nin kurdukları, Şişecam Çevre Sistemleri AŞ adını taşıyan şirket, cam atığı toplama ve geri dönüşüm firmalarının modernizasyonunu hızlandıracak desteğin yanı sıra sektöre know-how sağlamayı hedefliyor.
22 İLDE 145 İLÇE BELEDİYESİYLE İŞBİRLİĞİ
Aynı zamanda cam dönüşüm projeleri kapsamında 22 ilde 145 ilçe belediyesiyle cam atıklarını ayrıştırmak üzere iş birlikleri yapıldığını ve 16 bin 700 cam kumbarasının belediyelere hibe edildiğini kaydeden Kırman, “Cam, çöp olarak gömüldüğü zaman toprağa karışmıyor. Aslında bir anlamda milli servet gömülmüş oluyor. Ama cam, dönüşümüyle bize müthiş bir enerji ve para tasarrufu sağlayabilecek bir madde. Bu potansiyeli ekonomiye kazandıracak gelişimlere imza atacak çalışmaları hızlandırmak lazım” diye konuştu.
Yaptıkları çalışmalar sonucu üretimde cam kırığı kullanım oranının yüzde 8’den yüzde 19’a çıktığını ve 28 bin 500 konutun ısınma ve sıcak su ihtiyacını karşılayacak seviyede enerji tasarrufu sağlandığını vurgulayan Kırman, cam dönüşüm oranının yüzde 10 artması durumunda, hammadde maliyetinde yüzde 12, enerjide ise yüzde 2.5 oranında bir tasarruf artışı sağlandığını vurguladı.
ŞİŞECAM GENEL MERKEZİ’NDE DE YEŞİL ENERJİ
Şişecam Topluluğu’nun sürdürülebilir ve yeşil enerji konusundaki çabalarının, ofis alanları konusunda da devam ettiğini vurgulayan Kırman, grubun geçen yıl eylül başı itibariyle taşındığı Tuzla’daki Şişecam Genel Merkezi’nin sürdürülebilir kriterlere göre tasarlanan çevre dostu yeşil bina olduğunu ve “LEED Gold” sertifikası adayı olduğunu kaydetti.
Leadership in Energy and Environmental Design’ın (LEED) çevre dostu bina yapımını ve çevreye etkilerini göz önüne alarak bütünsel bir yaklaşımla inceleyen bir değerlendirme ve sertifikasyon sistemi olduğunu vurgulayan Kırman, Genel Merkez binasının bu sertifikayı alma sürecini yakında tamamlayacağını belirtti.
YÜZDE 30 SU TASARRUFU SAĞLANIYOR
Birbiriyle bağlantılı üç ayrı bloktan oluşan Şişecam Genel Merkezi’nde verimli armatür kullanılması ile yüzde 30’un üzerinde su tasarrufu sağlanıyor. Yeşil alanların sulamasında az su isteyen iklime adapte olmuş bitkiler kullanılıyor ve damlama sulama sistemleri de kullanılarak sulamaya harcanan miktar azaltılıyor.
Şişecam Genel Merkezi’nin bina kabuğu ve cam seçimleri, verimli aydınlatma armatürlerinden, gün ışığı ve varlık sensörleri gibi uygulamaların tasarıma entegre edilmesine, verimli mekanik cihaz seçimlerine kadar geniş bir yelpazede değerlendirilmiş. Yapılan saatlik simülasyon sonucuna göre, yıllık doğalgaz ve elektrik tüketiminin yüzde 20’nin üzerinde azalacağı öngörülüyor.
