Müsilaj sorunu Marmara Denizi’ni tehdit ediyor. Atık arıtma tesislerinin iyileştirilmesi ve yeni yatırımların yapılması kritik önem taşıyor.
Müsilajın Marmara Denizi’nde yeniden ortaya çıkışı
Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı, Marmara Denizi’nde müsilajın Erdek Körfezi’nde yeniden başladığını ve Aralık 2024 itibarıyla İzmit Körfezi’ne kadar yayıldığını belirtti. “Müsilaj, Marmara’nın yüzeyden itibaren 30 metre derinliğini örümcek ağı gibi sarmış durumda,” dedi.
Yetersiz atık arıtma tesisleri ve derin deşarj sorunu
Prof. Dr. Sarı, Marmara Denizi çevresindeki 25 milyon nüfusun atıklarının sadece %51,7’sinin ileri biyolojik arıtmadan geçirildiğini, geri kalan kısmın ise arıtılmadan denize bırakıldığını vurguladı. “Doğru uygulanmayan derin deşarj sistemi, kirliliği Karadeniz’e taşıyacağı düşüncesiyle yanlış bir uygulama olarak devam ediyor,” ifadelerini kullandı.
Uzmanlardan gelen çözüm önerileri
İleri biyolojik arıtma tesislerinin yaygınlaştırılması
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, belediyelere ileri biyolojik atık su arıtma tesislerini kurmaları konusunda çağrıda bulundu. Ancak bu tesislerin kurulumu konusunda yavaş ilerleme kaydediliyor. Özellikle azot ve fosfor giderimi sağlayan sistemlerin eksikliği, müsilajın başlıca nedenleri arasında yer alıyor.
Enerji verimli ve yenilikçi arıtma teknolojileri
İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. İsmail Koyuncu, Prof. Dr. İzzet Öztürk, Prof. Dr. Mustafa Yanalak, Prof. Dr. Özcan Arslan, Doç. Dr. Ebru Dülekgürgen, Doç. Dr. Mustafa Evren Erşahin ve Dr. Öğr. Üyesi Türker Türken, Marmara Denizi’ndeki müsilaj sorununa yönelik disiplinlerarası bilimsel yaklaşımlar ve yenilikçi teknolojilerin kullanılmasını öneriyorlar. Özellikle atık su arıtma tesislerinde geri kazanıma öncelik verilmesi gerektiğini vurgulayan uzmanlar, yenilikçi, az yer kaplayan ve enerji verimliliği yüksek arıtma proseslerinin uygulanmasını tavsiye etmektedir. Ayrıca, ileri biyolojik arıtma tesislerinden çıkan suların kentsel yeşil alanların sulanması veya endüstride kullanılmasıyla, denize deşarj edilen atık su miktarının azaltılması hedefleniyor.
STK ve kamu işbirliği ile acil eylem planı
Prof. Dr. Sarı, Marmara Denizi’ni kurtarmak için sivil toplum kuruluşları, yerel ve merkezi yönetimlerin işbirliği içinde hareket etmesi gerektiğini belirtti. “Hep birlikte Marmara Denizi’ni atık çukuruna dönüştürdük. Şimdi bu hatayı düzeltmek için ortak bir eylem planı oluşturma zamanı,” dedi.
Harekete geçmek için kaybedecek zaman yok
Müsilajın sadece ekolojik değil, aynı zamanda ekonomik etkileri de büyük. “Eğer yaz aylarında müsilaj deniz yüzeyini kaplarsa turizm sektörü ve balıkçılık ciddi zarar görecek. Kaybedecek tek bir günümüz yok,” diyerek Sarı, acil tedbirlerin alınması gerektiğini vurguladı.
Marmara Denizi’ni korumak için ortak çaba
Marmara Denizi’ni kurtarmak için atık arıtma tesislerinin iyileştirilmesi, ileri biyolojik arıtmanın yaygınlaştırılması, ve derin deşarj uygulamalarının doğru bir şekilde yapılması şart. Bunun yanı sıra kamu, özel sektör ve bireylerin ortak çabasıyla ekosistemin korunması mümkün olabilir. Şimdi harekete geçmek için en doğru zaman.
İlgili Makaleler
- Müsilaj Marmara Denizi’nde yeniden gündemde
- İstanbul Boğazı’ndaki deniz çayırları korunuyor
- İTÜ’den müsilaj sorununa 10 çözüm önerisi
- Marmara Denizi Günü’nde mercanların senfonisi
Bu gönderiyi Instagram’da gör