TEİAŞ’ın 28 Kasım 2025 tarihli duyurusu ve güncellenen kapasite tabloları, lisanssız GES ve RES projeleri için hem iletim hem dağıtım seviyesinde Türkiye genelinde hala sıfır MW yeni kapasite bulunduğunu gösteriyor.
Hızlı bakış
- TEİAŞın 28 Kasım 2025 tarihli duyurusu, lisanssız GES ve RES projeleri için hem iletim hem dağıtım seviyesinde Türkiye genelinde sıfır MW yeni kapasite bulunduğunu gösteriyor.
- İletim seviyesinde Uşak, Karaman, Kastamonu ve Bursa gibi illerde yapılan lisanssız başvurular, bölgesel kapasite kısıtı gerekçesiyle teknik değerlendirmeye alınmadan reddediliyor.
- Dağıtım seviyesinde güncellenen transformatör merkezi bazlı tablo, 81 ilde ve OSB hatlarında tahsis edilebilecek güncel kapasitenin 0,00 MWe olduğunu ortaya koyuyor.
- Kapasite kilidi, çatı ve saha GES yatırımlarıyla enerji maliyetini düşürmek isteyen küçük ve orta ölçekli işletmeler için ciddi bir finansman ve planlama engeli yaratıyor.
- Beş ayı bulan sıfır kapasite süreci, yerli tedarik zinciri ve EPC firmaları üzerinde baskı oluştururken, şebeke yatırımları ve kapasite planlaması yapılmadan sorunun kalıcı hâle gelme riskini taşıyor.
Beşinci ayın sonunda tablo değişmedi ve kapasite hala sıfır
Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliği kapsamında TEİAŞ tarafından yayımlanan son duyuru, lisanssız güneş ve rüzgar projeleri için 2025 yılında yaşanan kapasite kilidinin beşinci ayında da devam ettiğini ortaya koyuyor. Kurumun 28 Kasım 2025 tarihli değerlendirme raporları, ekim ayı boyunca iletim sistemine yapılan başvuruların tamamının kapasite kısıtı gerekçesiyle reddedildiğini ve dağıtım seviyesinden transformatör merkezi bazlı güncellenen kapasitelerin 81 ilde sıfır MW olarak kaldığını teyit ediyor.
Yeşil Haber olarak Kasım başında yayımladığımız lisanssız üretimde sıfır kapasite analizinde, Temmuz ayından bu yana süren bu sıkışmayı “geçici mi, yapısal mı?” sorusuyla irdelemiştik. Bugün geldiğimiz noktada beş aylık periyotta tablo değişmediği için, lisanssız üretim piyasasındaki kapasite krizinin artık istisnai bir durum değil, kısa vadeli bir norm hâline geldiğini söylemek mümkün.
İletim seviyesinde yapılan başvurular kapasite kısıtı gerekçesiyle reddedildi
TEİAŞ’ın “Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliği kapsamında iletim sistemine güneş ve rüzgar kaynaklı bağlantı başvuruları teknik değerlendirme raporu” ekim dönemi için sadece birkaç başvuruyu listeliyor. Bunların tamamı için tahsis edilen kapasite sütununda 0 MWe yer alıyor ve gerekçe sütununda “bölgesel kapasite kısıtı nedeniyle evrak ve teknik değerlendirmeye alınmamıştır” ifadesi bulunuyor. Uşak, Karaman, Kastamonu ve Bursa gibi illerde 3,8 MW ile 45 MW arasında değişen başvuruların hiçbirinin değerlendirmeye alınmaması, iletim seviyesindeki boşluğun da fiilen kapalı olduğunu gösteriyor.
Bu tablo, ölçek olarak orta ve büyük kabul edilebilecek 10–50 MW bandındaki lisanssız başvurular için dahi şebekede yer açılmadığını ortaya koyuyor. Başka bir deyişle, yatırımcıların iletim seviyesinde lisanssız yatırım yapma kanalı pratikte tamamen kapanmış durumda.
Dağıtım seviyesinde 81 ilde güncel kapasite 0,00 MWe
Lisanssız üretim için asıl yoğunluklu başvuru sahası olan dağıtım gerilimi seviyesinde durum daha da net. TEİAŞ’ın “Dağıtım seviyesinden transformatör merkezi bazlı tahsis edilen lisanssız üretim kapasiteleri doğrultusunda güncellenen kapasiteler” tablosu, 28 Kasım 2025 itibarıyla her il ve her transformatör merkezi için tahsis edilebilecek güncel kapasite sütununda 0,00 MWe değeri gösteriyor. Adana’dan Ağrı’ya, Ankara’dan İzmir’e, OSB içi transformatör merkezleri de dahil olmak üzere 19 sayfalık listede tek bir pozitif rakam bulunmuyor.