“Binanın tasarımında sadece dış cephede değil, hem şeffaflığı arttırmak, hem de tasarruf ilkelerine uymak için, iç alanlarda da cam odalar, cam bölmeler oluşturduk.” diyen Kırman, şöyle devam ediyor: “Bütün bu tasarım süreçleri sayesinde ‘yemyeşil’ bir bina elde ettik. Şişecam Genel Merkezi’nde enerji tasarrufu akıllı ışık sistemi ve kullanılan özel camlar ile en üst düzeye ulaşıyor. Hem dekorasyon ve estetik, hem de enerji tasarrufu açısından avantaj sağlayan birçok farklı düzcam ürünümüze de ev sahipliği yapan yeni yerleşkemiz, camın farklı kullanım şekillerine yönelik bir sergileme alanı olma özelliği de taşıyor.”
Şişecam’ın Gebze-Çayırova’da bulunan araştırma geliştirme (AR-GE) merkezinin de LEED GOLD sertifikasına sahip yeşil bir bina olduğunu dile getiren Kırman, 40 milyon TL’yi aşan bir yatırımla 2014 yılında faaliyete geçen merkezin 3. Uluslararası Yeşil Binalar Zirvesi’nde yeşil bina adayı olarak “Gold” ödülünü de layık görüldüğünü belirtiyor.
MERSİN’DE ÇATIYA GÜNEŞ ENERJİSİ SANTRALİ
Şişecam’ın enerji geri dönüşümü ve verimliliği çalışmalarının yanı sıra, kendi yüksek enerji ihtiyacını karşılayabilmek için yenilenebilir yöntemlerden faydalandığını belirten Kırman, Mersin’deki düzcam fabrikalarının çatısına 6 megavat gücünde güneş enerjisi santrali kurulacağını ifade ediyor.
Kırman, Mersin’deki fabrikada 2017’nin ilk çeyreğinde montaj çalışmalarının başlamasının planlandığını, montaj tamamlandığında çatı üzerine monte edilmiş santraller arasında dünyadaki en büyük beş projeden biri olacağını belirterek, “Böylece fabrikamız yenilebilir enerjiden elektrik üretecek” diyor.
Şişecam’ın 2003 yılından bu yana güneş enerjisi sektörüne yönelik güneş kolektörleri ve güneş panellerinin en üst katmanı olan cam malzemesini ürettiğini belirten Kırman, şunları kaydediyor: “Şişecam’ın ürettiği camların güneş ışınlarını geçirgenliği yüzde 90-95 oranında. Güneş enerjisi kullanımında katedilen mesafeler arttıkça, bu konudaki teknolojik gelişmeler de daha farklı boyutlara gelecek. Örneğin binalar şeffaflığı bozmayacak şekilde güneş enerjisinden elektrik üretebilen camlarla kaplanabilecek. Hatta binanın kendisini ısıtıp soğutabilen bir cam sistemiyle de kaplanması mümkün olabilecek.”
DAHA FAZLA AR-GE ÇALIŞMASI ZORUNLU
Aynı zamanda ısının geçirgenliğini azaltan, görüşü arttıran, içerideki soğutma ve ısıtma ihtiyacını azaltan anti-reflektif (AR) kaplamalı cam ürünleri ürettiklerini de belirten Kırman, otomotive yönelik olarak da güneşin ısı etkisini azaltmaya yönelik, daha hafif camlarla aracın ağırlığını azaltarak, yakıt tasarrufu yapılmasını sağlayan, sunroof’ları elektrik üretebilir hale getiren camlar üzerinde de çalıştıklarını kaydediyor.
Camların özellikleri ve geçirgenliklerinin görünüm ve enerji tasarrufu açısından ayarlanabilir olmaya doğru gelişim göstermesinin, Şişecam için mutlaka yeni ürünler geliştirmeyi zorunlu kılan bir faktör olduğunu kaydeden Kırman, bu konuda özellikle düzcamda çalışmalar yaptıklarını vurguluyor.
