Polat Enerji, rüzgar ve güneş enerjisiyle hibrit bir güç oluşturuyor.
Türkiye’nin yenilenebilir enerji sektörü liderlerinden Polat Enerji, Kırşehir’in Mucur ilçesinde yer alan Geycek Rüzgar Enerji Santrali’ne (RES) güneş enerjisi ekleyerek toplam kapasiteyi artırmayı hedefliyor. Bu adımla, Geycek RES’in 168 MW olan mevcut kapasitesi, 47 MW gücünde bir güneş enerjisi santrali (GES) yatırımıyla desteklenecek. Proje tamamlandığında, Geycek’in toplam kurulu gücü 215 MW’a ulaşacak.
Hibrit enerji yatırımlarıyla güçlenen yenilenebilir enerji üretimi
Rüzgar ve güneş enerjisinin bir araya gelmesiyle enerji üretiminin sürekliliği sağlanacak ve kesintisiz bir şekilde enerji şebekesine katkı yapılacak. Hibrit santrallerin kurulması, hem enerji arz güvenliğini sağlamada önemli rol oynayacak.
Geycek Rüzgar Enerji Santrali’nin bu yatırımı, sadece enerji üretimini artırmakla kalmayıp aynı zamanda Polat Enerji’nin yenilenebilir enerji alanındaki öncü konumunu da pekiştiriyor.
Polat Enerji’nin geçmişi ve projeleri
2000 yılında kurulan Polat Enerji, yenilikçi ve çevreci enerji çözümleri sunmayı hedefleyen bir vizyonla Türkiye’de faaliyet gösteriyor. Şirketin bugünkü toplam kapasitesi 7081 MWe / 7562 MWm ulaşmış durumda. Türkiye genelinde 5 rüzgar ve 1 güneş enerjisi santrali işleten Polat Enerji, Türkiye’nin rüzgar enerjisi kapasitesinin yaklaşık %6’sını oluşturuyor.
Polat Enerji’nin portföyünde yer alan önemli projelerden biri de Türkiye’nin en büyük, Avrupa’nın ise yedinci büyük rüzgar enerji santrali olan Soma RES. Soma RES, 2009 yılında devreye alındı ve sonrasında Seyitali RES, Poyraz RES ve Geycek RES gibi projelerle Polat Enerji’nin sektördeki toplam gücünü artırdı. 2019 yılında ise şirketin ilk güneş enerjisi santrali olan Cıngıllı GES devreye girdi.
Hibrit projeler enerji üretiminde süreklilik sağlıyor
Hibrit enerji projeleri, enerji üretiminde sürekliliği sağlamak açısından büyük önem taşıyor. Geycek Rüzgar Enerji Santrali’nde hayata geçirilen hibrit sistem, rüzgar ve güneşin bir araya gelmesiyle enerji üretimini daha da istikrarlı hale getirecek. Bu sayede şebekeye daha kesintisiz bir enerji akışı sağlanacak ve Türkiye’nin enerji arz güvenliğine katkıda bulunulacak.
Gelecekte bu tür projelerin enerji depolama çözümleri ile entegre edilmesi, üretim fazlası enerjinin depolanarak daha verimli kullanılmasına olanak tanıyabilir. Bu adımlar, yenilenebilir enerji kaynaklarının tam potansiyelini ortaya çıkarmak için önemli fırsatlar sunuyor.