Bu durum, çatı GES, fabrika sahası GES, tarımsal sulama GES’i veya küçük ölçekli RES gibi dağıtım seviyesinden bağlanmak isteyen tüm lisanssız projelerin, en azından kısa vadede yeni bir kapasite penceresi açılmadan bağlantı imkânına sahip olmadığını gösteriyor. Kapasite sıfırlandığı için, yatırımcıların başvuru yapsalar dahi teknik olarak sisteme kabul edilmeleri mümkün görünmüyor.
Küçük ve orta ölçekli yatırımcı sıkışan kapasitenin asıl yükünü taşıyor
Lisanssız üretim alanındaki kapasite kilidi, segmentler arasında eşit etkiler yaratmıyor. Büyük ölçekli enerji şirketleri, YEKA yarışmaları, lisanslı projeler veya farklı finansman modelleri üzerinden alternatif rotalar bulma esnekliğine sahip. Buna karşılık, 1–5 MW bandında çatı veya saha GES kurmak isteyen küçük ve orta ölçekli sanayi işletmeleri, tarım işletmeleri ve OSB içi firmalar için lisanssız kanal çoğu zaman tek gerçekçi seçenekti.
Bugün gelinen noktada, çatı GES ile elektrik faturasını dengelemek, üretim maliyetini öngörülebilir hâle getirmek veya karbon ayak izini düşürmek isteyen işletmeler, dağıtım seviyesindeki sıfır kapasite nedeniyle fiilen beklemeye alınmış durumda. Bankalar, bağlantı hakları netleşmeden uzun vadeli finansman paketlerini kesinleştirmek istemiyor. EPC şirketleri ise bağlantı imkânı olmayan projeler için sözleşme yapmaktan kaçınıyor. Bu da lisanssız üretim piyasasında, küçük ve orta yatırımcıdan başlayan bir güven erozyonu yaratıyor.
GES ve RES tedarik zinciri için görünmeyen maliyet
Beş aydır devam eden kapasite kilidinin sadece yatırımcı tarafında değil, tedarik zincirinde de etkileri görülmeye başladı. Panel üreticileri, inverter tedarikçileri ve montaj ekipmanları sağlayıcıları için iç pazar siparişleri yavaşlıyor. EPC firmaları yeni iş alamadığı için ekiplerini korumakta zorlanıyor. Lisanssız üretim üzerinden ölçek kazanmayı planlayan küçük ve orta ölçekli yerli teknoloji şirketleri, talep daralması nedeniyle yatırım erteleme kararı almak zorunda kalıyor.
Kısa vadede bu durum, projelerin sadece ötelenmesine yol açabilir; ancak kilidin uzaması hâlinde, yerli tedarik zincirinin bir bölümünün tamamen piyasadan çekilmesi riski ortaya çıkıyor. Bu da Türkiye’nin orta vadede yeniden dışa bağımlı, sadece ithal ekipmana dayanan bir GES ve RES piyasasına geri dönmesi anlamına gelebilir.
Şebeke yatırımları, planlama ve kapasite tahsisi ilişkisi
TEİAŞ ve dağıtım şirketlerinin perspektifinden bakıldığında, kapasite kısıtlarının arkasında ciddi şebeke güvenliği kaygıları olduğu açık. Bölgesel kısıtlar, iletim hatlarının yüklenmesi, kısa devre seviyeleri ve gerilim profilleri gibi başlıklar, kapasite tahsisini doğrudan belirliyor. Ancak bu teknik gereklilikler, şebeke güçlendirme yatırımları ve lisanssız kapasite planlamasının bütüncül bir yol haritasına bağlanmadığı sürece, yatırımcı tarafında “neden sürekli sıfır?” sorusuna tatmin edici bir cevap üretmiyor.
Önümüzdeki dönemde, hangi bölgelerde hangi yıllarda ne kadar lisanssız kapasite açılacağına ilişkin çok yıllı bir takvim paylaşılması, hem yatırımcı güvenini hem de tedarik zincirinin planlama kabiliyetini güçlendirebilir. Aksi halde, her yeni TEİAŞ duyurusunda “bu ay da sıfır” sonucu ile karşılaşmak, piyasanın uzun vadeli motivasyonunu zayıflatacaktır.
Şebeke yatırımları ve dünya bankası kaynaklı iletim dönüşümü
Lisanssız üretimde beş aydır devam eden kapasite sorununun temel nedenlerinden biri, iletim ve dağıtım altyapısındaki yapısal sınırlılıklar olarak öne çıkıyor. Bu çerçevede Türkiye’nin yüksek kapasiteli iletim hatları, güç elektroniği tabanlı kontrol sistemleri ve HVDC teknolojileri için planladığı yeni yatırım programları dikkat çekiyor.