Şişecam’ın, Türkiye’de kendi isimlendirildiği bir kavram olan Isıcam’daki teknolojik gelişmelerin, düzcamdaki gelişmelere paralel olarak gittiğini vurgulayan Kırman, şunları kaydediyor: “Binalarda daha aydınlık ve ferah mekanlar yaratabilmek için, cam kullanımı artmakta. Cephelerin tamamı camla kapatılabiliyor. Çok ilginç bir geleceğe beraber yürümemiz anlamına gelen yol gösterici örnekler bulunuyor. Binalarda cam kullanımı yalnızca görünüş olarak değil aynı zamanda enerji tasarrufu açısından çok büyük yararlar sağlıyor. Camın güneş ışınlarını geçirmesine yönelik yapacağınız bazı uygulamalarla yaratacağınız enerji tasarrufu hiç düşünmediğiniz boyutlara gidebiliyor. Bu tarz teknolojik gelişmelerle binanın kışın daha az soğumasına ya da yazın fazla ısınmasına engel olabiliyorsunuz. Böylece daha az ısıtma ya da daha az klima kullanımı yaparak enerji tasarrufu sağlayabiliyorsunuz.”
KENDİ İHTİYACI İÇİN ŞİŞECAM ENERJİ
Ahmet Kırman, Şişecam’ın cam üretmede dünyadaki 3 büyükten biri olma amacı doğrultusunda, enerji maliyetlerinin azaltılmasının rekabet gücüne önemli katkı sağladığını ve topluluğun bu amaçla 2014’te Şişecam Enerji AŞ’yi kurduğunu belirtiyor.
“Şişecam Enerji’nin faaliyetlerini bulunduğumuz her coğrafyaya yaymayı amaçlıyoruz,” diyen Kırman, şunları kaydediyor:
“Şişecam Enerji, Şişecam fabrikalarının enerji ihtiyacının karşılanmasında etkin rol oynuyor. Daha akılcı, istikrarlı, uzun vadede ekonomiye daha düşük maliyetlerle katkıda bulunma amacıyla gaz tedarik etme amacı içeren bir şirket. Biz büyük bir enerji tüketicisi olarak, enerji üretimini daha ucuz ve sağlıklı bir maliyet yapısına kavuşturmayı hedefliyoruz. Maliyeti aşağı düşürerek ürettiğimiz mallara olan yansımayı makul seviyeye indirmeyi hedefliyoruz. Ayrıca Türkiye’nin bir enerji ithalatçısı olduğunu düşünürsek, ülkemizin dışarıya olan enerji ihtiyacının daha aza indirgenmesine katkıda bulunmak istiyoruz.”
ŞİŞECAM TOPLAM 284 MW’LİK İKİ SANTRAL İŞLETİYOR
Ergitme teknolojisinin kullanıldığı bir sektör olan cam sanayinde genel olarak enerjinin üretim maliyetlerindeki payının yüzde 20 seviyesinde olduğunu belirten Kırman, topluluğun bu kapsamda 1980 yılından bu yana enerji verimliliği çalışmalarını ön plana çıkarttığını vurguluyor.
Kırman “Şişecam ülkemizde otoprodüktör olarak 1996’da kendi ihtiyacını karşılamak amacıyla elektrik üretimine başlayan ilk sanayi kuruluşlarından biri olmuştur. Bugün elektrik piyasasında hem üretici hem de tüketici olarak aktif bir oyuncuyuz” diye konuşuyor.
Şişecam’ın hali hazırda yurt içinde iki elektrik üretim santrali bulunmakta. Bunlardan 32 megavat kurulu güce sahip Trakya Bölge Santrali, 1996’da Lüleburgaz bölgesindeki cam üretim tesislerine ulusal şebeke bağlantısı olmadan doğrudan bağlı nakil hatlarıyla kesintisiz elektrik sağlanması amacıyla kuruldu.
Mersin Kojenerasyon Santrali ise 252 megavat kurulu güce sahip ve Soda Sanayii AŞ bünyesinde faaliyet gösteriyor. Mersin santrali, soda külü üretim prosesinin ihtiyaç duyduğu buharın yarattığı sinerji sayesinde yüksek termik verimliliğiyle Türkiye’de işletmedeki en büyük kojenerasyon santrali.