Dünya Bankası tarafından sağlanması beklenen yaklaşık 6 milyar dolarlık finansman paketi, Türkiye’nin HVDC tabanlı iletim omurgasını güçlendirmeye yönelik en kapsamlı adımlardan biri olarak değerlendiriliyor. Bu kapsam TEİAŞ’ın hat kapasitesini artırma, gerilim kararlılığını iyileştirme ve yenilenebilir enerji entegrasyonunu hızlandırma hedefleri ile örtüşüyor. Ayrıntılar için bkz: Türkiye HVDC iletim yatırımı 6 milyar dolar.
Buna ek olarak TEİAŞ’ın Dünya Bankası destekli 750 milyon dolarlık iletim dönüşümü projesi, özellikle bölgesel kısıtlara sahip alanlarda trafo merkezi modernizasyonu, hat yenileme çalışmaları ve sistem esnekliği çözümlerini kapsıyor. Bu yatırım programı, lisanssız GES ve RES projeleri için gelecekte yeni kapasite pencereleri açılabileceğine işaret ediyor. Ayrıntılar için bkz: TEİAŞ dünya bankası iletim dönüşümü 750M takip.
Bu çerçevede, lisanssız üretimde yaşanan kapasite kilidinin uzun vadede aşılabilmesi için şebeke güçlendirme yatırımlarının zamanında hayata geçirilmesi ve iletim projelerinin bölgesel ihtiyaçlarla uyumlu biçimde planlanması belirleyici olacaktır.
Politika arayışı: Yerli kapasiteyi korurken lisanssız kanalı nasıl açabiliriz
Lisanssız üretim, Türkiye’nin enerji dönüşümünde iki açıdan kritik. Küçük ve orta ölçekli işletmelerin enerji maliyetini yönetmesine imkân tanırken, aynı zamanda yerli tedarik zinciri için sürekli bir talep kanalı oluşturuyor. Beşinci ayda da kapasitenin sıfır kalması, bu iki avantajı aynı anda riske atıyor.
Kapasite kilidini çözmek için birkaç politika ekseni öne çıkıyor. İlk olarak, şebeke güçlendirme yatırımlarının hızlandırılması ve lisanssız üretimle ilgili kapasite tahsis stratejisinin bölgeler bazında açık bir takvimle duyurulması gerekiyor. İkinci olarak, çatı GES gibi şebekeye minimal ilave yük getiren uygulamalar için daha esnek bağlantı mekanizmaları ve kapasite havuzları tasarlanabilir. Üçüncü olarak, özellikle OSB’lerde tüketim profilini düzleştiren ve şebeke açısından avantaj yaratan projeler için lisanssız kapasite içinde önceliklendirme yapılması tartışılabilir.
Enerji dönüşümünün finansal etiketi ve yatırımcıya mesaj
Türkiye’nin iklim hedefleri, enerji ithalat faturasını azaltma hedefi ve sanayi rekabet gücü, yenilenebilir enerji yatırımlarıyla doğrudan ilişkili. Lisanssız üretim kanalı bu denklemde, özellikle KOBİ’ler ve orta ölçekli sanayi için en erişilebilir araçlardan biri. Ancak beş aydır devam eden kapasite kilidi, bu aracın fiilen devre dışı kalmasına yol açıyor.
Bu makalede aktarılan bilgiler, TEİAŞ’ın yayımladığı resmi kapasite tablolarına ve teknik değerlendirme raporlarına dayanan genel nitelikli bir sektörel değerlendirmedir. Herhangi bir şirketin, hissenin veya finansal enstrümanın alım satımına ilişkin yatırım tavsiyesi değildir. Amaç, lisanssız üretimde 2025 boyunca büyüyen kapasite krizini görünür kılmak ve hem politika yapıcılara hem sektör oyuncularına, enerji dönüşümünün finansal etiketi ve sorumluluk çerçevesi hakkında daha geniş bir perspektif sunmaktır.
Sizce lisanssız üretimde beş aydır devam eden kapasite krizini aşmak için hangi düzenleyici ve teknik adımlar önce atılmalı? Görüşlerinizi yorumlarda paylaşın.
İlgili haberler
- TEİAŞ verileri lisanssız üretimde dört aydır sıfır MW kapasite
- Lisanssız elektrik üretimi kapasite krizi ve yatırım etkileri
- Lisanssız elektrik üretiminde kapasite kıskacı TEİAŞ duyurusu yatırımcıları zorluyor
- Lisanssız elektrik üretimi kapasite tükendi uyarısı
- TEİAŞ lisanssız elektrik üretimi kapasite tahsisleri
- TEİAŞ’ın 28 Mart 2025 kapasite tablosu sonrası nisan sessiz geçti



Şebeke yatırımları ve dünya bankası kaynaklı iletim dönüşümü















